İnsan HaklarıManşetTürkiye

8. Yargı Paketi Meclis’te: 14 madde daha kabul edildi

0

TBMM Genel Kurulunda, kamuoyunda “8. Yargı Paketi” olarak bilinen “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nin birinci bölümünde yer alan 14 maddesi daha kabul edildi.

“Örgüt adına suç işleme’ye iki kez ceza

Kabul edilen maddeler arasındaki  Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçeleri dikkate alınarak Türk Ceza Kanunu‘nda yapılan değişiklikle, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme” fiili müstakil bir suç” olarak düzenleniyor. Buna göre, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca 2 yıl 6 aydan 6 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. İşlenen suçun niteliğine göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilecek. Bu hüküm sadece silahlı örgütler hakkında uygulanacak.

Örgüt adına suç işleyen kişi, hem işlediği suçtan hem de örgüt adına suç işleme cürmünden ayrı ayrı cezalandırılacak.

TCK’de belirtilen “devletin güvenliğine karşı suçlar ile anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar” bakımından, silahlı örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi de ayrıca 5 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılacak. İşlenen suçun niteliğine göre verilecek ceza, yarısına kadar indirilebilecek.

Ceza Muhakemesi Kanunu‘nda yapılan değişiklikle, koruma tedbirleri nedeniyle tazminat istemlerinin kapsamı genişletiliyor. Düzenlemeye göre, yakalama ve tutuklama işlemlerinin yanı sıra adli kontrol işlemlerine karşı, kanunda öngörülen başvuru imkanlarından yararlandırılmayan kişiler, tazminat isteminde bulunabilecek.

Adli kontrol yükümlülükleri uygulandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilenlerin, tazminat isteminde bulunabilmelerine de imkan tanınıyor.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması

Ceza Muhakemesi Kanunu’nda, hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kapsamında, sanığa yüklenen suçtan dolayı yargılama sonunda hükmolunan ceza, 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecek. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklı kalacak.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması, suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekecek.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde sanık, 5 yıl süreyle denetim süresine tabi tutulacak.

Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kalkacak ve davanın düşmesine karar verilecek.

Kanunlarda kesin olduğu yazılı hükümler saklı kalmak üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı istinaf yoluna başvurulabilecek.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümler, Anayasa’da koruma altına alınan inkılap kanunlarında yer alan suçlara ilişkin uygulanmayacak.

Medeni Kanun’daki değişiklikler

Teklifle, Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda Türk Medeni Kanunu’nda değişiklik yapılması öngörülüyor. Özgürlüğü bağlayıcı ceza sebebiyle kısıtlanma kurumu değiştirilerek, cezaevinde bulunma hali doğrudan doğruya kısıtlama nedeni olmaktan çıkarılıyor. Hükümlünün kısıtlanması esas olarak kendi isteğine bırakılırken, toplam 5 yıl veya daha fazla kesinleşmiş hapis cezasının infazı bakımından hükümlünün kısıtlanması, kişiliğinin veya mal varlığının korunması kriterine bağlanarak bu konuda vesayet makamına takdir hakkı veriliyor.

Buna göre, kesinleşmiş hapis cezasının infazı amacıyla cezaevinde bulunan ergin bir kişi, isteği üzerine kısıtlanacak veya kendisine kayyım atanacak. Toplam 5 yıl veya daha fazla kesinleşmiş hapis cezasına çarptırılan kişi, isteği bulunmasa dahi kişiliğinin veya mal varlığının korunması bakımından gerekli görülmesi halinde kısıtlanabilecek.

Resmi sağlık kurulu raporunun alınabilmesini temin amacıyla kişinin vücudundan kan veya benzeri biyolojik örneklerle kıl, tükürük, tırnak gibi örnekler alınabilecek. Kişiye gerekli tıbbi müdahaleler yapılabilecek ve gerektiğinde kişi, hekim ön raporu üzerine en fazla 20 gün süreyle sağlık kuruluşuna yerleştirilebilecek.

Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, teklifin 16. maddesinin kabul edilmesinin ardından birleşime ara verdi. Aranın ardından komisyonun yerini almaması üzerine, birleşimi, saat 14.00’te toplanmak üzere kapattı. 

You may also like

Comments

Comments are closed.