Üç kuşaktan İrlanda hükümetine ‘iklim eylemsizliği’ davası

Üç davacı hükümetin ulusal emisyonları yeterince hızlı bir şekilde azaltmayarak yasaları ve temel hakları ihlal ettiğini savunuyor. 

‘En savunmasız topluluklar adına hükümeti dava ediyoruz’

Grup, İrlanda’nın 2024 İklim Eylem Planı‘nın ulusal iklim yasası ve karbon bütçelerine uymak için yeterince güçlü olmadığını savunuyor. İrlanda Çevre Koruma Ajansı’nın son rakamları, ulusal sera gazı emisyonlarının son üç on yılın en düşük seviyesinde olduğunu gösteriyor ancak bu yine de 2030 için öngörülen ulusal hedeflerin ve AB’nin iklim hedeflerinin çok altında.

Davada İrlanda hükümetinin üç bireysel başvurucunun yaşam, onur, sağlık, eşitlik ve mülkiyet hakları ile çocuk hakları da dahil olmak üzere temel haklarını ihlal ettiği savunuluyor.

‘Konuşmada iyiyiz ama sicilimiz zayıf’

İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg‘ten ilham aldığını söyleyen O’Connor, ülkesinde 2018’de Fridays for Future grevini başlatmış ve bir yıldan uzun bir süre boyunca her hafta Cork Belediye Binası‘nın dışında eylem yapmıştı. O zamandan beri uluslararası iklim müzakerelerinde aktivist olarak yer aldı ve geçen yıl Dubai‘de düzenlenen COP28 İklim Zirvesi’nde gençler adına katılımcılara hitap etti:

“Durum hala orada ve hala acil. 2019’da, kamu bilincimiz yüksekti ama şimdi değil. Kelimenin tam anlamıyla, onları bir şeyler yapmaya ikna etmek için her şeye açığım ve bu daha önce denemediğimiz bir şey.”

Diğer iki bireysel davacı ise emekli psikoterapist, iklim aktivisti ve büyükbaba Philip Kearney ile annesi tarafından temsil edilen ve ismi açıklanmayan 20 aylık bir bebek.

Bu, İrlanda’da temel hakları ele alan ilk iklim davası olsa da, İrlanda hükümetinin şu anda muhatap olduğu tek dava değil.

İrlanda Yüksek Mahkemesi, Temmuz 2020’de İrlanda’nın emisyon azaltma planlarının iklim taahhütlerini yerine getirmek için gerekenin “oldukça gerisinde” kaldığına ve daha iddialı bir stratejiyle değiştirilmesi gerektiğine dair çığır açıcı bir karar vermişti. Karar İrlanda’nın iklim yasasının revize edilmesiyle sonuçlansa da, kampanyacılar tatmin olmadı ve geçen yıl yine Community Law & Mediation tarafından temsil edilen ikinci bir dava açtı.

Wall, İrlanda Parlamentosu‘nun 2019’da iklim acil durumu ilan etmesini örnek göstererek, “Konuşma konusunda çok iyiydik. Ancak emisyonlar açısından Avrupa’da kişi başına en kötü ikinci ülkeyiz. Gerçek sicilimiz oldukça zayıf ve doğru yönde ilerlemiyoruz” değerlendirmesini yaptı.

Community Law & Mediation avukatı, mahkemenin hükümetin yeterince bir şey yapmadığını ve vatandaşlarının insan haklarını ihlal ettiğini beyan etmesinin “sadece kendileri açısından değil, aynı zamanda gelecekteki tüm iklim politikaları açısından” gerçekten güçlü bir adım olacağını belirtti.

 

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

[COP29] 25 ülke ve AB’den ‘Yeni kömüre hayır’ eylem çağrısı

Avustralya'nın 'eylem çağrısı'na ilk yanıt veren ülke olmasının ardından OECD ülkeleri içerisinde yeni kömür santrali inşa eden sadece Türkiye ve Japonya kaldı.

Alaplı’daki doğal gölün bitmeyen çilesi: Şimdi de hafriyat ve moloz yığılıyor

Eski taş ocaklarının çukurunda kendiliğinden oluşan ve içinde yaşayan balıklarıyla canlı bir göl haline gelen Alaplı Gölü'nü yok etme girişimlerine bir yenisi eklendi.

Karacasöğüt’te 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı’na marina için ÇED gerekli değilmiş

Marmaris'te 1. Derece Arkeolojik Sit alanına yat iskelesi ve turizm tesisi projesine valiliğin verdiği 'ÇED gerekli değil' kararı İdare Mahkemesi'nce de uygun bulundu.

[COP29] Petrol zengini Suudi Arabistan müzakereleri sabote ediyor

Suudi Arabistan delegeleri, Bakü'deki iklim zirvesinde fosil yakıtlardan uzaklaşma, adaptasyon, iklim taahhütleri gibi kritik konulardaki müzakereleri her fırsatta engelliyor.

[COP29] Fosil yakıt sübvansiyonlarını kaldırma koalisyonuna üç ülke daha katıldı

Birleşik Krallık, Yeni Zelanda ve Kolombiya'nın katılmasıyla 'Sübvansiyonlar Dahil Fosil Yakıt Teşviklerinin Aşamalı Olarak Kaldırılması Uluslararası Koalisyonu'na üye ülke sayısı 16'ya yükseldi.

EN ÇOK OKUNANLAR