Doğa MücadelesiEditörün SeçtikleriEkolojiManşet

Zeytin bahçesinde Türkiye siyaseti değerlendirmesi: Yeşil hareket neden ana akım olamıyor?

0
yeşil
Fotoğraf: Dilan Ela Pamuk

Çanakkale’de Assos yakınlarında Yeşil Düşünce Derneği’nin geleneksel olarak düzenlediği Yeşil Kamp siyasetten beslenmeye kadar birçok konunun ele alındığı atölye ve oturumlarla devam ediyor.

Kamp, kamuoyu araştırmacısı ve ekonomist Can Selçuki’nin mayıs ayında yapılan seçimlere ve Türkiye siyasetine dair değerlendirmelerde bulunduğu “Genelden Yerele Seçim Yansımaları” oturumu ile devam etti.

Genel seçime sonuçlarını değerlendiren Selçuki, kamuoyundaki beklenti ile seçim sonuçları arasındaki farka değinerek bunun birkaç temel sonucu olduğunu kaydetti:

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonuçlarının anket verileri ile çelişkili olduğuna değinen Can Selçuki, “53 bin tane anket yapmışız, hiçbirinde bu sonucu bulamamışız. Kimse mi beceremedi? Konut satışı yoluyla verilen vatandaşlığı dahil edememişiz. Kaç kişi vatandaşlık kazanmış ve kaçı oy kullanmış bunu bilmiyoruz, örneklemimizde yoktu” diye konuştu.

‘Seçmen siyasete güvenmiyor, küçük partilere yöneliyor’

yeşil

Fotoğraf: Dilan Ela Pamuk

Meclis seçimlerinin Türkiye’de siyasetin atomizasyonuna işaret ettiğini kaydeden Selçuki, “Grubu olmayan partilerin 4-5 vekili vardı. Bugün 57 tane milletvekili var grubu olmayan. Seçmen çok küçük partilere yönelmiş; atomizasyon. Peki atomizasyon neye işaret ediyor? Seçmen büyük partilerden sıkılmış ve siyasete güvensizliği var. Küçük partilere yöneliyor ve bence bu devam edecek, 50+1 ve ittifak yapıları devam ettikçe. Bu, yeşil hareket için önemli” dedi.

Türkiye’de son yıllarda yürütülen ekonomi politikalarının ve enflasyonun halkı fakirleştirerek ortak bir paydada birleştirdiğini belirten Can Selçuk, “3-4 yıllık süreç fakirlikte hepimizi eşitleşti. Kültürel olarak kutuplaşma kalksın diyecektik, fakirlik yaptı bunu. Aynı sınıfta birleşiyorsunuz. Kültürel yerden birleşiriz diye düşünmüştük, öyle olmadı” diye konuştu.

yeşil

Fotoğraf: Dilan Ela Pamuk

‘Yeşil hareketin ana akımlaşamamasında muhalefetin de payı var’

Ekoloji mücadelesini ve yeşil politikaları kapsayan “yeşil hareket”e değinen Selçuki, bu hareketin farklı perspektiflerden değerlendirildiğini kaydetti. Selçuki, bunlardan birinin ekonomi ve Yeşil Mutabakat süreci perspektifi olduğunu, önemli bir başka boyutun ise sosyal adalet olduğunu ifade etti. 

Yeşil harekette ‘ana akımlaşamama’ sorunu olduğunu söyleyen Can Selçuki, “Yeşil hareket temsilcileri toplumun geniş kesimiyle örtüşen kişiler değil, sol hareketle özdeşleşen profiller. Nasıl ana akımlaştrabiliriz? Toplumun kalan tarafı ile nasıl ortaklaşılabilir? Görüyorum, parti kurdurtmuyorlar” ifadelerini kullandı.

‘Diyarbakır’ın nefes borusu: Hevsel Bahçeleri’

yeşil

Fotoğraf: Dilan Ela Pamuk

Yeşil Kamp’taki etkinlikler, Seyhan Alu’nun Diyarbakır’daki “Hevsel Bahçeleri” odaklı oturumuyla devam etti.

Alu, Hevsel Bahçeleri’nin 7 hektar 10 bin dönümlük bir alanı kapladığını açıklayarak burada meyve ağaçlarının yanı sıra diğer birçok ağaç türünün de olduğunu belirtti.

Bölgedeki biyolojik çeşitliliğin oldukça zengin olduğunu hatırlatan Seyhan Alu, Hevsel Bahçeleri’nde yaşayan 180 kuş türü bulunduğunu, ayrıca su samuru, kirpi, sincap gibi memeli hayvanların da burada yaşadığını ifade etti.

Alu, Hevsel bahçelerini “Diyarbakır’ın nefes borusu, can simidi” diye niteledi.

yeşil

Fotoğraf: Dilan Ela Pamuk

‘Nüfus patlamasıyla kent kendi kendine yetemez hale geldi’

Hevsel Bahçeleri’nin 1999 yılına dek Diyarbakır’ın tüm gıda ihtiyacını karşılayabildiğini ve Diyarbakır’ın Türkiye’nin en büyük üçüncü ekonomisi konumunda olduğunu bildiren Alu, 1999’da kente yapılan göçler sonucu nüfusun 2 milyona ulaştığını ve bu nedenle kentin gıda açısından kendi kendine yetebilme statüsünü kaybettiğini anlattı. Seyhan Alu, bu durumun bir nedeninin de eskisi kadar tarım yapılmaması olduğunu ekledi.

2010’da bölgenin imara açılması için ağaç kesimi gerçekleştirilmesinin amaçlandığını kaydeden Seyhan Alu, Diyarbakır’daki 85 sivil toplum kuruluşunun bu kesime karşı çıktığını ifade etti. Alu, ağaç kesiminin engellenmesi için geceleri Hevsel Bahçeleri’nde nöbet tutulduğunu aktardı.

‘Yapılaşmaya açıldı, UNESCO’dan uyarı yapılarak durduruldu’

Hevsel Bahçeleri’nin 2010 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi için aday gösterildiğini ve 2011’de bu listeye dahil edilerek koruma altına alındığını, ancak yine de bir kısmında ağaçlar kesilerek alanın yapılaşmaya açıldığını, UNESCO’dan uyarı yapılması sonucu yapılaşmanın durdurulduğunu belirtti.

Alu, Hevsen Bahçeleri’nin 25 endemik bitki türüne ve koruma altına alınan 52 balık türüne de ev sahipliği yaptığını açıklayarak alanın korunmasının kritik önemini vurguladı.

You may also like

Comments

Comments are closed.