Manşetİklim Krizi

Zenginlere daha fazla vergi, düşük karbon ekonomisi için bir model olabilir

0

Yazan: Dario Kenner /Anglia Ruskin Üniversitesi

Yeşil Gazete için çeviren: Hanife Aliefendioğlu

*

Bir kuşağın en kötü halk sağlığı krizinin ortasında ekonomik bir felaket yaşanıyor. Uzmanlar, Covid-19’un yayılmasının tarihi bir gerileme dönemine neden olabileceğini tahmin ediyor. Bu arada, yakın zamanda yapılan bir araştırma, 2070 yılına kadar üç milyardan fazla insanın “yaşanamayacak düzeye yakın” sıcaklıklardaki yerlerde yaşamasının bekleneceğini gösteriyor. Salgın sonrası iyileşme çabalarının uzun süreli refah yaratmak için iklim kriziyle mücadele etmesi de gerekecek.

Ayrıca ekonominin yeşil dönüşümünü hızlandırmak için hükümet yatırımlarına ihtiyaç olacak. Böylece enerji, ısınma ve ulaşım sistemleri mümkün olan en kısa sürede net sıfır emisyonlara ulaşabilir. Peki böyle bir para nasıl toplanabilir?

Fransa’dan yakın geçmişten bir örnek, bunun da tam olarak nasıl yapılamayacağını gösteriyor. Emmanuel Macron hükümetinin yakıt vergisi zammı – insanları daha az benzin, dizel ve ısıtma yağı kullanmaları için teşvik etmeyi amaçlamıştı – 2018- 2019 boyunca geniş protestolara yol açtı. Gilets Jaunes (Sarı Yelekler) hareketi, artan maliyetlerle ilgili hoşnutsuzluğa, karbondan arındırma maliyetinin halkın omuzuna yüklenmesinin de eklenmesiyle ortaya çıkan derin kızgınlığın ifadesiydi.

Eğer zaten pandemiden kötü şekilde etkilenen ve nispeten küçük karbon ayak izleri olan sıradan insanların yeşil bir ekonomi teşvikini finanse etmek için paraları sökülmelerini bekleniyorsa, programın popüler olması pek olası değil. Ancak İngiltere’nin, son büyük toparlanma çabasından 75 yıl sonra, geçmişte nasıl düze çıktığını hatırlamakta yarar var.

Sarı Yelekliler protestoları, en yoksul tüketicileri en sert şekilde etkileyen bir karbon vergisiyle tetiklendi.

Neden zenginler daha çok katkıda bulunmalı?

İngiltere’deki milyonerler ve milyarderler yaşam tarzları ve yatırımları nedeniyle iklim değişikliğinden daha fazla sorumlular. Bir çalışmaya göre, İngiltere’deki en zengin %1’in kişi başına ortalama sera gazı emisyonları, en yoksul %10’luk gruptaki bir kişinin ortalaması olan dört ton CO₂’ye karşın  147 ton CO₂. Zenginlerin daha büyük karbon ayak izlerine sahip olmasının nedenlerinden biri, ortalama bir kişiden daha fazla ve daha sık uçmaları.

En zengin %1’lik kesim, servetlerini kirlilik yaratan şirketlere de yatırıyor. Büyük petrol, gaz ve madencilik şirketlerinde en üst düzey yöneticilerin ve daha alt düzey yöneticilerin sahip olduğu hisselere bağlı sera gazı emisyonlarını hesapladığım bir veritabanı oluşturdum. Bu metodu uygularken Bloomberg Green’in çalışmaları, dünyanın en zengin on milyarderinin servetinin, iklim değişikliğini nasıl beslediğinin belirlenmesine yardımcı oldu. Warren Buffett – dünyanın dördüncü en zengin adamı – birçok havayolu şirketinde ve enerji hizmetinde pay sahibi bir holding olan Berkshire Hathaway‘in sahibi. Bloomberg Green’in analizine göre, Buffett’in holdingi “2018’de 189 milyon ton sera gazı emisyonundan doğrudan veya dolaylı olarak sorumlu”. Bu miktar, 21 milyar galon benzin yakmak veya 24 trilyon akıllı telefonu tamamen şarj etmeye karşılık geliyor.

İngiltere’nin, ulusal kriz dönemlerinde en zenginlerin katkılarını artıran bir geçmişi var. Savaşı ve 1945’ten sonra savaş ertesi yeniden yapılanmayı finanse etmek için İngiltere hükümeti motorlu araçların yanı sıra, gelir, miras ve lüks mallar için vergileri artırdı. 20. yüzyılın başlarında karbon eşitsizliği, birçok bakımdan daha da görünürdü, çünkü sadece en zenginler araba sahibi olabiliyordu.

Araba sahibi olmak bir zamanlar büyük bir zenginliğin ve ayrıcalığın göstergesiydi. Crownbrook/Flickr, CC BY

En yüksek marjinal gelir vergisi oranı 1938’de %75’ten 1941’de %98’e yükseltildi ve 1952’ye kadar bu düzeyde kaldı, sadece 1978’de %89’un altına düşürüldü. En yüksek miras vergisi oranı 1938’de %50’den %65’e yükseltildi. 1949 ve 1968 arasında % 80’e yükseltildi. Bununla beraber İngiltere bir refah devleti oldu ve Ulusal Sağlık Sistemi’ni (NHS) kurdu.

2020 yılında ise, 150.000 Pound’tan fazla kazanç elde edenler için %45 oranında gelir vergisi, %40 oranında veraset vergisi belirlendi. Milyonlarca çalışan insan salgın tarafından işsizliğe ve borca ​​itildiğinden, ilk yardımı alanlar onlar olmalıydı.

Çalışanların kurtarılması

Petrol talebindeki küresel düşüş, binlerce insanın Kuzey Denizi petrol ve gaz sektöründeki işlerini kaybetmesine neden oldu. Yaklaşık 270.000 kişi, bu sektöre bağımlı. Ancak belirsiz bir gelecekle karşı karşıya kalan bu insanların becerileri daha iyi amaçlar için yeniden kullanılabilir.

Kullanılmayan sondaj makineleri ve sığ su platformları. Cromarty Firth, İskoçya, 27 Nisan 2020. EPA-EFE/Robert Perry

1970’lerden başlayarak, Birleşik Krallık hükümeti büyük teşvikler ve yatırımlarla Kuzey Denizi’nde petrol ve gaz çıkarılmasını sağladı ve teşvik etmeye devam ediyor. Aynı şey, halihazırda sağlam temelleri olan açık deniz rüzgar enerjisi için de yapılabilir.

Kuzey Denizi petrol ve gaz tedarik zincirlerindeki çoğu işçinin becerileri, İngiltere’yi, deniz rüzgar enerjisinde küresel bir güç merkezi haline getirmek için kullanılabilir. Uzman becerilere sahip olanlar için yeniden eğitim verilebilir.

Kuzey Denizindeki enerjini geleceği? Riekelt Hakvoort/Shutterstock

İklim değişikliği konusunda en fazla sorumluluğu olan en zenginlerin gelir ve miras vergilerinin yükseltilmesiyle, petrol ve gaz işçilerinin ve torunlarının geçim kaynaklarını güvence altına alacak geliri artırabilir. Tıpkı en geniş omuzları olanlardan savaşa katkıda bulunmaları istendiği gibi en zenginler, toplulukların bugün ayağa kalkmasına yardım edebilir.

Başbakan Boris Johnson, salgının İkinci Dünya Savaşı’nın tahribatına eş düzeyde ulusal bir kriz olduğunu söyledi. Tıpkı 75 yıl önce olduğu gibi, 2020’de insanlar Zafer Günü‘nün (Vday) yıldönümünü, yeni bir ihtiyaç anıyla kutluyorlar. Hükümet daha fazla kaynağa ve en büyük karbon ayak izine sahip olanlardan, ülkenin yeşil yeniden inşasına daha fazla katkıda bulunmalarını istemelidir.

Makalenin İngilizce orijinali

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.