MUĞLA – Aralarında zeytin ve zeytinyağı üreticileri, sivil toplum kuruluşları ve yurttaş örgütlenmelerinin bulunduğu kurumların yaptığı açıklamada, zeytinlikleri madenciliğe açan 1 Mart tarihli yönetmelik değişikliği hakkında verilen yürütmenin durdurulması kararının kaldırılmasına tepki gösterildi.
Zeytinliklerin maden için kesilmesinin önünü açan değişikliğe karşı yüzlerce dava açılmış, Milas‘taki Akbelen Ormanı‘nı YK Enerji‘nin kömür madenine vermemek için bir yıldır mücadelesini sürdüren İkizköy Çevre Komitesi‘nin de dahil açılan davaların pek çoğunda yönetmelik hakkında yürütmeyi durdurma kararı verilmişti.
Ancak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı‘nın itirazı üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu (DİDDK), 31 Temmuz’da ‘müşterek bir karar verilmesi gerektiğini’ söyleyerek bazı davalarda verilen yürütmeyi durdurma kararını iptal etti.
Bugün yapılan açıklamada kuruluşlar, zeytinlikleri madenciliğe karşı yeniden savunmasız bırakan bu yeni kararın kabul edilemez olduğu vurguladı ve yönetmelik değişikliğinin esastan iptalini talep etti.
TEMA Vakfı, WWF-Türkiye, Yeşil Düşünce Derneği, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi, Greenpeace Akdeniz, Kuzey Ormanları Savunması, Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) gibi pek çok kuruluşun imzası bulunan açıklamada yönetmelik değişikliğinin hala açıkça hukuka aykırı olduğu vurgulandı:
“83 yıldır yasalarla korunan Anadolu’nun zeytinlikleri, birçok kez madencilik faaliyetlerine, imara, enerji projelerine açılmak istendi. Ancak zeytin üreticileri, yaşam savunucuları, sivil toplum örgütleri ve sendikaların mücadelesi sonucu zeytin ağaçları bugüne kadar korunabildi.”
1 Mart 2022’de ise ülkenin ‘‘elektrik ihtiyacı’’ öne sürülerek zeytinlikler kanunlara ve uluslararası sözleşmelere uygun olmayan bir yönetmelik değişikliğiyle madenciliğe açıldı.
1939 yılında yürürlüğe giren 3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması Hakkında Kanunu‘nun 202inci maddesi şöyle: Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez. Bu alanlarda yapılacak zeytinyağı fabrikaları ile küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmeleri yapımı ve işletilmesi Tarım ve Köyişleri Bakanlığının iznine bağlıdır.”
Zeytinlikleri faaliyete açan 1 Mart tarihli kararda ise şöyle denmişti: Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 115’inci Maddesi: “Ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlara denk gelmesi ve faaliyetlerin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmaması durumunda madencilik faaliyeti yürütecek kişinin faaliyetlerin bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getireceğini taahhüt etmesi şartıyla Genel Müdürlük tarafından belirlenen çalışma takvimi içerisinde zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınmasına, sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak Bakanlıkça izin verilebilir.”
Açıklamada, zeytin ve zeytinciliğin önemi de şu ifadelerle anlatıldı:
“Türkiye zeytin üretiminde dünyada 5’inci, zeytin ihracatında ise 4’üncü sırada yer alıyor. ‘‘Elektrik ihtiyacı’’ gerekçesiyle ülkemizin dış ticaret dengesinin sağlanmasında zeytin ihracatının payı görmezden gelinerek zeytinle ülke ekonomisine daha fazla katkı sağlanması engelleniyor.
Öte yandan, gerek Muğla Akbelen ve Yatağan’da gerekse Denizli Avdan’da kömür madenciliğine karşı ormanı ve zeytinlikleri için mücadele eden yurttaşlar yürütmeyi durdurma kararının kaldırılmasından dolayı kaygılı.
Akbelen’de bu yönetmelik değişikliğinden hareketle zeytinliklere girilmiş, 17 zeytin ağacı sökülmüştü. Şimdi yürütmenin durdurulması kararının kaldırılması ile Muğla Akbelen, Yatağan ve Denizli Avdan başta olmak üzere tüm zeytinliklere yönelik tehdidin tekrarlanmasından tedirginiz.
Unutulmamalı ki, soframızdan eksik etmediğimiz zeytinimiz, binbir çeşit börtü böceğin yaşam alanı olmasının yanında yerel toplulukların da geçim kaynağı. Değil tek bir zeytin tanesini kaybetmek, bu toprakların binlerce yıllık zeytin üretimini daha da artırmamız gerekiyor.
İklim krizi ve gıda krizi göz önünde bulundurularak, Türkiye için hayati önemdeki zeytinliklerinden, enerji üretimi gerekçe gösterilerek vazgeçilme girişiminin hukuka ve bilime uygun olmadığını bir kez daha ifade ediyor, zeytinliklerin koşulsuz korunmasını talep ediyoruz.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…