Doğa MücadelesiEkolojiManşet

Vatandaş DSİ’yi göreve çağırıyor: Cengiz’e verecek bir damla suyumuz yok!

0

Dünya üzerinde biyolojik çeşitliliği ile sayılı ekosistemlerden biri olan ancak yüzde 79’u madenlerle ruhsatlandırılmış olan Kazdağları’nda açılması planlanan Halilağa Bakır Madeni’ne karşı bu kez su isyanında bulundu. Cengiz Holding’in bakır madeni projesi için Devlet Su İşleri’nin (DSİ) şirketle imzaladığı protokol kapsamında maden için gereken suyu temin etmek amacı ile Hacıbekirler Göleti 1 ve Hacıbekirler Göleti 2 adlı iki gölet inşa etme planına karşı çıkan Kazdağları Ekoloji Platformu tarafından şu açıklama yapıldı:

“Bu projeler için ‘ÇED kapsam dışı’ kararı alınarak süreç halkın dikkatinden kaçırılmıştır. Bölgedeki su kaynaklarının yeterli olmaması nedeniyle, Çan’ın Kocabaş Çayı’ndan derivasyon kanalı ile de göletlere su temini hedeflemektedir. Halihazırda Odaş Çan 2 Termik Santrali de Kocabaş Çayı’ndan suyu çekmektedir. Tüm bu göletler ve maden tesisleri entegre bir projedir ve ÇED sürecinin birlikte yürütülmesi gerekirdi.”

Kazdağları ekosistemi içinde devasa bir alanda yıkıma sebep olacağı belirtilen bakır madeni projesine karşı vatandaşlar projeyle 200 metre derinliğinde ölüm çukurları açılacağını, üç köyün haritadan silineceğini vurgulayarak kimyasal zehirlerle yakınındaki diğer köyleri de yaşanmaz hale getirecek, su kaynaklarına el koyacak projeye daha önce dava açmıştı.

Projenin iptali için 2022’de açılan davayı doğa savunucuları kazanmıştı. Ancak Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 2009/7 sayılı genelge doğrultusunda, yeniden Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci başlatan şirkete ikinci kez ‘ÇED olumlu’ kararı vermişti. Sivil toplum örgütleri ve yöre halkı olarak 95 davacı kararın ardından yeniden dava açtı.

Maden projesi için DSİ işbirliğinde iki ayrı gölet tesis etme planlarına da tepki gösteren doğa savunucuları ÇED Yönetmeliği’ndeki entegre projelere ilişkin maddeye de dikkat çekti.

ÇED Yönetmeliği’nin 25. maddesinde entegre projelerle ilgili şunlara yer veriliyor:

“Bu Yönetmeliğe tabi birden fazla projeyi kapsayan entegre bir projenin planlanması halinde, Bakanlıkça entegre proje için tek bir ÇED başvuru dosyası/proje tanıtım dosyası hazırlanması istenir.”

‘Ormanları katletmeye başladı’

“Maden projesinin bir parçası olduğu tartışmasız olan gölet projelerinin DSİ tarafından ayrı projelermiş gibi değerlendirilmesi kanuna aykırıdır” denilen açıkalamada şunlar aktarıldı:

“İlk davayı kazandığımızda DSİ’ye birkaç kez başvurarak, protokolun iptal edilmesini istedik ancak DSİ’den yanıt alamadık. DSi süreci devam ettirmektedir.

Şirket hala dava süreci devam ederken köylünün meralarına ve tarlalarına göz dikmiştir. Gölet ve maden alanı içerisinde yer alan tarım alanlarını satin almak için noter aracılığı ile tarla sahiplerini pazarlığa çağırmıştır. Yapılan tebligatta, köylülerin satışa razı olmamaları halinde kamulaştırmaya gidileceği belirtilerek köylüler tehdit edilmektedir. Yani köylülerin tarlaları gaspedilme tehlikesi altınddır.

Şirket bir yandan da satin aldığı bazı tarlalarda yol açmaya ve ormanları katletmeye başlamıştır.”

Güneş her zamankinden daha çok yakarken onay verilen maden ocakları

İklim krizinin etkilerinin sıcak dalgalarıyla, sıcaklık rekorlarıyla şiddetli bir şekilde hissedildiği bugünlerde sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının, ne kadar kritik bir öneme sahip olduğu daha çok görülür hale geldi.

Doğa savunucuları ise bu krize karşı korunması gereken ormanlara dikkat çekiyor. Kazdağları Ekoloji Platformu tarafından yapılan açıklamada da “Kazdağları’nın korunması, gelecek kuşaklara, çocuklarımıza ve bu topraklarda yaşam hakkı olan tüm canlılara borcumuzdur. Asıl kamu yararı toprakları zehirleyecek maden projeleri değil, tarımı yaşatmaktır.
İklim krizi bu tür madencilik projeleri ile giderek daha da artacaktır” deniyor ve şunlar kaydediliyor:

“Böyle bir durumda tarım ve hayvancılıkla geçinen yöre halkı olarak suyumuzun maden şirketlerine verilmesini istemiyoruz. Kocabaş Çayı nesli tehlike altındaki su samurlarının yaşam alanı ve 55 köyün de su kaynağıdır. Bizler yani Bayramiç ve Çan ilçeleri köylerinde yaşayan vatandaşlar ve sivil toplum örgütleri olarak Cengiz Holding’in karı uğruna yok etmeye çalıştığı köylerimizden, suyumuzdan, topraklarımızdan vazgeçmiyoruz.”

DSİ’ye çağrı: Cengiz Holding’in çıkarlarını değil yöre halkının su ihtiyacını gözet

Ayrıca çevre aktivistleri Devlet Su İşleri’ni Cengiz Holding’in çıkarlarını değil, yöre halkının su ihtiyacını gözetmeye ve Hacıbekirler 1 ve Hacıbekirler 2 göletleri ile ilgili protokolu iptal etmeye, hukuki süreç sonuçlanmadan hiç bir işlem yapmamaya çağırdı.

İptalin gerçekleşmemesi durumunda ise geri dönülmez zararlar verileceği, köylülerin tarım alanlarından ve su kaynaklarından mahrum kalacağı vurgulandı. “Hiç bir kurumun halkına böyle bir kötülük yapmaya hakkı yoktur” denilen açıklamada son olarak şunlar kaydedildi:

“Kazdağları evimizdir, maden projeleriyle delik deşik edilerek yok edilmesine izin vermeyeceğiz. Sonuna kadar direneceğiz.”

You may also like

Comments

Comments are closed.