Kültür-SanatManşet

5. Yeni Metin Yeni Tiyatro Festivali 28 Eylül’de başlıyor

0

Yeni oyun yazarlarının seyirciyle buluşacağı Yeni Metin Yeni Tiyatro Festivali bu yıl “Peki ya Mutluluk?” temasıyla gerçekleşiyor.

45

28 Eylül – 3 Ekim 2016 tarihleri arasında gerçekleşecek festival kapsamında oyun okumaları, özel projeler ve söyleşiler yer alacak.

2011 senesinden beri devam eden Yeni Metin Yeni Tiyatro Festivali bu sene ilk defa bağımsız tiyatrolarla işbirliğinde gerçekleşecek.

46

Altıdan Sonra Tiyatro, ikincikat, Talimhane Tiyatrosu, Emek Sahnesi ve Tatavla Tiyatrosu’nun destek verdiği festivalde etkinliklerin ve özel projelerin yanısıra, 2015-2016 sezonunda Galata Perform Oyun Yazarlığı atölyelerinde yazılan oyunlar okuma tiyatrosu olarak seyirciyle buluşacak.

Festival Programı şöyle..

28 Eylül, Çarşamba

“Fikri’nin Vişne Bahçesi “
(sahnelenmiş oyun okuması & söyleşi)

31

Yazan: Ülkü Oktay
Yöneten: Yeşim Özsoy
Oyuncu: Beyti Engin

Balat’ta bir evde yaşayan ileri yaşlardaki amatör oyuncu Fikri, Çehov’un “Vişne Bahçesi” oyunundan bölümleri kendi kendine oynarken hayatı, geçmişi ve yaşadıklarıyla yüzleşir.

Galataperform : Saat – 20:00

‘Yamyamlar’
(oyun okuması)

30

Yazan: Ronan Cheneau
Yöneten: Yeşim Özsoy

Oyuncular: Yiğit Özşener, Reyhan Özdilek, Murat Mahmutyazıcıoğlu, Ceren Demirel ve Rıdvan Erdem Kaynarca.
Fransız Kültür Merkezi’nin desteğiyle oluşturulan etkinlikte geçtiğimiz sezon yine kurumun desteğiyle atölyeler kapsamında ders veren Ronan Cheneau’nun metni sahnelenmiş okuma tiyatrosu olarak FKM Sahnede yer alıyor.
Yamyamlar adlı oyun, genç bir çiftin öyküsü etrafında şekilleniyor. Yazar Ronan Cheneau metni oluşturmadan önce merkeze ışık ve ses tasarımını koyarak “iyi kurulmuş metin” algısını alt üst ediyor. Dolayısıyla oyun metni yazılmadan önce bir sahne tasarımı fikri oluşuyor. Sıradan ve hayat tarafından şımartılmış genç bir çiftin yaşadığı geniş loft bir daire… Yönetmen David Bobee ile bir tasarım fikrinden yola çıkarak oluşturulan Yamyamlar, çiftin kendilerini yakarak intihar etmeleriyle başlar ve piyasa toplumu karşısında aciz olma durumuna keskin bir bakış atar. Çifti bu geri dönülmez eylemi yapmaya iten şeyleri yol boyunca izleriz.

Bilet: ücretsiz etkinlik

Fransız Kültür Merkezi
Saat – 19.30

30 Eylül, Cuma

“Çiçek Tangosu”
(oyun okuması & söyleşi)

40

Yazan: Salihcan Sezer
Yöneten: Mehmet Bilge Aslan
Oyuncular: Deniz Türkali, Mustafa Ergüven

Eski, görkemli bir sinema aktrisi olan, evinde senede bir gece açan çiçeğiyle yaşayan Fulya, Büyükada’ya, yıllar evvel ayrıldığı ve o gün bugündür unutamadığı büyük aşkı Ediz’in yanına taşınma hazırlıkları yapmaktadır. Ediz’in oğlu Ramazan, babasının ölüm haberi ile babasından kalan bir film senaryosuyla Fulya’nın evine gider. Fulya; Ramazan’a ”hoş geldin Ediz” der, çatal kurabiye ikram eder. Birlikte senaryo üzerine çalışırlarken sırlar, hatıralar, hayaller ve hayaletler ortaya çıkacak; Ramazan’ın geçmişiyle, Fulya’nın gençliği birbiriyle çarpışacaktır. Bu çarpışma sonucu hisler doğacak, hisler izler bırakacak, izler şimdiki zamanla yarını değiştirecektir.

ikincikat
Saat – 19.00

“Çember”
(oyun okuması & söyleşi)

41

Yazan: Cihan Çakan
Yöneten: Şaziye Konaç
Oyuncular: Levent Kurumlu, Elif Ongan Tekçe, Zuhal Güreli, Esra Ergün, Ahmet Çaplı, Ahhan Şener, Didem Doğan

1 Haziran 1970 – 1 Haziran 1971… Türkiye tarihinde iz bırakan zamanlar: ilk köprünün inşası, 15-16 Haziran işçi ayaklanması, 12 Mart Muhtırası, Deniz Gezmişlerin yakalanması… Mutsuz bir aile hayatından dolayı çocuk denecek yaşlarda İsveç’e götürülmüş ve orada sürgün Kürt’lerle tanışmış Ferdiye Kuzguncuk’taki “Kemal Bey Konak”a yıllar sonra bu hareketli zamanlarda geri döner. Yan konaktaki komşusu ve babasının yakın arkadaşı olan, bunamış emekli paşa Atıf Efendi’den ara ara çocukluk anılarını dinlerken “Kemal Bey Konak”a Denizleri kurtarmak için eylem hazırlığında olan üniversite öğrencisi Niyazi sığınır. Ferdiye Niyazi’yi konakta saklarken Atıf Efendi konakta bir devrimcinin olduğundan emindir ve ülke düzenini bozduklarını düşündüğü devrimcilere bir şekilde ceza biçilmesi gerektiğinin kanısındadır. Bir yıl bir günlük sürede olaylar yaşandıkça “Kemal Bey Konak”ın da dâhil olmak üzere herkesin hikâyesi de yavaş yavaş “çıt” etmeye başlar. “Peki ya mutluluk?” teması merkeze alınarak yazılan “Çember” işte “çıt” eden bu hikâyelerin nasıl bir mutsuzlukla kuşatılmışlığın kesitidir.

ikincikat
Saat – 21.30

1 Ekim, Cumartesi

“İstanbul Yansımaları / Reflections of Istanbul”
(oyun okuması & söyleşi)

GalataPerform’un 2015-2016 sezonunda ağırladığı Amsterdam’daki De Tekstsmederij kurumundan Hollandalı genç yazarların İstanbul üzerine ürettikleri oyunların okuması GalataPerform’da gerçekleşecek. 3 farklı oyunun okumasının ardından Hollandalı genç yazarlarla bir söyleşi gerçekleşecek.

KAPI (Gateway)

Yazan: Simon Weeda
Yöneten: Berfin Zenderlioğlu

Birkaç yıl geriye doğru bakarak iki Hollandalı adam Türkiye üzerinden Suriye’deki savaşa gitme öykülerini anlatırlar. Eski bir denizli olan Friz kökenli Tiebe ve Ürdün kökenli genç Samer’in öyküsü… Bir hikâye anlatıcısının ricası üzerine nasıl aynı uçağa bindiklerini, nasıl aynı hotelde kaldıklarını ve sonunda nasıl aynı araba içinde sınıra doğru yol aldıklarını anlatırlar.

YURTSUZ KADINLAR (Women Wanderin)

Yazan: Sara van Gennip
Yöneten: Enginay Gültekin

“Arayan Kadın” dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için elinden geleni yeterince yapmadığını aniden fark eden Elif’in hikâyesidir. Beş yıldır bir gazetede köşe yazarı olarak çalışan Elif gazetedeki köşesindeki kelimeleriyle bir şeyi değiştiremediğini düşünür. Mülteciler savaştan kaçarlar ama kalacak güvenli bir yer bulamazlar, değişik fikirlere sahip insanlar konuşmak yerine kavga ederler, dünyanın her yerinden kadınlar tacize maruz kalıyor… Elif gazeteciliğinin ve kelimelerinin bir işe yaramadığını düşünüp bir gece Rawa adındaki bir kadını evine alır… Neden olmasın? Neden denemeyelim? Yiyeceğimizi, evimizi, düşüncelerimizi, aşkımızı ve umutlarımızı neden paylaşmayalım?

BİR ŞEHİRDEN PARÇALAR (Fragments of a City)

Yazan: Timen Jan Veenstra
Yöneten: Görkem Şarkan

“Şehir Parçaları” İstanbul’dan seslerin bir araya geldiği bir ses koleksiyonudur. Her bir sahnesi değişik bir İstanbullunun gözünden anlatılmıştır. Sahneler ilerledikçe şehri tanırız. Onunla yaşar, ölürüz ve güler, ağlarız. Zaman hareket halindedir, evrilir, akar; tıpkı İstanbul gibi… Hayatın ortasında etraflarında olanları sorgulayan iki ses arasında bir diyalog gelişir. Şiirsellik, müzikalite ve duygudaşlık bu oyundaki rehberimizdir. Bir konusu yoktur, çünkü hiç bir şey değişmez ama her şey değişir.

GalataPerform
saat 13:00

Balat Monologlar Müzesi
(sahnelenmiş oyun okumaları)

Proje Direktörü: Ahmet Sami Özbudak
Yazanlar: Caner Kılıç, Yeşim Akyol Günay, Nihal Öztürk, Salihcan Sezer, Volkan Çıkıntoğlu, Serdar Kurt
Yönetenler: Ayfer Dönmez, Başak Kıvılcım, Lesli Karavil, Ilgın Sönmez, Doğu Polat/Koray Doğan
Oyuncular: Şebnem Köstem, Batur Belirdi, Kübra Balcan, Koray Kadirağa, Erol Babaoğlu

Ödüllü oyun yazarı Ahmet Sami Özbudak’ın oluşturduğu ve Balat için yazılmış oyunlardan oluşan “Balat Monologları Müzesi” ayrı bir tat katacak. Balat’ta bir binada dolaşılarak aynı anda sergilenecek monologların gösteriminde seyirci farklı bir seyir deneyimi yaşayacak.

Balat Bölgesi (mekan ilan edilecek)
Saat – 17.00

“Ay Işığında Gökkuşağı”
(oyun okuması & söyleşi)

43

Yazan: Serdar Kurt
Yöneten: Çağrı Şensoy
Oyuncular: Sevil Akı, İbrahim Kendirci, Hüseyin Sevimli

Aynı gün içerisinde 3 kutlama: Doğum günü, mezuniyet ve evlilik… Neşe, Erinç ve Atınç, olup bitenden haberi olmayan Melis’e hayatının en mutlu ve en güzel gününü yaşatmak için aynı oyunda bir araya gelirler…
Neşe: “Ne çabuk geçiyor yıllar… Ebedi gençliğin sırlarına her zaman vakıf olacaksın. Parlak bir zekân olacak. Hayal gücün seni büyülü yerlere ulaştıracak. Doğum günün kutlu ve mutlu olsun…“
Erinç: ”Mezun olmak her şeyin bittiği anlamına gelmez… Yaşadığın her gün çalışmana fırsat kalmadan sürekli sınavlarla doludur. Ama hiçbiri senden daha önemli değil…”
Atınç: “Varlığınla onurlandırdığın bu hayatı ömrünün sonuna kadar benimle paylaşmak istediğin için sana minnettarım.”

Talimhane Sahnesi
Saat – 19.00

“Son Tango”
(sahnelenmiş oyun okuması & söyleşi)

33

Yazan: Ayşegül Alpak
Yöneten: Hümay Güldağ
Oyuncular: Şencan Güleryüz, Füsun Kostak

Kanser olduğunu ve çok az zamanı kaldığını öğrenen kadın, iki aylık bebeğini aldırmak zorunda kalır. Son günlerini zorla hastane odasında geçirmek istemediğinden, bu durumu eşinden saklar. Gizlice kemoterapi alırken, kocasını aslında hiç tanımadığını fark eder. Kendiyle ilgili hayatında ilk kez karar veren kadın bu durumla yüzleşirken, hayatı ve yaşamı sorgular.

Başarı odaklı yaşayan adam, hâkim olabilmek için adaleti yok sayarak hukuk mücadelesini verirken, çocuğunu kaybettiğini ve karısının her geçen gün eridiğini fark etmeyecek kadar körleşmiştir. Kazandığı davalarla çocuğuna güzel bir hayat vereceğini umut ederken, doğmamış çocuğunun çoktan bu dünyayı terk ettiğini öğrenir. Oyun, “adalet, hukuk, birey mi kanser oldu yoksa insanlık mı?” Sorusunu sorarken, avukat bir adamla, iki aylık hamile olan eşinin trajik öyküsünü anlatır.

Talimhane Sahnesi
Saat – 21.00

2 Ekim, Pazar

“Rapunzel’in Düşüşü”
(oyun okuması & söyleşi)

36

Yazan: Fatih Köse
Yöneten: Eraslan Sağlam
Oyuncular:

Oyun, mutluluk kavramının, mutluluk beklentisinin ve mutlulukla uzaktan yakından ilişkili hiçbir şeyin olmadığı bir dünyada geçmektedir. Hiçbir hikâyenin mutlu sonu yoktur. İnsanların mutlu olmak için uydurdukları ritüeller yoktur. Cennet kavramı yoktur. Renkler yoktur. Bu dünyada bazı insanlar mutlu hissedebilmek için yasaklanmış bir yiyecek olan çikolatayı yerler. Yasaklılar listesinde, çikolata, müzik, kedi videoları gibi uzun bir liste vardır. Bu yasaklara uymayanlar tedavi için terapi merkezlerine kapatılırlar ve ‘Depresan’ tedavisi uygulanarak normal insanlara dönüştürülürler…

Tatavla Sahnesi
Saat – 13.00

“Minör Bir Aşkın Anatomisi”
(oyun okuması & söyleşi)

37

Yazan: Caner Kılıç
Yöneten: Ömer Akgüllü
Başak Kalkan, Hande Elaman, Yasemin Yeşilgöz, Kayhan Açıkgöz, Kürşat Demir, Saadettin Okumuş
Proje Asistanı: Müge Ersan

Oyunda bir adamın 3 farklı dönemi iç içe geçmiş metinler ve farklı bir sahneleme önermesi içirerek seyirciye ulaşmaktadır. Yazarın anlatımıyla “Bu oyun, Meta modernist bir çalışmaya adaydır. Postmodernizm sonrası akım olan meta modernizm, 2000’li yıllar sonrası kültür sanat hayatımızdaki, estetik bakışların değişikliklerin kavramsallaştırılması. Tam anlamıyla bir sanat akımı değil ama kısaca; doğanın uçları arasında salınım, ilginçlik, kökleri arama, yeniden anlatıcı, yeni samimiyet kavramlarını üzerinde çok duruyor. Ve tabi magical realizm veya spekülatif realizm (keza benim de kullandığım). Bu akımı anlama adına bir kaç örnek de; Wes Anderson, Miranda July tiyatroda Brüksel tiyatrosu akımın önde gelen örnekleri…
Tatavla Sahnesi
Saat 15.30

“Bir Meşrutiyet Faciası Yahut Gündüzlerimiz”
(oyun okuması & söyleşi)

42

Yazan: Volkan Çıkıntoğlu
Yöneten: Celal Mordeniz
Oyuncular: Volkan Çıkıntoğlu, Hakan Emre Günal, Doğu Can

Oyunda 3 farklı karakter bir rüya oyununun içinde bulurlar kendilerini. Gerçeklerle rüyalar iç içe geçerken karakterlerin hikayelerini de bir gizem bulutunun arkasından algılamaya başlarız. Farklı bir sahneleme önermesiyle gelen metin sahnede atmosfer yaratma konusunda özel bir çalışma talep eder.

Kumbaracı 50
Saat – 18:00

“Dosya 333”
(oyun okuması & söyleşi)

38

Yazan: Tolga Çıklaçiftçi
Yöneten: Gülhan Kadim
Oyuncular: Özer Arslan, Murat Kapu, Yiğit Sertdemir, Selin Girit

Başvurular için yapılan mülakatta randevuları tesadüf eseri ardı ardına gelen Furkan ve Kudret, aslında işlemedikleri suçlardan dolayı hapis yatan ve aynı hücreyi paylaşan iki kişidir. On ay hapiste kalıp sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırlar. Dava tutuksuz sürerken birine beraat kararı çıkar, diğeri için ise dava devam eder. İşin aslı aynı oranda konuyla alakasız ve suçsuzdurlar. Birbirlerine on ay destek vermiş bu iki kişi, kanun karşısında “eşit derecede haksız” suçlanırken, aralarını açan yine adalet(sizlik) sistemi olur. Yalnız biri beraat etmiştir. Kudretin mülakatı devam ederken Furkan kendininkine gelir ve karşılaşır ve öğle arasında bir buçuk saat toplantı odasında beklemeleri istenir. Baş başa kalırlar ve yaşadıkları tüm süreci tekrar hatırlayacakları, birbirlerini ve hukuk sistemini sorgulayacakları bir yüzleşme yaşanır. Memur geri döner. Kudretin mülakatını tamamlar. Üstüne Furkan anlatır. Memur ikisinin belgesel film projesini de beğenmiştir. Ama sorun şudur. Memur bu iki filmden yalnız bir filme destek verileceğini açıklar.

Hukuk sistemi ile savaşırken birbirlerine düşen iki insan, bir devlet kurumundan almaya ihtiyaç duydukları ödenek için de karşı karşıya gelmiştir.

Kumbaracı 50
Saat – 21.00

3 Ekim, Pazartesi

“Soğuk”
(oyun okuması & söyleşi)

34

Yazan: Şirin Gürbüz
Yöneten: Pınar Ylldırım
Oyuncular: Fatih Dönmez, Onur Tanyeri, Togay Kılıçoğlu, Zeynep Çelik Küreş

Bir hastanede bomba patlar. Genç bir adam, bir doktor ve hizmetli morgda mahsur kalır. Genç adamın hastaneye geliş amacı, babasını ameliyat eden doktordan intikam almaktır. Çünkü babası ameliyat masasında hayatını kaybetmiştir. Bunun için doktoru suçlar. Ve şimdi o doktorla morgda baş başadır. Zaman ilerledikçe genç adam babası ile ilgili yeni bilgiler edinir. Ve orada olma amacı anlamını yitirmeye başlar.

Emek Sahnesi
Saat – 21:00

“Sığın (m)ak”
(oyun okuması & söyleşi)

35

Yazan: Seda Özelsoy
Yöneten: Edip Tepeli
Oyuncular: Ayşecan Tatari, Doğa Nalbantoğlu, Pınar Yıldırım

Ne zaman başladığı, ne kadar süreceği belli olmayan bir savaş… Günümüzde yaşanan bölgesel savaşlar gibi. Ukrayna, Suriye, Libya, Yemen, Kürdistan, Kolombiya, Afganistan, Pakistan… Ülkeler, kültürler farklı belki ama yaşanan korku, sindirilmişlik, yalnızlık, güvensizlik hissi aynı. Bir sığınak… Evlerinin altındaki sığınağı, yukarıdan taşıdıkları eşyalarla yarım yamalak evleri haline getirmiş bir aile… Tuna, Meriç ve 6 yaşındaki oğulları Can… Tuna hayatını kaçakçılık işleriyle geçirir. Meriç savaş başladığında bir patlamada oğullarını kaybettiklerinden beri hiç dışarı çıkmamıştır ve oğlunun öldüğünü kabul etmeden yaşamına devam eder. Can’ın onlarla beraber yaşadığını düşünür. Onunla konuşur, isteklerini yerine getirir. Bir gün Gülay adında bir kadın ülkeden kaçmak için kaçakçı Adem’in parasını çalar. Ondan kaçarken kendini Meriç’lerin sığınağında bulur. Bir süre orada kalır. Ve rutini bozar. Kim aslında deli, kim normal? Normal? Başlı başına soru bu belki de. Mutlu olmak için “kurulu bir dünyada yaşamak” yeterli mi? Ya da o dünyayı kendin kurduğunda anormal mi oluyorsun?

Emek Sahnesi
Saat – 18:00

4 Ekim, Salı

“Çika”
(oyun)

39

Yöneten: Hazar Sayar
Oynayan: Zuhal Güreli

GalataPerform’un 2015-2016 Yönetmenlik ve Oyunculuk atölyesinden çıkan iki katılımcının ortak çalışması “Çika”, İstos yayınlarının “Fahişe Çika” adlı röportaj metninden uyarlandı. Oyun, Türkiye’nin kuruluş dönemi ve sonrasındaki sancıları bir Rum fahişenin hayatı üzerinden işliyor.

Galata Perform
Saat – 20:30

 

Haber: Murat Akdağ

(Yeşil Gazete)

You may also like

Comments

Comments are closed.