TürkiyeManşet

TİP: İlk hedef AKP ve Erdoğan’dan kurtulmak; iklim krizi öncelikli gündemimiz

0

Türkiye İşçi Partisi (TİP) milletvekilleri, dün İstanbul’daki Makine Mühendisleri Odası’nda basın mensuplarıyla bir araya gelerek, önümüzdeki seçimde uygulayacakları politikayı ve oluşturmaya çalıştıkları solda ‘üçüncü ittifakı anlattı. Cumhurbaşkanlığı seçimini ilk turda bitirmek istediklerini belirten partinin genel başkanı Erkan Baş, “Erdoğan’ın ilk turda yenileceğine inanıyorum” dedi.

Baş, CHP yönetimine şu mesajı ilettiklerini söyledi:  “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini ortadan kaldırmak isteyen, ‘Ben bu koltuğa oturmak değil, bu koltuğu yakmak istiyorum’ diyen bir aday çıkarsa, TİP hiçbir pazarlığa girmeden, görüşme ihtiyacı bile duymadan bu adaya oy verir ve bu meseleyi ilk turda bitiririz.

 Millet İttifakı’na açık çek

CHP’nin Ekmeleddin İhsanoğlu örneğinde olduğu gibi bir aday göstermemesi gerektiğine kaydeden Baş, “ İkinci turda zaten oy verebileceksek ilk turda oy verelim bitirelim bu işi istiyoruz. Bir taraftan Millet ittifakı’na açık çek veriyoruz, bir taraftan da tehdit ediyoruz. Yanlış yapmayın, bizi halka sordurmak zorunda bırakmayın” diye konuştu.

‘Paris Anlaşması bile yeterli değil, fosil yakıta derhal son verilmeli’

Hükümetin imzaladığı Paris İklim Anlaşması ve yükselen ekoloji mücadeleleriyle ilgili soruya yanıt veren Sera Kadıgil ise TBMM’nin iklim krizine ilişkin tavrını şöyle anlattı:

“Meclis’te öyle bir durum var ki, ne zaman iklim krizi hakkında konuşmaya kalksak, dünyanın en gereksiz konusuymuş gibi davranıyorlar. Özellikle iktidar bloğunun bakışı, ‘bizimle hiç alakası olmayan, tamamen gelişmiş ülkelerin konusuymuş’ şeklinde. İklim değişikliği, küresel ısınma ve buna karşı yapılacaklarla ilgili ağzınızı açtığınızda, elitist, Türkiye’nin problemlerinden uzak biriymiş muamelesi görüyorsunuz.”

TİP’in Emek Bürosu’yla birlikte en  iyi faaliyet gösteren bürolarından birinin “Ekoloji Bürosu’ olduğunu belirten Kadıgil, “Bu büromuz içinde kent ve iklim uzmanı arkadaşlarımız var. Bizi çok iyi besliyorlar ve konuyla ilgili verdiğimiz önergelerin önemli kısmı onların eseri” dedi.

TİP milletvekili, ekoloji/doğa mücadelelerine “dışarıdan destek” vermediklerini, hak örgütlerinin bizatihi içinde çalışan çok sayıda partili sayesinde yakın bir bağ kurduklarını anlattı ancak parti kadroları sınırlı olduğu için aktivistlerin ve medyanın desteğini istedi.

Kapsamlı bir iklim politikası oluşturduklarını, gıda, su, barınma krizi, kuraklık, türlerin yok oluşu, tarımla ilgili sorunlar üzerine çalıştıklarını belirten Kadıgil, Paris İklim Anlaşması’na ilişkin de şu ifadeleri kullandı:

Bir taraftan Paris’i imzalayıp öte yandan 10 yeni termik santrale izin vermek, yapılabilecek en büyük kötülük. Kimseyi de ikna edemiyorlar zaten. Paris İklim Anlaşması sırasında kürsüden söz alabildik. ‘Alabildik’ dememizin sebebi de çok az söz alabiliyor olmamız. Bunun nedeni de ‘önemsiz’, arka sıralarda görmeleri. Biz, Anlaşma’nın artık çok geride kaldığını ve krizi çözmeyeceğini düşünüyoruz. Tek çözüm derhal bugün fosil yakıtların yasaklanması ve yenilebilir enerjiye dönüş.”

‘AKP beceriksiz değil, ekonomik politikası bilinçli’

TİP lideri Erkan Baş, ağırlıklı olarak ülkedeki ekonomik krize ilişkin konuştu. Muhalefette AKP’nin ekonomi yönetimi konusunda ‘beceriksiz’ olduğuna ilişkin bir algı olduğunu kaydeden Baş, bunun doğru olmadığını söyledi:

“Aslında çok becerikliler, ne yapıyorlarsa bilerek ve isteyerek yapıyorlar. Bu ekonomik modelin temelinde de Türkiye’nin en tepesindeki yüzde 1’i zengin etme stratejisi var. Bu kesimin servetini garanti altına alırsam iktidar koltuğunda oturmaya devam ederim diye düşünüyor iktidar. Toplumun yüzde 99’unun çıkarlarını merkeze koyan ve buna uygun bir ekonomik model hayata geçirebilen bir yaklaşım olmadığı sürece, Türkiye’nin bu sorunlarının çözülmesi mümkün değil.”

Isparta özelinde yaşanan enerji krizine de değinen Baş, “Pastanın en büyük dilimini alan ve devlet eliyle, halkın temel ihtiyaçları üzerinden servetlerini büyüten sermaye çevreleri hiç tartışılmıyor. Elektriksiz, doğalgazsız, internetsiz, susuz yaşamak mümkün değildir. Bunlar lüks değil temel insani ihtiyaç. Türkiye’deki ekonomik model, en temel insani ihtiyaçları bile patronlar için kâr kapısı haline getirme biçiminde kurulmuş. Doğal olarak da halk her geçen gün yoksullaşmaya devam ediyor” dedi.

AKP için 20 yıl önce ‘en azından hayal satıyor’ dendiğini ancak bugün bunun da ortadan kalktığını belirten Baş, TİP’in taleplerini şöyle anlattı: “İki asgari ücrete kadar olan kısım için elektrik faturası alınmamasını talep ediyoruz. Sonrası da kademeli olmalı. Herkes şikayet ediyor ancak sermaye çeteleri hiç tartışılmıyor.  Hükümetin gözde müteahhitlerine tam destek verilirken aynı destek karanlıkta, soğukta kalan halka verilmiyor, aksine bu insanlar desteklenmeli. “

‘Gelecek seçim, sadece bir seçim olmayacak’

Erkan Baş, ‘güçlendirilmiş parlamenter sistem’e ilişkin olarak da ‘Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ortadan kaldırılacaksa, parlamentoya çok fazla görev düştüğünü’ belirtti:

“İktidar parlamentoyu işlevsiz bir hale getirmek istiyor. Biz ise aksine, önemli kılmak gerektiğini düşünüyoruz. Sokaktaki mücadeleyi parlamentoya taşımak gerekiyor. Cumhurbaşkanlığı seçimine çok fazla kilitlenildi ama eğer bizim amacımız cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini ortadan kaldırmak. Erdoğan bir yenilgiye uğratılacaksa ve seçilen kişi bunu ortadan kaldıracak bir sisteme moderatörlük yapacaksa, o aşamada parlamento çok önemli olacak.”

Önümüzdeki seçimi sıradan bir seçim olarak değerlendirmediklerini kaydeden Baş, Kemal beyin (CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu) ifadesiyle söyleyecek olursak, en geç 2023’te yapılacak seçim Cumhuriyet’in ikinci 100 yılının nasıl şekilleneceği konusuna bir yanıt olacak olacak aynı zamanda” diye konuştu.

‘İktidarla hesaplaşmak isteyenlere listelerimiz açık’

Siyaseti gençleştirmek, kadınlaştırmak, her alanda itirazı olan ve mücadele veren insanların siyasal temsiliyet kazanmasını sağlayacak bir model üretmek istediklerini anlatan Baş, “ “Önümüzdeki parlamento seçimlerinde memleketin neresinde mücadele eden insanlar varsa onların TİP adayı olarak bu seçimlere girmesi gerekir. Biz buna açık olacağız. Türkiye’de bu iktidarla bir hesaplaşma içerisinde olan örgütlü halk güçleri, TİP listeleri size açıktır. Bunlar seçime girmeye hakkı olmayan partiler kadın, çevre, LGBTİ+ örgütleri olabilir. Amacımız kavganın temsilcisi olmak” dedi.

İlerici-gerici tartışması

TİP milletvekilleri, HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy’un Meclis’teki konuşması sonrası başlayan ‘gerici-ilerici’tartışmalarını da değerlendirdi.

AKP iktidarının karakterini ‘Siyasal İslamcı’ olarak tanımladıklarını belirten Baş, “ AKP, dinci, gerici, yobaz, şeriatçı bir partidir. Siyasal İslam, özellikle toplumun yoksullaşmış kesimlerinin din aracılığıyla yönetilmesini amaçlar. Dolayısıyla AKP rejimini tartışırken mutlaka bir ilerici-gerici tartışmasını yapmak gerekir. Laiklik Türkiye’de mücadele edilmesi, sahiplenilmesi gereken bir konudur” derken, Sera Kadıgil de Oya Ersoy’un hedef seçilmesinde kadın olmasının payının yüksek olduğunu ifade etti.

Ersoy’un söylediklerinde inanca hakaret olmadığını kaydeden Ahmet Şık ise  “Tam aksine Türkiye’de İslami düşünceye sahip olmayanların inanç özgürlüğü sorunu var. Ateistlerin, sünni olmayanların, gayrimüslümlerin sorunları var. İnanç tartışacaksak bunları konuşmamız gerekiyor. Muhalefetin içerisinden de bunu anlamayarak ya da anlamamış görünerek iktidarın sıkıştırdığı bir alandan tartışma yürütmek siyasal ahlaka aykırı” ifadelerini

1-3 Aralık 2021 tarihlerinde yapılan 20. Milli Eğitim Şûrası’nda 4-6 yaş grubundaki çocuklar için alınan ‘din eğitimi’ tavsiye kararı ile karara karşı Demokrasi Konferansı bileşeni Aleviler öncülüğünde başlatılan imza kampanyasını da değendiren TİP vekilleri, parti olarak kampanyaya tam destek verdiklerini kaydetti.

Genel Başkan Erkan Baş bir soruya “Eğitimdeki dini içeriği her geçen gün artırıyorlar. 4 yaşındaki çocuklara dahi din eğitimi verir hale gelmiş durumdalar. Buna net bir biçimde karşı çıkmadan Türkiye’de laiklik tartışması yapmak mümkün değildir. Bu sadece Alevi yurttaşlarımızın sorunu değil, bu tüm Türkiye’nin sorunudur” diye yanıt verdi. Alevilerin ibadethanelerine gelen yüksek elektrik faturalarına da tepki gösteren Baş, Alevilerin eşit yurttaşlık talebinin arkasında olduklarını belirtti.

‘Dördüncü ittifak’ iddiaları

Aralarında Gelecek ve DEVA gibi partilerin bulunduğu, sağ bir ‘dördüncü ittifak’ın kurulacağı yönündeki iddiaları değerlendiren Ahmet Şık da  bunların duyumdan ibaret olduğunu vurgulayarak, “CHP umarım buradan mesajı alır, kendi pozisyonunu masaya yatırır diye düşünüyorum. İki ittifak var, çaresiz hissedebilirsiniz ama buna mahkum değilsiniz. Üçüncü ve sol bir ittifak olacak ve TİP de bunun bir parçası olacak” dedi.

Şık, Bekir Bozdağ’ın yeniden Adalet Bakanlığı’na getirilmesiyle ilgili olarak şu değerlendirmeyi yaptı:

“Türkiye bir kanun devleti bile değil. Türkiye anayasasız bir ülkedir. Türkiye’nin anayasası Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) kendisidir. Bekir Bozdağ bir rehinedir. Bank Asya’nın önünden geçen, cemaatin herhangi bir yayına abone olanların içeride olduğunu düşündüğümüzde Bekir Bozdağ ömür boyu hapis cezası alacak bir kişidir. Tam da o nedenle Adalet Bakanı yapıldı. Türkiye’de hukuk tartışması yapmak çok anlamsız. Mafya ile hukuk diliyle konuşmanız mümkün değildir.”

Şık Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üçüncü kez aday olmasıyla ilgili ise, “Bana sorarsanız; hukuk içinde cevap verirsem, aday olamaz. Buna kim karar verecek; YSK. O yüzden tartışmaya gerek yok. Bu tartışma faşist saray iktidarının kutuplaştıran siyasetine hizmet eder, bence Kemal Bey doğru bir şey söyledi: Hukuka çok bağlı olduğunu söylemiyorum; ama Abdülhamid Gül neden istifa etti? Yeni Adalet Bakanı olarak Bekir Bozdağ’ın atanmış olması bu tartışmayı yapmamız gerektiğini söylüyor.”

More in Türkiye

You may also like

Comments

Comments are closed.