Doğa MücadelesiManşetUncategorized

30 OGM yetkilisi hakkında suç duyurusu: Yangınların söndürülmesini imkansız hale getirdiler

0

Çevre alanında çalışan hukukçular, geçen yaz 178 bin hektar ormanın yanmasına neden oldukları ve yangından sonra analiz olmaksızın ağaçların kesilerek orman varlığını azalttıkları gerekçesiyle Orman Genel Müdürlüğü (OGM) bünyesindeki 30 yetkili hakkında suç duyurusunda bulundu.

Dilekçelerinde yangına dair hazırlıkların yapılmadığına değinen avukatlar şu ifadelere yer verdi:

“Görevi kötüye kullanmak ve anayasal suç işlemek suretiyle ormanların yanmasına neden olan şüpheliler, yanan ormanları rehabilite etmek yerine hiçbir planlama ve analiz raporu olmaksızın özel şirketlere kestirmektedir. Orman varlığımız bizzat Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey ve diğer şüpheliler tarafından yok edilmektedir.”

Avukatlar, Karacabey dışında Muğla, Kayseri, Adana, Ankara, Balıkesir, İstanbul gibi çok sayıda büyükşehrin İl Orman Genel Müdürleri hakkında;

  • Anayasanın 169. maddesini ve Türk Ceza Kanunu (TCK) md. 257 ‘yi ihlal edecek şekilde “orman varlığımızın azaltılması” ve “görevi kötüye kullanma”,
  • TCK 305. maddedeki “Temel milli yararlara karşı faaliyette bulunmak üzere yarar sağlama”
  • Madencilik sahalarında denetim ve rehabilitasyon çalışmasının yapılmamasından mütevellit görevi kötüye kullanma
  • ve Anayasanın 3. Maddesi  “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmaya teşebbüs” suçlarından soruşturma yapılması ve cezalandırılmaları için kamu davası açılması talep edildi.

OGM 2020 Yılı Sayıştay Denetim Raporu’ndaki “Yangın Eylem Planlarının hazırlanmasının Orman Genel Müdürlüğünün görevi kapsamında olduğu halde her yerleşim yeri için hazırlanmadığı ve yanan alanlar ile bu alanlarda yapılan çalışmaların tamamının coğrafi bilgi sistemi kapsamında izlenmediği tespit edilmiş, böylece yangınların yol açtığı ekonomik kayıplar ve büyük zararların azaltılması sağlanamayarak kamu zararına sebep olunduğu” ifadeleri de delil olarak sunuldu.

THK uçakları kasıtlı olarak ıskartaya çıkarıldı

Dilekçede, davalı kişilerin Yangın Eylem Planı hazırlamadıkları ve uygulamadıkları bunun yanı sıra “Türk Hava Kurumu’nun (THK) çalışabilir durumdaki aktif yangın söndürme uçaklarını da bir yönetmelik-şartname değişikliği ile ıskartaya çıkardığı ve böylece yangınların söndürülmesini imkansız hale getirdiği kaydedildi:

“2021 yangınında kasıtlı olarak kullanılmadığı ve devre dışı bırakıldığı anlaşılan THK uçaklarının  yangın söndürmede kullanılabilecek durumda olduğunun anlaşılması ve 2022 yazında kullanılmak üzere hazırlanmasıyla birlikte bilhassa eski Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli‘nin ve Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey’in “görevi kötüye kullanma” ve “temel milli yararlara karşı faaliyette bulunmak üzere yarar sağlama” suçu işlediği sabit olmuştur.”

Ayrıca yetkililerin, orman işçileri ve orman muhafaza memuru sayısını azaltması da yangının söndürülememesine gerekçe olarak sunuldu.

Artık köylü ormanları teşkilattan koruyor

Dilekçede “Özellik arz eden bir orman alanının koruma statüsüne kavuşturulmasına Orman Genel Müdürlüğü izin vermezken, aynı duyarlılığı maden iznini verirken göstermemektedir” denildi ve eskiden ormanların orman köylüsünden korunduğu, artık orman köylülerinin ağaç kesiminden dolayı ormanları korumak için mücadele verdiği ifade edildi.

Bu kesimlerin bir örneğinin Milas ve Bodrum ilçelerinde 2021 yılı Aralık ayı itibariyle gerçekleştiği, Orman Genel Müdürü ve Muğla Orman Bölge Müdürünün bilgisi dahilinde bizzat kamu görevlilerinin orman suçu işleyerek yangın felaketinden kurtulan ormanlarda maddi gelir sağlamak amacıyla kesim yaptığı, hatta kesimlerde profesyonel alet-edevatlar ve motorlu testereler kullanıldığı da delil olarak sunuldu.

Yine OGM tarafından ormanlık alanlardaki maden sahalarında etkin denetimin yürütülmediği; izinsiz yapılaşma ve izin amacı dışında kullanım tespitlerine yönelik herhangi bir işlem yapılmadığına dair belgeler de dilekçede yer aldı.

Ormanların korunması milli güvenlik meselesidir

Davalıların “temel milli yararlara karşı faaliyette bulunduğu” ise iklim krizi ve covid-19 pandemisiyle ilişkilendirilerek sunuldu:

Somut bilimsel deliller ışığında doğal ekosistemlerin tahrip edilmesinin madencilik ve termik santrallerinin de sebep olduğu coronavirus salgınının yıkıcılığını artırdığı ve orman suçlarının ülkemiz halkının yaşamını tehdit ettiği açıktır.

İklim krizinin neden olduğu şiddeti ve yoğunluğu giderek artacak afetler nedeniyle ormanlarımızın korunması hayati önem arz etmektedir, ormanların korunması bir milli güvenlik meselesidir.

 

 

You may also like

Comments

Comments are closed.