Gezi duruşmasında 2. gün: “devlet Gezi olaylarında sağlık hakkı sorumluluğunu uygulamadı”

Gezi eylemlerine katıldığı gerekçesiyle 255 kişinin yargılandığı en kalabalık Gezi davası devam ediyor.

Davanın ikinci gününde, aralarında yaralılara yardım ettikleri için yargılanan iki hekim de savunmalarını verdi. Doktorlar, ‘Suçluyu kayırmak”, “İbadet yerini kirletmek” gibi suçlamalarla yargılanıyor.

doktor

“Tüm etik bilgiler yaptığımızı yapmamamın suç olduğunu gösteriyor”

Evrensel’den Eda Yıldırım‘ın haberine göre  yargılanan hekimlerden Erenç Yasemin Dokudan, “Bezmi Alem Valide Sultan Camii’nde bulunan yaralılara gerekli müdahaleyi yapmasaydık çok sayıda ölüm yaşanabilirdi. Biz bir kişiyi tedavi ederken kimseye ne olduğunu sormayız. Bu ilkelerle Hipokrat yeminimizi ettik. Bu yüzden bu davayı Hipokrat’a ağıt değil, Hipokrat’ı yeniden saygıyla selamlama fırsatı olarak görüyorum” dedi. Avukat Ziynet Özçelik de, devletin Gezi olaylarında, sağlık hakkı ile ilgili yükümlüğünü yerine getirmeyerek ambulans ve tıbbi personel hazır etmediğine vurgu yaptı.

Savunmasını veren diğer doktor Erenç Yasemin Dokudan, tıp etiği gereği tüm insanların sağlık hakkını korumakla yükümlü olduklarını söyledi; “Suçlamaların ardından tüm etik bilgileri ve yasaları tekrar inceledim. Yaptığımız şeyi yapmamamızın suç olduğunu öğrendim.”

“112’yi defalarca aradık, geç geldi”

Yargılanan diğer hekim Sercan Yüksel de yaralananların camiye taşındığını gördüğünde hekimlik refleksi gereği hemen camiye koştuğunu anlattı. “İçeride çok sayıda yaralı vardı. Her geçen dakika yaralıların sayısı artıyordu. Ağır yaralıların hastaneye sevk edilmesi için defalarca 112 acil servisini aradık ama sadece iki ya da üç defa ambulans geldi onlar da bir saat gecikmeli geldi” diyen Yüksel, sağlık çalışanlarının camide bulunmasının ölüm ve sakatlıkların olmaması açısından çok büyük bir şans olduğuna dikkat çekti.
Yüksel, savunmasının sonunda Gezi’de sağlık hizmeti veren tüm sağlık çalışanlarına teşekkür edince salondan yine alkışlar yükseldi.

Hekimlerin ardından avukatlar söz aldı. Avukat Ziynet Özçelik, sağlık hakkını ve usullerini tanımlayan uluslararası sözleşmelere değinerek, devletin Gezi Parkı eylemleri boyunca gerekli önlemleri almayarak sağlık hakkını ihlal ettiğine dikkat çekti. Yine polis saldırısı nedeniyle yaralananlara tıbbi yardım sunan sağlık çalışanlarının cezalandırılma amacıyla yargılanmasının da sağlık hakkının ihlali anlamına geldiğine de vurgu yaptı.

Avukat Meriç Eyüboğlu da hem Bezmi Alem Valide Sultan Camii hem de Taksim’de yaşanan polis saldırılarının fotoğraflarını göstererek, böyle koşullarda yaralıların halıya bulaşan kanı üzerinden iddianamede caminin kirletildiği suçlamasının yapılmasının da ibret verici olduğunu söyledi.

(Evrensel / Yeşil Gazete)

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer bağımlılığı ve kömürden çıkış projeksiyonu olmaması eleştiriliyor.

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etti.

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi...

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı...

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen,...

EN ÇOK OKUNANLAR