SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi, 2022’nin son raporu ‘Türkiye Elektrik Sisteminde Esneklik Uygulamalarına Yönelik Politika Seçenekleri’ raporunu yayımladı.
Raporda, Türkiye’nin gerek enerji arz güvenliğini sağlayabilmesi gerekse 2053 net sıfır emisyon hedefine ulaşabilmesi için büyük ölçüde yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanması gerektiği vurgulandı. Çalışmada, yenilenebilir enerji kaynaklarının sisteme entegre edilebilmesinin yolunun, elektrik sisteminin esnekliğinin artırılmasından geçtiği açıklandı.
Elektrik sistemi esnekliğinin artırılması için, batarya enerji depolama teknolojilerinin, pompaj depolamalı hidroelektrik santrallerinin, iletim ve dağıtım sistemlerinin iyileştirilmesi gibi teknolojik seçeneklerin yanında, talep tarafı katılımının etkinleştirilmesi ve yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik piyasasında etkinliğini artıracak düzenlemeler gibi, piyasa temelli seçenekler olduğu da kaydedildi.
Rapora ilişkin açıklama yapan SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Direktörü Alkım Bağ Güllü, tüm dünyayla birlikte Türkiye’nin de enerji sisteminde kritik bir eşiğe yaklaştığını belirtti.”Önce Covid-19 salgını ile gerileyen talep, ardından Rusya-Ukrayna Savaşı’nın etkileriyle ortaya çıkan enerji krizi, enerji dönüşümünün gerekliliğini ortaya koydu” diyen Güllü şunları söyledi:
“Daha fazla değişken yenilenebilir enerji entegrasyonu için; güneş, rüzgâr ve diğer düşük karbonlu teknolojilere yeni yatırımlar yapılırken, eş zamanlı olarak iletim şebekelerinin gelişimine ve sistemdeki rolüne daha fazla odaklanmak büyük önem arz etmektedir. Artan sistem esnekliğiyle birlikte, klasik elektrik sistemi yaklaşımı olan baz yük gerekliliği azalacak ve sisteme daha yüksek oranda yenilenebilir enerjinin entegrasyonu mümkün hale gelecektir.”
Esnekliği artıracak sekiz öneri
Elektrik sistemi esnekliğinin artması için uygulanabilecek politika ve strateji önerileri de getirilen rapora göre, öncelikle organize toptan elektrik piyasalarında iyileştirmeler yapılmalı. Talep tarafı katılımının etkinleştirilmesi, karbon fiyatlandırılması, Gün İçi Piyasası’nda kapı kapanış sürelerinin gerçek zamana yaklaştırılması ve Gün Öncesi ile Dengeleme Güç Piyasaları’nda negatif fiyat oluşumlarına izin verilmesi ve azami fiyat limitlerinin sistem maliyetlerini yansıtacak şekilde belirlenmesi de öneriler arasında yer aldı. Öneriler arasında net-sıfır emisyon hedefleri doğrultusunda fosil yakıt teşviklerinin tekrar değerlendirilerek zaman içinde kaldırılması bulunuyor.
Uzun vadeli strateji oluşturulmalı
Enerji depolama seçeneklerinin sistem esnekliğinde önemli rol oynadığının altını çizen Shura, depolama teknolojilerinin kullanımının yaygınlaşması için uzun vadeli stratejilerin ve hedeflerin oluşturulmasının ciddi faydalar sağlayacağını belirtiyor. Bu konuda getirilen önerilerden biri ise şöyle: “Piyasada oluşan fiyatların maliyetleri tam olarak yansıtması, enerji depolama sistemlerinin oluşabilecek fiyat farklarından faydalanmasına ve serbest piyasa koşullarında yatırımların hızlanmasına etki edecek. Bunun yanında, uygulanması planlanan karbon fiyatlandırması, sistemin karbonsuzlaşmasını teşvik edeceği gibi, kısa/orta vadede enerji depolama uygulamalarını da destekleyebilir.” Mevzuatta yatırımcı açısından net olmayan noktaların giderilmesi de öneriler arasında yer alıyor.
Aynı başlıkta elektriğin form değiştirmesini sağlayan teknolojiler de ele alınıyor ve bu sayede yenilenebilir enerji kaynaklı üretimin hidrojen gibi farklı bir formda depolanarak sistem esnekliğine katkı sağlayacağı belirtiliyor: Raporda, ‘yeşil hidrojen’ örneği verilerek şunlar deniliyor: “Türkiye yüksek yenilenebilir enerji potansiyeli nedeniyle bu teknolojiden yararlanmak için elverişli konumda. Bu kapsamda yeşil hidrojen üretimi ve kullanımı için bir politika çerçevesi ve net sıfır karbon emisyonu doğrultusunda yeşil hidrojen hedefleri oluşturulmalı.”
Elektrikli araçların ‘akıllı şarjı’
Sistem esnekliğinde talep taraf katılımının, hem ilk yatırım maliyetlerinin nispeten düşük olması hem de yaratacağı etkiyle öne çıkabileceğinin altı çizilen rapora göre, talep tarafı katılımından etkin olarak yararlanabilmenin yolu, öncelikle akıllı sayaçlar olmak üzere, gerekli altyapı yatırımlarının yapılmasından geçiyor. Bunun, Yan Hizmetler Piyasası ve Dengeleme Güç Piyasası gibi piyasalara arz tarafı ile eşit koşullarda katılımı için gerekli mevzuat değişikliklerinin yapılması gerektiğine de işaret ediliyor.
Talep tarafı katılımıyla birlikte elektrikli araçlar ve bu araçlardan kaynaklı elektrik talebinin yönetilmesinde akıllı şarjın önemli rol oynaması bekleniyor. Raporda, akıllı şarj sistemiyle elektrikli araçlardan gelecek elektrik talebinin etkin bir şekilde yönetilmesinin sistem dengesi ve güvenilirliğini sağlayacağı öngörülüyor. Aynı zamanda yenilenebilir enerji kesintilerinin engellenmesinde elektrikli araçların şarj-deşarj zamanlamaları önemli olacak. Raporda, şarj işlemlerinin belli zaman aralıklarında yapılmasını teşvik edecek ‘akıllı şarj’a öncelik verecek uygulamalara geçiş yapılması öneriliyor.
Dijitalleşme
SHURA’nın raporunda, dijitalleşmenin halihazırda devam eden enerji dönüşümüne katkısına da dikkat çekilerek; “Akıllı şebeke altyapısının geliştirilmesi ve yeni iş modellerine sağlanacak destek mekanizmaları ile dijitalleşme daha hızlı yayılabilir” deniyor.
Raporda yer verilen bir diğer öneri ise dijitalleşmeyle birlikte iletişim ve takip altyapısının geliştirilmesi: “Dijitalleşme sayesinde artacak olan veri paylaşımı ve takip sistemleri EPDK, EPİAŞ, TEİAŞ, EDAŞ gibi kamu kurumları arasındaki iletişimi güçlendirecek. Bu sayede, hem paylaşılan verilerdeki uyuşmazlık ortadan kalkabilecek hem de artan iletişim sayesinde sisteminin işletilmesi kolaylaştırılacak.”
Sistem esnekliğinin artırılmasına yönelik diğer bir politika önerisi de iletim şebekesi altyapısının ve enterkonneksiyon kapasitesinin geliştirilmesine yönelik. Mevcut durumda yaşanan arz güvenliği sorunlarının aşılması, enerjiye ekonomik erişimin sağlanması ve net sıfır emisyon hedefleri doğrultusunda kurulması beklenen yüksek yenilenebilir enerji santrali kapasitesileri, iletim hattı altyapısının güçlendirilmesini gündeme getiriyor. Raporda, TEİAŞ ile EDAŞ’lar arasındaki koordinasyonun artmasında yeni bir çerçeve mevzuat hazırlanması öneriliyor. Böylelikle sistem işletiminin kolaylaşması sağlanabilir. Orta ve uzun vadede esnekliğin artırılması amacıyla komşu ülkelerle enterkonneksiyon kapasitelerinin artırılmasına yönelik yapılacak ikili anlaşmalar ve elektrik ticaretinin geliştirilmesine yönelik yeni düzenlemelerin uygulanması da fayda sağlayabilir.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.