Enerjiİklim KriziManşet

Ukrayna Savaşı’nın ardından küresel enerji manzarası değişti: Temiz enerjiye geçişte ivme artıyor

0

Rusya, farkında olmadan enerji dönüşümünü hızlandırarak, dünyanın en büyük ekonomilerinden bazılarını fosil yakıtlara olan bağımlılıklarını düşük maliyetli yenilenebilir enerji kaynakları lehine azaltmaya teşvik ediyor.

Zero Carbon Analytics tarafından yayınlanan yeni bir analiz, Avrupa Birliği‘nin (AB) Rusya’dan ithal ettiği gazın yaklaşık yüzde 75’ini şimdiden ikame ettiğini, küresel gaz talebinin ise ilk kez durağanlaştığını gösteriyor. Talebin on yılın sonunda zirveye ulaşacağı tahmin ediliyor.

AB’de gaz talebi 2022’nin ilk dokuz ayında yüzde 10 düştü ve AB’nin uzun vadeli iklim taahhütlerini yerine getirmesi halinde 2030 yılına kadar yüzde 43 oranında düşmesi bekleniyor.

Transition Zero‘ya göre, gaza kıyasla yenilenebilir enerji ve depolama sistemlerinin sunduğu maliyet tasarrufunun Rusya’nın işgali sırasında iki katına çıktığı düşünüldüğünde, yenilenebilir enerjinin son derece hızlı bir şekilde kullanılmaya başlanması şaşırtıcı değil. Dünya önümüzdeki beş yıl içinde son 20 yıldaki kadar yenilenebilir enerji üretecek; yani 2025 yılına kadar elektrik üretimindeki artışın yüzde 88’i yenilenebilir enerjiden karşılanacak, fosil yakıtlar için ise bu oran sadece yüzde 1’de kalacak.

Enerji krizinden en çok etkilenen yerlerde, yani yenilenebilir enerji payının daha yüksek olduğu bölgelerde, enerji fiyatları daha düşük oldu.

Fosil yakıtların terk edilmesi yönündeki açık argümanlara rağmen, bazı hükümetler halen daha fazla gaz altyapısı inşa ediyor. Enerji Ekonomisi ve Finansal Analiz Enstitüsü‘nün (IEEFA) Küresel LNG Görünümü raporuna göre, 2025-27 yıllarında devreye girecek olan yeni LNG projeleri dalgası, iklim hedeflerini raydan çıkaracak ve varlıkların ömürlerinin bitiminden çok önce karaya oturmasına yol açacak bir arz-talep uyumsuzluğunu tetikleyecek.

enerji

‘Rusya’nın Avrupa’ya gönderdiği doğal gaz bir yılda yüzde 80 azaldı’

Uluslararası Enerji Ajansı İcra Kurulu Başkanı Dr. Fatih Birol konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi:  “Ukrayna‘yı işgalinden önce Rusya, küresel piyasalara petrol ve doğal gaz ihraç eden dünyanın açık ara en büyük ülkesiydi. O zamandan bu yana bu konumunu ciddi şekilde kaybetti. Rusya’nın Avrupa‘ya boru hattıyla gönderdiği doğal gaz akışı sadece bir yıl içinde %80 oranında düştü. Küresel piyasalara petrol ihracatı şu ana kadar sadece biraz düştü; ancak bunun çoğu, gelişmiş ekonomilerde giderek daha az alıcıyla, büyük indirimlerle satılıyor.”

Hükümetlerin krizin ortasında enerji güvenliklerini güçlendirmeye çalıştıkça Rus fosil yakıtlarına daha temiz alternatiflerin hızla arttığını kaydeden Birol, “Dünya çapında eklenen yenilenebilir enerji kapasitesi 2022 yılında yaklaşık dörtte bir oranında arttı. Küresel elektrikli otomobil satışları %60’a yakın bir sıçrama gösterdi, enerji verimliliği yatırımları ve ısı pompası kurulumları arttı” diye ekledi:

“Hükümetlerin bu eşi benzeri görülmemiş ve karmaşık enerji krizine verdikleri yanıtlar takdire şayan. Benim umudum ve beklentim, şimdi durmamalarıdır. Bunun yerine, temiz enerji geçişlerini daha da hızlandırmalarıdır. Bu sadece emisyonları azaltmak için değil, aynı zamanda krizin bize daha hızlı geçişlerin enerji güvenliğini arttırdığını, istihdam yarattığını ve endüstriyel büyümeyi teşvik ettiğini göstermesi açısından da önemlidir.”

‘Putin farkında olmadan temiz enerji geçişini hızlandırdı’

Razom We Stand‘ın Ukrayna Direktörü Svitlana Romanko, “Şimdi politika yapıcıların ve güç sahiplerinin Rusya’ya yönelik petrol, gaz ve kömür para akışını kesme zamanıdır. Ukrayna halihazırda enerji şebekesini yeniden inşa ediyor ve bunun merkezi olmayan, sürdürülebilir ve temiz enerjiyle güçlendirilmiş bir şekilde yapılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“Putin farkında olmadan enerji piyasalarını sonsuza kadar çarpıttı ve adil ve temiz bir enerji geçişini hızlandırmaya zorladı” değerlendirmesi yapan Romanko, şunları ekledi:

“Küresel liderler yenilenebilir enerji kaynaklarını katkılarına sunmalı ve Ukrayna’yı fosil yakıtlı terör ve iklim değişikliğine karşı kirli enerji geçmişi olmadan yeniden inşa edilen ilk ülke örneği haline getirmeli ve Putin’i, diğer petrol devlerini ve petrol ve gaz endüstrisini gerçekten acıtan yerden, kendi geleceklerinden vurmalıdır.”

‘Fosil yakıtların çıkarılması savaş, acı ve insan haklarının ihlali ile el ele gidiyor’

Almanya Çevresel Eylem Enerji ve İklim Koruma Başkanı Constantin Zerger, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının dünyanın fosil yakıt kaynaklarına ne kadar bağımlı olduğunu bir kez daha gözler önüne serdiğini belirterek “Dahası, petrol ve gaz kaynakları Rusya tarafından bir silah olarak kullanıldı. Bu bize fosil yakıtların çıkarılmasının çoğu zaman savaş, acı ve insan haklarının ihlali ile el ele gittiğini hatırlatıyor” dedi: “Bu sistemden mümkün olduğunca çabuk çıkmalıyız. Bunun için yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını hızlandırmalı ve enerji tüketimini mümkün olduğunca hızlı bir şekilde azaltmalıyız.”

Zerger, LNG aşırı kapasitelerinin inşası ile sadece muhatapların değiştiğini ancak bu yeni altyapının fosil bağımlılığından, bunun sonucunda ortaya çıkan savaşlardan ve iklim krizinden bir çıkış yolu sunmadığına dikkati çekti: “Bunun yerine, enerji dönüşümü için yeniden düşünmeye ve daha fazla ivmeye ihtiyacımız var.”

‘Milyonlar enerji kriziyle boğuşurken, petrol ve gaz endüstrisi rekor karlar açıkladı’

Fossil Free Politics koordinatörü Chloé Mikolajczak, “Ukrayna’nın işgalinden bir yıl sonra, Avrupa genelinde milyonlarca insan enerji ve hayat pahalılığı kriziyle boğuşurken, petrol ve gaz endüstrisi rekor karlar açıkladı” dedi.

Yakın zamanda on yıllar boyunca iklim değişikliğine dair çarpıcı çalışmalar yaptığı ancak kâr amacıyla sonuçları gizlediği ortaya çıkan fosil yakıt devi Exxon’a atıfta bulunan Mikolajczak, şunları kaydetti:

“Bu şirketler, on yıllardır Avrupalı karar alıcılara statükoyu ve kârlarını korumak için lobi faaliyetlerine milyonlar harcayan ve iklimin bozulduğunu bilmelerine rağmen gazdan uzaklaşmayı geciktiren şirketlerdir. Karar vericilerin fosil yakıt endüstrisini dinlemeyi bırakıp krizin ön cephesinde yer alan ve halihazırda çok sayıda çözüme sahip olanları dinlemeye başlamalarının zamanı geldi de geçiyor bile.”

Ember Kıdemli Enerji ve İklim Analisti Sarah Brown, “Rusya Ukrayna’yı işgali, Avrupa’yı kömüre geri döndürmek yerine tam tersi oldu. Kömürlü termik santraller sistematik bir düşüş içinde, geçen yıl yaşanan krizler nedeniyle sadece küçük bir dalgalanma oldu ve hala tarihi seviyelerin çok altında. Bunun yerine Avrupa yenilenebilir enerji kaynaklarını daha hızlı inşa ediyor. Geçtiğimiz yıl hem kömür hem de gaz enerjisinden köklü bir uzaklaşma yaşandı ve yenilenebilir enerjilere verilen destek, azalma belirtisi göstermeyen yeni bir aciliyet kazandı” ifadelerini kullandı.

Savaştaki umut ışığı: Enerji dönüşümündeki hızlanma

TransitionZero Veri Analizleri Başkanı  Seb Kennedy, “Doğalgazdan vazgeçmenin ve kömürden temiz enerji kaynaklarına geçmenin ekonomik gerekçesi, Rusya’nın Ukrayna’yı tamamen işgal etmesinden önce zaten güçlüydü” diye hatırlattı: “Bu korkunç olayda bir umut ışığı varsa, o da Rusya’nın eylemlerinin, doğalgazdan uzaklaşmanın ve temiz enerji kaynaklarını benimsemenin ekonomik faydalarını güçlendirerek Avrupa’nın enerji dönüşümünü hızlandırmış olmasıdır.”

Kennedy, şunları ekledi:

“İşgalden bu yana geçen bir yıl içinde dünya çok daha değişken bir yer haline geldi ve enerji piyasaları bunun en iyi örneği. Bugün Avrupa gaz fiyatlarında görülen göreceli istikrar sadece geçici bir rahatlamadır ve fiyatlarda daha büyük dalgalanmaların yaşanması kaçınılmazdır. AB gaz stoklarını doldurmak önümüzdeki kış 2022’ye kıyasla muhtemelen daha zor olacak çünkü Covid sonrası Çin‘in sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) iştahı yeniden kabardı. Yeraltı depolama tesislerini yakılamayacak kadar pahalı gazla doldurmak için Çin’le spot LNG kargoları için rekabet etmek dibe doğru bir yarıştır. AB bunun yerine rüzgar, güneş ve batarya kullanımını iki katına çıkararak ve ev yalıtımı gibi gaz talebini azaltma girişimlerini hızlandırarak ekonomik kazanç elde etmelidir.”

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi üyesi ve Bulgaristan‘ın eski çevre bakanı Julian Popov “Rusya’nın Avrupa’ya karşı enerji savaşı Ukrayna’nın işgalinden en az 6 ay önce başladı. Savaş Avrupa’daki enerji stresini daha da arttırdı” görüşünü paylaştı.

Popov, “Şimdi iki sonuca varabiliriz” diyerek devam etti: Birincisi, doğal gaz yüksek riskli, değişken ve siyasi açıdan zehirli bir yakıttır. Dolayısıyla, sadece güvenlik nedeniyle bile Avrupa doğalgaz kullanımını azaltmalıdır. İkincisi, büyük ölçüde Avrupa’nın iklim politikaları ve yenilenebilir enerji kaynakları ile enerji verimliliğindeki ilerlemenin bir sonucu olarak Avrupa, enerji saldırganlığında Rusya’yı yenmeyi başardı. Aynı zamanda Rusya en güvenilir ve kazançlı enerji ihracat pazarını sonsuza dek kaybetti.”

More in Enerji

You may also like

Comments

Comments are closed.