YerelDoğa MücadelesiEditörün SeçtikleriManşet

Yangın yorgunu Manavgat ormanlarına maden ocağı tehditi

0

Haber: Erol MALÇOK

*

Paris İklim Anlaşması’nın henüz mürekkebi kurumadı, ancak Türkiye’de doğa talanı projeleri dur durak bilmiyor. Bu konuda yerli ve yabancı sermayenin son yıllardaki en gözde kenti ise Antalya oldu.

Geçen yıl, Burdur- Bucak’lı bir mermer ocağı firması, Manavgat Beşkonak Köprülü Kanyon’un yakınındaki bir bölgede ocak açmak istemiş ve halkın yoğun tepkisiyle karşılaşıp projeyi askıya almak zorunda kalmıştı.

Kızılçam ormanlarıyla kaplı ve Selge antik kentine de komşu Köprülü Kanyon, özellikle rafting yapmak isteyenlerin ve yerli-yabancı turistlerin uğrak yeri olan bir Milli Park alanı. Kanyondan geçen Köprüçayı, Göller Bölgesi’nin de bitişiğinde yer alıyor.

Ocak 2021’de ise Taş Kütüphanesi isimli Çinli ve yerli ortaklı bir firma, aynı bölgede 12.48 hektarlık alan için mermer ocağı başvuru yaptı. Bu 12.48 hektar içerisinde dokunulmaması gereken üç kapalı alan olduğu için firmaya izin çıkmadı. Ancak şirket vazgeçmedi ve nisan ayında ilk alan dışarıda bırakılarak 12,23 hektarlık bir alan için tekrar başvurdu. Bu kez Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Valilik dahil altı devlet kurumundan gerekli izinler çıktı. ÇED Raporu’na ise gerek görülmedi. Yönetmeliğe göre 25 hektarın altındaki alanlarda çalışma yapmak için Çevre Etki Değerlendirmesi istenmiyor. İzni alan firmalarsa, daha önce pek çok örneği görüldüğü üzere, “kapasite artırma/genişletme” gibi gerekçelerle ÇED gerekli değil kararı aldıkları alanları büyütmeye girişiyor.

30 Ocak Pazar günü, firma çalışanları ağaçları kesmeye başladı. Ocak açılacak alana iş makinelerinin girebilmesi için en az 300 kızılçam ağacının kesilmesi gerektiği belirtiliyor.

Kesimlerin devam etmesi üzerine 1 Şubat’ta yol açma çalışmasını engellemek isteyen bölgedeki 11 köyün halkı, kalabalık bir jandarma grubunun sert müdahalesiyle karşılaştı. Biber gazı da kullanılan müdahalede 30 köylü gözaltına alındı. Bir süre tutulduktan sonra da serbest bırakıldılar.

Antalya Beşkonaklılar Birlik ve Beraberlik Derneği Başkanı Hakan Halim Okudan, Kırkavak Köyü muhtarı Durali Tut’a gelen tebligatı köylülerle paylaşmadığını söylüyor. Bu nedenle itiraz süresinin de geçtiğini belirten Okudan, muhtar hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını belirtiyor.

“Yangından kurtardık, madene kaptırıyoruz’

Biber gazı kullanılarak gözaltına alınan köylülerse, bölgeye yığılan güvenlik güçlerini anlamlandırmakta zorlanıyor. “Canımızı ortaya koyup yangından kurtardığımız ağaçlara sahip çıkmak suç mu?” diyen köylüler, geçen yaz Türkiye’nin güney kıyılarını kavuran yangınlardan Manavgat’ın payına düşen kısmında, yöre halkının büyük mücadelesini hatırlatıyor.

O dönemde gerek yetkililer gerekse siyasetçiler köylülerin çabasını takdir ettiklerini söylemişti.

Okudan, şimdi ise en doğal hakları olan basın açıklamasına bile soruşturma açıldığını ve köylülerin ifadeye çağırıldığını anlatıyor. Mermer ocağı ve ağaçların katledilmesini engelleyebilmek için Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı’nın il müdürlüklerine de şikayet dilekçeleri verilmiş, ancak köylülerin görüştüğü kurum yetkilileri ocağın açılacağını, çok seçenekleri olmadığını söylemiş.

Mermer ocağının açılmak istendiği alan, Kırkkavak Köyü ile Düzağaç Köyü arasında, Kırkkavak’a daha yakın bir lokasyonda bulunuyor. Bu köylerin, içme suyu havzaları da aynı bölgede. Yörenin tarihi oldukça eski ve buna bağlı olarak arkeolojik kalıntılar açısından da çok zengin. Çevrede çok sayıda Roma döneminden kalma köprü, kemer, antik tiyatro ve kültürel kalıntılar bulunuyor. Yöre halkı, bunların korunması için de Kültür Varlıkları Koruma Kurulu’na başvuru yaptı.

Ayrıca Antalya turizminin en önemli noktalarından ve rafting de yapıldığı için turist akınına uğrayan Milli Park, Köprülü Kanyon, söz konusu bölgeye 40 km mesafede yer alıyor. Bölgede yaşayan köylüler, turizm dışında tarım ve hayvancılıkla geçiniyor. Okudan,  insanların sadece  geçim sorunu yaşamayacağını, aynı zamanda köyün 500 metre yakınındaki ocaktan çıkan kimyasallar ve tozdan dolayı ciddi sağlık sorunlarının meydana geleceğini, gürültü ve patlatmalar yüzünden de köylülerin yerlerinde kalamayacağını anlatıyor.

Endemik türlere ev sahipliği yapıyor

Bölgede yaşayan endemik türler de ocağın tehditi altında. Okudan’a göre bölgede 500 civarı endemik bitki bulunuyor. Yörede, buraya özgü kara semenderi ve kızıl akbaba da yaşıyor.

Köylüler destek bekliyor

Önümüzdeki Pazartesi günü, Manavgat Kaymakamı’nın köylüler ile görüşmeye geleceğini söylüyor Okudan. Bu görüşme gerçekleşene kadar çalışmalar şimdilik durdurulmuş. Bölge halkı ise şunları söylüyor:

“Şikayetlerimizi gerekli mercilere yaptık. Dava açma yol ve yöntemlerini de araştırıyoruz. Ancak bu süreçte hiçbir ağacı kestirmemekte ve mermer ocağının açılmasına izin vermemekte kararlıyız. Burası, Antalya’da mermer ocağı açılamayan tek yer olarak kalmaya devam edecek. Tüm duyarlı kamuoyunun dayanışmasını ve basının ilgisini bekliyoruz.”

More in Yerel

You may also like

Comments

Comments are closed.