8 Eylül’de Yunanistan‘ı vuran Daniel Kasırgası, özellikle Volos kenti ve çevresinde büyük hasara yol açarken, ülkede görülmemiş bir sel fekaletini de beraberinde getirdi.
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, sel felaketinin en büyük nedeninin iklim değişikliği olduğunu söyledi.
BBC‘nin aktardığına göre insanlığın iklim değişikliğine karşı omuz omuza mücadele etmesi gerektiğini söyleyen Miçotakis, şunları kaydetti:
Bildiğimiz iklim şartları geride kaldı. Bundan böyle yeni iklim şartlarıyla karşılaşacağız. İklim değişiklikleri gelecekte bu günleri aratacak.”
‣ Yunanistan’da sel devam ediyor: Burası deniz gibi
Görülmemiş sel felaketi: Su seviyesi 1,5 metreyi buldu
Meteoroloji uzmanlarına göre Daniel Kasırgası, “Yunanistan coğrafyasında bugüne kadar görülmemiş bir sel felaketine” neden oldu. Birçok ev ve iş yerini su bastı. Mahsur kalanlar şişme botlarla kurtarıldı.
Ülkenin orta kesiminde birçok bölgede elektrik ve su kesildi, bazı köprüler ve istinat duvarları yıkıldı, sahiplerinin can havliyle terk ettikleri araçlar, sel sularında sürüklendi. Bazı bölgelerde su seviyesi 1,5 metreye ulaştı.
Volos, yalnızca 12 saat içinde eylül ayı ortalamasının 6 katı yağış aldı. Yunanistan’da birçok yerleşim merkezi boşaltıldı, bazı bölgelerde turistler daha güvenli yerlere sevk edildi. Yağışların etkili olduğu bölgelerde araçlarla trafiğe çıkmak yasaklandı.
Daniel Kasırgası başkent Atina’yı da kısmen etkisi altına aldı. Kentin bazı ana caddeleri sular altında kaldı.
İklim krizi ve yanlış kent politikaları sel riskini artırıyor
Kömür, petrol ve gaz kullanımı başta olmak üzere çeşitli insan faaliyetlerinden kaynaklanan iklim krizi, yağış rejimleri üzerinde önemli bir etkiye sahip. İklim krizi nedeniyle bazı bölgelerde kuraklık artarken, bazı bölgelere düşen yağış miktarında artış gözlemleniyor.
Daha uzun periyotlarda düşmesi beklenen yağışın uzun bir kuraklık döneminin ardından kısa sürelerde düşmesi ise sel ve taşkın riskini ortaya çıkarıyor.
Bu etkenler ise kentlerde su geçirgenliği olmayan beton ve asfalt yüzeylerin artması, afete dirençli olmayan kent politikaları izlenmesi ve kentlerdeki altyapının yetersiz kalması gibi durumlarda sel ve taşkınlara neden olarak insan ve çevre sağlığını tehdit ediyor.
Kentlerdeki sel riskinin azaltılması için devlet ve belediyelerin alabileceği önlemler arasında iklim krizinin etkilerine uyum çalışmalarının hızlandırılması başta geliyor.
Şehirlerde beton ve asfalt gibi yüzeyler yerine su geçirgenliği bulunan alternatiflerin tercih edilmesi, kentlerde yeşil alanların artırılması, yeşil altyapı teknolojilerinin kullanılması ve yağmur suyunun depolanması gibi tedbirler sel riskinin azaltılmasında yardımcı olurken, kuraklıkla mücadelede de fayda sağlıyor.