Dünyaİklim KriziManşet

2025’e kadar atılacak adımların hızlandırılması, küresel ısıtmayı 2 derece altında tutabilir

0

Inevitable Policy Response (IPR) programının bir parçası olarak, Birleşmiş Milletler tarafından desteklenen Sorumlu Yatırım İlkeleri (PRI)  2025’ten önce hızlandırılmış iklim politikasına ilişkin yeni ve önemli bir tahmin yayımladı.

Rapor, politika yapıcıların önemli ama gerçekçi politika eylemiyle mevcut ulusal karbondan arındırma planlarını geliştirmeleri durumunda, Paris Anlaşması’nın, küresel ısınmanın 2°C’nin oldukça altında sınırlandırılması hedefine ulaşmanın mümkün olduğunu gösteriyor.

Olası politika gelişmelerine ilişkin önemli öngörülerde bulunan ve reel ekonomi üzerindeki etkisini değerlendiren yeni küresel IPR Tahmini Politika Senaryosu (FPS), iklim politikasında 2025 yılına kadar önemli bir ivmelenmenin muhtemel olduğunu tespit ediyor.

Yüzde 50 şans öngörüyor

Yatırımcıların iklim politikası risk ve fırsatlarına nasıl yaklaştıklarını yeniden belirlemelerine yardımcı olan 2019 yılı Tahmini’ni temel alan bu yılki FPS güncellemesi, ayrıntılı düzeyde 21 büyük ekonomiyi içeriyor.

FPS, toplam CO2 emisyonlarının 2050 yılına kadar yüzde 80 oranında düşebileceğini belirtiyor ve ısınmayı 2 derecenin çok altında (1,8 derece) tutmak için yüzde elli şans öngörüyor.

Enerji ve gıda sistemlerindeki politikalar

Emisyonlardaki azalmalar, 2020’lerde enerji ile gıda ve toprak sistemleri genelinde uygulanan güçlü politikalarla sağlanıyor:

  • Enerji sektörü emisyonları, 2020’de yaklaşık 34 GtCO2’den 2050’de yaklaşık 9 GtCO2’ye yüzde 75 düşebilir.
  • Arazi sektörü emisyonları 2020’de yaklaşık 6 GtCO2’den 2050’ye kadar yılda yaklaşık -1 GtCO2’ye düşerek yüzde 125 düşerek araziyi net bir CO2 yutağı haline getirebilir.

Ancak tam sonuçlar elde edilmeden önce bir gecikme yaşanıyor. Mutlak CO2 emisyonlarının, emisyonların yüzde 16 oranında arttığı son on yılın aksine, ülkelerin mevcut Ulusal Katkı Beyanı (NDC) taahhütlerine paralel olarak 2030 yılına kadar ancak hafifçe düşeceği tahmin ediliyor.

Emisyonlar 2020’lerin ortalarında zirve yapıyor ve ardından 2025 sonrası politika uygulamalarının yürürlüğe girmesi ve daha eski, fosil teknolojilerin yerini temiz alternatifler almasıyla birlikte 2030’da azaltım oranında bir bükülme noktasına ulaşılıyor ve bu da baskın olmaya başlıyor.

Nasıl bir dönüşüm?

2021 Tahmini Politika Senaryosu, önümüzdeki on yılda kapsamlı politika değişikliklerinin enerji sisteminde nasıl bir dönüşüme yol açacağını ana hatlarıyla belirtiyor:

  • Sıfır emisyonlu araçlar, 2030 yılına kadar yollardaki tüm araçların yaklaşık yüzde 30’unu oluşturacak ve zaten tüm zamanların zirvesine yakın olan petrolün çöküşünü hızlandırarak 2026/27’den sonra önemli ölçüde azalacak.
  • Rüzgar ve güneş enerjisi, 2030 yılına kadar küresel elektrik üretiminin yüzde 30’undan fazlasını karşılayacak, bu bugünkü seviyelerin (yaklaşık yüzde 10) üç katı anlamına geliyor.

1,5 derece için yeterli değil

İklim senaryolarında genellikle göz ardı edilen gıda ve toprak sistemlerindeki hızlı değişiklikler de kritik bir rol oynuyor. Gıda üretimindeki büyük değişimler, dünyanın 2030’da et tüketiminde zirveye ulaşması ve Doğa Temelli Çözümlerin (NBS) hızlanmasıyla 30 yıl içinde arazi kullanımının net bir karbon yutağı haline geleceğini gösteriyor.

Ancak hızlı dönüşüme rağmen, bu tahmin edilen değişiklikler, daha büyük eylem gerektiren 2050’de Net Sıfır olacak şekilde ısınmayı 1,5°C’de tutmak için hala yeterli olmuyor.

1,5 derece için gerekli adımlar

Gereken Politika Senaryosu (RPS) aracılığıyla yapılan yepyeni analiz, aşağıdakiler dahil olmak üzere 1,5°C’lik bir sonuç elde etmek için temel eylemlerin altını çiziyor:

  • İdeal olarak 2025 yılına kadar tüm dünyada ormansızlaşmaya son verilmesi. Aksi takdirde, enerji sisteminin, potansiyel olarak biyoenerji ve karbon tutma ve depolama yöntemleri aracılığıyla daha büyük azalmaları emmesi gerekir.
  • En önemlisi, karbonu tutulmamış kömüre 2035 yılına kadar Çin’de tamamen son verilmesi
  • 2040 yılına kadar neredeyse tüm piyasalarda yeni fosil yakıtlı otomobillerin aşamalı olarak kullanımdan kaldırılması ve 2045 yılına kadar küresel olarak yüzde 100 temiz güce geçişin sağlanması.

Inevitable Policy Response (IPR)

IPR, kurumsal yatırımcıları, iklim değişikliğine yönelik politika tepkilerinin tahmini hızlandırılmasıyla bağlantılı portföy risklerine ve fırsatlara hazırlamayı amaçlayan bir iklim tahmin konsorsiyumudur.

IPR, hükümetlerin şimdiye kadar olduğundan daha kararlı davranmaya zorlanacağını ve finansal portföyleri önemli geçiş risklerine maruz bırakacağını iddia ediyor. IPR kurumsal yatırımcılar ve politika yapıcılar için iki temel senaryo sunuyor:

Tahmin Politika Senaryosu (FPS):

Önceden tanımlanmış bir sıcaklık hedefi doğrultusunsa tersine-mühendislik uygulanmış diğer iklim senaryolarından farklı olarak, Tahmini Politika Senaryosu, mevcut kurumsal ve davranışsal sınırlandırmaları göz önünde bulundurarak, politika ve teknoloji gelişmelerinin ayrıntılı, gerçekçi ve olasılıklı bir değerlendirmesine dayanan yüksek kesinlikli bir politika tahmininden yola çıkıyor.

Gereken Politika Senaryosu (RPS):

Negatif Emisyon Teknolojileri ve karbon tutma ve depolamanın minimum kullanımı ile 2050 yılına kadar Net Sıfır’a ulaşmayı desteklemek için 1,5°C’lik ısınma hedefi konusunda momentum dünya çapında arttı.

Bu çalışma, sıcaklık artışlarını 1,5°C’de tutmak için hem enerji hem de gıda arazi kullanım sistemlerinde ihtiyaç duyulan politikaların ilk yol haritasını hazırlamak için politikalar, arazi kullanımı ve ekonomilerin analizini derinleştirerek IEA’nın “Net Sıfır Yolu” üzerine inşa edildi. FPS’den farklı olarak, 1,5 RPS senaryosu, 1,5°C’ye ulaşma hedefinden geriye dönük ve mevcut siyasi gerçekler göz önüne alındığında neyin ortaya çıkma olasılığından ziyade, oraya ulaşmak için neye ihtiyaç duyulacağını soruyor.

Sorumlu Yatırım İlkeleri (PRI)

PRI, Çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) faktörlerinin yatırım sonuçlarını anlamak ve bu faktörleri yatırım ve mülkiyet kararlarına dahil etmede uluslararası yatırımcıları ağını desteklemek için çalışır.

PRI, imza sahiplerinin, faaliyet gösterdikleri finansal piyasaların ve ekonomilerin ve nihayetinde bir bütün olarak çevrenin ve toplumun uzun vadeli çıkarları doğrultusunda hareket eder. 2006’da New York’ta başlatılan PRI, 121 trilyon ABD Doları’nın üzerinde AUM’u yöneten 4.300’den fazla imza sahibine ulaştı.

 

More in Dünya

You may also like

Comments

Comments are closed.