Dünyaİklim KriziManşet

‘Ulusun vicdanı’, iklim aktivisti Desmond Tutu yaşamını yitirdi

0

Öğretmendi, rahip oldu

1931’de doğan Tutu, rejim kurulduğunda babası gibi öğretmen olmuştu. Siyahlara toplumda “hizmetçi” rolü biçen rejim, öğretmenlerden de bunu benimsetmesini istiyordu.

Tutu, daha sonra öğretmenliği bırakıp kiliseye girdi, 1960’ta rahip olarak atandı. Anglikan kilisesi içindeki rolünü, Güney Afrikalı siyahların durumuna dikkat çekmek için kullandı. Nelson Mandela gibi Afrika Ulusal Kongresi‘nin lider kadroları hapisteyken, 80’lerde ırkçılık karşıtı hareketin uluslararası alandaki yüzü oldu.

1984’te Nobel Barış Ödülü’nü aldıktan iki yıl sonra Cape Town’un ilk siyah Başpiskoposu olarak atandı. Tutu, Güney Afrika’da “ulusun vicdanı” olarak kabul ediliyordu.

Mandela 1994’te cumhurbaşkanı olduktan sonra Tutu’yu apartheid döneminde işlenen ırkçı suçları araştırmak üzere Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu‘nun başkanlığına atamıştı.

Tutu etnik çeşitliliği ifade etmek için kullanılan “gökkuşağı ulusu” teriminin de yaratıcısıydı ancak ayrımcılık rejiminin son bulması sonrası ülkenin ‘hayallerindeki kadar bir olamamasına’ üzüldüğünü ifade etmişti.

İklim adaletsizliği, Apartheid gibi

Desmond Tutu, iklim değişikliği ve çevresel yıkım konusunda da aktif tavır almıştı. Vicdan sahibi insanların iklim krizinin adaletsizliğini finanse eden şirketlerle bağlarını koparması gerektiğini söyleyen Tutu, fosil yakıt enerji şirketlerinin sponsor olduğu etkinlikleri, spor takımlarını, medya programlarını boykot etmeyi gündeme getirmişti.

Geçen yıl 89. doğum gününde “iklim adaleti” temasıyla düzenlenen Uluslararası Barış Konferansı‘nda konuşan Tutu, “İklim değişikliğinin dünyanın gündeminde olduğu 25 yılda, küresel emisyonlar kontrolsüz bir şekilde artarken, gerçek dünyadaki etkiler ciddi bir şekilde yerini aldı” demişti. 

Tutu buradaki konuşmasında şunları söylemişti:  

“Zaman daralıyor. Yoğun fırtınalar, tatlı su kıtlığı, hastalıkların yayılması ve artan gıda fiyatları nedeniyle şimdiden can ve geçim kaybı yaşıyoruz. En yıkıcı etkileri sorunu yaratmada hiçbir etkisi olmayan yoksullar görüyor. Bu da derin bir adaletsizlik yaratıyor.

Tıpkı bazılarının ırkçı Güney Afrika ile ahlaksız bir sisteme yardım ve yataklık etmesi gibi, bugün de “fosil yakıtların yakılmasının neden olduğu yükselen sıcaklıklardan, denizlerden ve insanların çektiği acılardan kazanç sağlayanlar” var.

Artık yarın yokmuş gibi fosil yakıtlara olan bağımlılığımızı beslemeye devam edemeyiz çünkü yarın olmayacak. Liderler acilen harekete geçmeli ve konfor alanlarını terk etmeli. 

Bugün size sunduğumuz iki seçenek var: yaşam ve ölüm. İnsanlar için hayatı seçin. Ekosistemler için yaşamı seçin. Gezegen için yaşamı seçin.”

Hükümetlere ve vatandaşlara çağrı

İklim değişikliğine adaptasyon için de yoksul ülkeleri kollayan bir sistem oluşturulmasını gerektiğini kaydeden Tutu, hükümetlere ve halklara da şöyle seslenmişti:

Yeni bir güvenli enerji ekonomisine küresel geçişin eşiğindeyiz. Liderlerimizi doğru, ahlaki seçimler yapmaları için desteklemeliyiz.

Yeni fosil kaynakları için daha fazla araştırma yapmayı bırakın. Halihazırda keşfedilen fosil yakıtların bir kısmından fazlasını yakarsak, insanlık için yaşanabilir bir sıcaklık ve iklim sağlayamayız.

İklim hasarlarına neden olanları  sorumlu olanları sorumlu tutun. Sürdürülebilir olmayan çevresel uygulamalar için yasal sorumluluk talep ederek kâr teşvikini değiştirin.

Hükümetleri, iklim değişikliğine karşı eylemi engelleyen fosil yakıt endüstrisinden fon almayı bırakmaya teşvik edin.

Fosil yakıtlardan vazgeçin ve temiz bir enerji geleceğine yatırım yapın. Paranızı problemin dışına ve çözümlere taşıyın.

Güney Afrika’da insan ilişkilerini tanımlamak için kullandığımız bir kelime var: Ubuntu. Bu şu demek: Ben varım çünkü sen varsın. Başarım ve başarısızlıklarım sizinkine bağlı. Biz birbirimiz için yaratıldık, tek bir ailenin parçasıyız, insan ailesinin..” 

More in Dünya

You may also like

Comments

Comments are closed.