Kıyı Hareketleri Dayanışma Ağı‘nın (KIYIDA) çağrısıyla yurttaşlar, ülkenin pek çok yerinde özelleştirilerek halkın girişinin engellendiği kıyıların korunması, eşit ve ücretsiz erişimi için bir araya geldi.
Ülkenin dört bir yanında eş zamanlı yapılan eylemlerde “Kıyılar hepimizin ortak yaşam alanıdır” sesi yükseldi.
Kıyılar Halkındır İnisiyatifi: Halkın hakkı olanı geri almak için mücadele ediyoruz
Yurttaşlar kıyılara sahip çıkıyor: Kıyılar özel mülk değil, hepimizin ortak yaşam alanıdır!
Kıyı hareketleri birleşiyor: Kıyı Hareketleri Dayanışma Ağı kuruldu
Yurttaşlar Akçay, Altınoluk, Ayvalık, Bodrum, Burhaniye, Datça, Fethiye, Güzelbahçe, Heybeliada, Küçükkuyu, Van, Dalyan ve Burgazada, Marta Koyu‘nda eş zamanlı olarak gerçekleştirdikleri eylemde Anayasa ve Kıyı Kanunu‘nun uygulanması talebini yeniden dile getirdi. Ortak basın açıklamasıyla her bir kıyıdan dile getirilen ise şu ifadelerdi:
“Kıyıların sadece insanların olmadığını savunuyoruz, deniz ve kara ekosistemlerinin buluşma noktası olan kıyılardaki tüm canlı ve cansız varlıkları koruma ilkemiz, en temel çıkış noktamızı oluşturuyor. Bu nedenle, kıyılar halkındır yerine, kıyılar hepimizin diyoruz.”
Burgazada’dan Van’a kadar uzanan eylemlerde “Kıyılar hepimizin, hepimiz kıyıdayız” pankartları taşındı. Her bir kıyıda ayrıca bölgeye özel sorunlar dile getirildi. Van’da yapılan eylemde, Van Gölü’ne dikkat çekildi:
“Van Gölü kıyı işgallerini durdurun, Van Denizi kirlenmesin, çevre katliamı yapan kum ocaklarını durdurun.”
Heybeliada‘da ise kilometrelerce alanın tel kablolarla çekildiğini, ağaçların kesildiğini, adada kıyıya ulaşım noktalarından biri olan bölgeye söz konusu tel çitlerin yanına bir de kapı koyulduğunu belirten yurttaşlar, o anları şöyle kaydetti:
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Ortak basın açıklamasında ise şu ifadelere yer verildi:
“Bugün yine Türkiye’nin dört bir yanındaki kıyılarda bir arada, hepimiz KIYIDA’yız! 18 Mayıs’ta ilan ettiğimiz kuruluşumuzun ardından, tüm yaz sezonu boyunca hem yerellerimizdeki kıyı ekosistemi tahribatı ve işgallerine karşı mücadelemizi, hem de birleşik mücadelemizle Türkiye kıyı politikalarını etkileme çabamızı sürdürdük. Bugün burada ve Türkiye’nin pek çok yerinde eş zamanlı olarak çok temel hukuki, kamusal, toplumsal talebi dile getirmek için buluştuk: Anayasa ve Kıyı Kanunu’nu Uygula!
KIYIDA olarak, kıyı ekosistemlerini korumak ve kıyılara tüm insanların eşit ve ücretsiz olarak erişimini savunmak amacıyla mücadele ediyoruz. Kıyıların sadece insanların olmadığını savunuyoruz, deniz ve kara ekosistemlerinin buluşma noktası olan kıyılardaki tüm canlı ve cansız varlıkları koruma ilkemiz, en temel çıkış noktamızı oluşturuyor. Bu nedenle, kıyılar halkındır yerine, kıyılar hepimizin diyoruz.
Yalnızca kıyılar değil; dereler, nehirler, göller, ormanlar da hepimizin. Yakılan ormanlar, maden uğruna yok edilen ağaçlar, iş makinaları tarafından hoyratça kazılan toprak da hepimizin. Her bir yangın milyonlarca, belki milyarlarca canlının yok olmasına neden oluyor. Bu nedenle tüm yaşam alanlarımızı birlikte savunuyoruz.
Bununla birlikte, tüm kıyıların ciddi ölçekte işgal altında olması nedeniyle, insanlar olarak denize ve kıyılara ulaşamıyoruz. İşgal diyoruz, çünkü Anayasa’nın 43. maddesi ve Kıyı Kanunu’nun özellikle 5. ve 6. maddeleriyle; kıyıların kullanımında kamu yararının gözetilmesinin zorunlu olduğuna ve herkesin kıyılara serbest şekilde erişmesinin güvence altına alındığına bir kez daha dikkat çekmek istiyoruz. Kıyı hareketleri olarak, güvencemizi yasalardan alıyor, kamusal haklarımızı savunuyoruz. Yasalar açık; kıyılar özel mülkleştirmeye konu edilemez, yani ticarileştirilemez ve tamamen özgür bırakılmalıdır.”