EkolojiManşet

[14 Temmuz Köpekbalığı Farkındalık Günü] ‘Ege ve Marmara’da kıkırdaklı balıklar için umut artıyor’

0

Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF-Türkiye) Akdeniz‘deki birçok köpekbalığı ve vatoz türünün tükenme tehlikesi altında bulunduğuna ve bir bölümünün çok kısa bir süre sonra yok olabileceği uyarısında bulundu.

14 Temmuz Köpekbalığı Farkındalık Günü dolayısıyla yapılan basın açıklamasında WWF-Türkiye Deniz ve Yaban Hayatı Müdürü Ayşe Oruç “Denizlerin besin zincirinde ve karbon döngüsünde yeri doldurulamaz rolleri olan köpekbalıkları ve yassı kıkırdaklılar yıllardır aşırı avlanıyor. Oysa bu türleri yaşatmanın sayısız faydası var” dedi.

Oruç, “Onları sonsuza kadar kaybetmek istemiyorsak şimdi harekete geçmeliyiz” diye uyardı: “Köpekbalıkları, vatozlar, rinalar, folyalar, kemaneler ve denizkartalları gibi kıkırdaklı balıkları korumak için artık yeni yöntemlerimiz ve araçlarımız var. Bunları etkin şekilde kullanmanın zamanı geldi.”

Köpekbalıklarının ve vatozların devam eden kaybına neden olan yaygın ve aşırı avlanmayı, riskli bir Jenga oyununa benzeten Oruç, “Bu oyunda ne kadar fazla blok çıkarırsanız denizlerimizi felakete o ölçüde daha fazla yaklaştırırsınız. Halihazırda ciddi sorunlarla boğuşan denizlerimizin daha fazla zarar görmesini önlemek, dönüşü olmayan bir yıkım ve yok oluşun önüne geçmek için bu riskli oyundan vazgeçmek zorundayız” diye konuştu.

WWF-Türkiye, sağlıklı köpekbalığı popülasyonlarının sağlıklı deniz ekosistemleri anlamına geldiğinin altını çizerken köpekbalıklarını kaybetmenin kıyı topluluklarını geçim kaynakları, yiyecek ve turizm fırsatlarından mahrum bıraktığını da vurguladı.

Marmara’da iki alan koruma bölgesi ilan edildi

Ege ve Marmara denizleri ise köpekbalıkları için umutları artıran gelişmelere sahne oluyor.

Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) Köpekbalığı Uzmanları Grubu, Akdeniz’den Karadeniz‘e uzanan geniş bir deniz alanında kıkırdaklı balıklar için önemli bölgeleri belirleme çalışmasını tamamladı.

Önemli Köpekbalığı ve Vatoz Alanları [Important Shark and Ray Areas/ISRA] olarak adlandırılan bu bölgeler, köpekbalıklarının ve yassı kıkırdaklıların yaşam döngülerinde önemli süreçlerin geçtiği ve bu nedenle korunması gereken bölgeler olarak kabul ediliyor.

Türkiye‘den de Ege Denizi’nde Edremit Körfezi ile Marmara Denizi’nde kuzey kıta sahanlığı ve Prens Adaları çevresi IUCN’in listesine eklendi.

Tekirdağ‘dan İstanbul Boğazı yakınlarına kadar yayılan Marmara Kıta Sahanlığı ISRA’sı, yaklaşık 1,142 kilometrekarelik yüzölçümü ile oldukça geniş bir bölgeyi kapsıyor. Azami derinliği 200 metre olarak belirlenen bu ISRA, tehdit altında olan camgözlerin (Mustelus asterias ve M. mustelus) beslenme alanlarının bulunduğu bir bölge olarak dikkat çekiyor.

Prens Adaları ISRA’sı ise, İstanbul‘un yanı başındaki adaların çevresinde yaklaşık 134 kilometrekarelik bir alanda yayılıyor. Derinliği en fazla 100 metreye ulaşan bu bölgenin ISRA olarak kabul edilme gerekçesi ise, Akdeniz’de “kritik tehlikede” olarak değerlendirilen nadir bir tür olan domuz köpekbalığının (Oxynotus centrina) bu bölgede düzenli olarak görülüyor olması. Ayrıca, Prens Adaları’nın bozcamgöze de (Hexanchus griseus) ev sahipliği yapması ISRA ilanını kolaylaştıran bir başka gerekçe.

Marmara Denizi’nde ilan edilen her iki ISRA’da zaman zaman Echinorhinus brucus ve Centrophorus uyato gibi derin deniz köpekbalıkları ve keler balığı (Squatina squatina) gibi “kritik tehlikede” olan türlere de rastlanıyor.

Ege ve Marmara’da köpekbalıkları için umut artıyor

WWF-Türkiye Kıkırdaklı Balıklar Danışmanı Hakan Kabasakal konuyla ilgili değerlendirmesinde şunları kaydediyor:

“Kriterler göz önüne alınarak bakıldığında, büyük beyaz köpekbalığının (Carcharodon carcharias) üreme bölgesinin bulunduğu Edremit Körfezi’nin ISRA ilan edilmesi bizleri şaşırtmadı. Ancak, Marmara Denizi’nde de iki bölgenin -kuzey kıta sahanlığı ve Prens Adaları çevresi- ISRA ilan edilmeleri, kıkırdaklı balıkların nesilleri için taşıdığımız umutları artırıyor.”

ISRA ilanı ülkeye bir yaptırım getirmese de kıkırdaklı balıkları koruma çalışmalarında alansal farkındalık yaratan ve tutarlı sınırlar çizen bir uygulama olarak dikkate alınabiliyor.

Her üç kıkırdaklı balık türünden birinin tükenme tehlikesi altında olduğu ve bu gerçeğin önemli nedenlerinden birinin habitat tahribatı ve kaybı olduğu günümüzde ISRA inisiyatifi, yaşam umutlarını artıran ve gezegeni korumaya çalışan insanları harekete geçmeye çağıran bir girişim.

More in Ekoloji

You may also like

Comments

Comments are closed.