Türkiye Barolar Birliği’nin (TBB) Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu’ndan ihraç ettiği ekoloji avukatları ortak bir açıklama yayınladı.
İzmir Barosu‘nda dün yapılan açıklamada çevre ve ekoloji mücadelesinin daha geniş ve etkili biçimde yürütülmesine acil ihtiyaç duyulduğu belirtildi.
“Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu tarafından, TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu üyeliğinden haksız ve etik dışı yollarla tasfiye edilmemiz sonrası, değerlendirme toplantımızı yapmış bulunuyoruz.
Daha önce ifade ettiğimiz üzere, bizler öteden beri içinde yer aldığımız çevre ve ekoloji mücadelesini bulunduğumuz bütün mecralarda sürdürmeye devam ediyoruz, bundan sonra da yaşamı savunmaya devam edeceğiz.
Bununla birlikte, hükümetlerin uyguladığı kapitalist kalkınmacı politikalar ve sermayenin doğaya ve yaşam alanlarına saldırısı sonucunda dünyanın geleceğinin tehdit altında olduğunun bilinciyle, çevre ve ekoloji mücadelesinin daha geniş ve etkili bir biçimde yürütülmesine ihtiyacın aciliyetini duyumsuyoruz.
Bu ihtiyacın gereği olarak, bütün baroların ekolojik mücadelesi içinde daha etkin yer alacağı bir mücadele hattının yaratılması, bu mücadele içinden doğacak dayanışma ve eşitlik dilinin başta TBB olmak üzere tüm barolarda hakim olması gerekliliğinin farkındayız. Bu kapsamda sağlıklı çevrede yaşama hakkımızın korunmasına ilişkin mücadelenin yükseltilmesi için bütün meslektaşlarımızla birlikte çalışma kararlılığımızı ve bunun için çaba göstereceğimizi paylaşmak isteriz.
Bu toplantı için bize ev sahipliği yapan İzmir Barosu’na teşekkür ederiz.”
Ne olmuştu?
Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu 2011 yılından bu yana faaliyette bulunuyordu. Türkiye Barolar Birliği gönüllü avukat grubunu gerekçe göstermeden geçen Ekim ayında tasfiye ederek yerine 7 kişilik yeni bir kurul oluşturmuştu. Avukatlar tasfiye edildikleri bilgisini Türkiye Barolar Birliği’nin web sitesinden öğrendiklerini açıklamıştı. Görevlerine son verilen avukatlar Sivas Kangal’da, Artvin Cerattepe’de, Bergama Ovacık’ta, İzmir Efemçukuru’ndaki altın madenciliğine; Akkuyu’da, Sinop’ta ve İğneada’da kurulması planlanan nükleer santrale karşı gönüllü hukuki destek veriyordu.