1841’de suların yükselmesi sonucunda terk edilen ve Van Gölü‘nün sularının altında kalan, bugün bir kısmı “Çelebibağı” olarak adlandırılan Eski Erciş kuraklık sonucunda suların çekilmesi sonucunda gün yüzüne çıktı.
Agos’tan Sedat Ulugana’nın haberine göre bugüne kadar kale içindeki yapılar ve tarihi camiden bahsediliyor, lakin kiliseden bahsedilmiyordu. 1655 yılında Erciş’e gelen meşhur seyyah Evliya Çelebi, Erciş Kalesi hakkındaki ifadeleri ise şu şekilde:
“Van Gölü kenarında, alçak kayalık bir tepe üzerinde, dört köşe kuvvetli bir kaledir. Her taşı fil büyüklüğündedir. O kadar büyüktür ki üzerinde bir atlı cirit oynanabilir… Kalenin iki kapısı vardır. Adilcevaz kapısı büyük olandır. Kale içinde üstü toprak damlı bin adet ev ve iki yüz adet dükkan bulunur…Şehrin bir kısmı Hristiyandır.”
Definecilerin tehdidi altında
Kilisenin Adilcevaz Erciş dolaylarında yaşayan Ermeni Tarhan sülalesinde yer alan rahipler tarafından kurulduğu düşünülüyor. Bu sülalenin Halife Ali zamanından beri İslam devletleri tarafından neredeyse kutsal sayılan bir hanedan olduğu iddia ediliyor.
Ne yazık ki suların geri çekilmesiyle tekrar ortaya çıkan kiliseyi yeni bir tehlikeyle karşı karşıya. Definecilerin kazılarıyla tahrip edilen kilise eğer önlem alınmazsa ortaya çıktığı gibi yeniden yok olacak.