Kazdağları’nda açılmak istenen madenlere karşı mücadele yürüten Su ve Vicdan Nöbeti Koordinasyonu Kurulu, bugün Meclis alt komisyonunda görüşülecek olan 3213 sayılı Maden Kanunu‘yla ilgili olarak görüşlerini açıkladı.
Çanakkale’nin, zengin bitkisel ve hayvansal üretim çeşitliliği ve yüzde beşlik tarımsal istihdam oranı ile önemli bir tarım kenti olduğu belirtilen açıklamada, yüzde 80’i Çanakkale sınırları içerisinde yer alan Kazdağları’nın yaklaşık 80 endemik ve nadir bitki türüne de ev sahipliği yaptığı belirtildi:
Çanakkale tarımsal ürün çeşitliliği açısından 100’den fazla tarımı yapılan ürün ile Türkiye’nin en zengin ürün desenine sahip illerinden birisidir. Uygun iklimi, verimli toprakları ve sulama imkanları ile tarımsal üretim potansiyeli yüksektir. Meyve ve sebze üretimi için kullanılan alanların toplam tarım alanları içinde aldığı pay Türkiye ortalamasının üzerindedir.
‘Çevre eksenli bir ilerleme ve kalkınma hedefi gerekli’
Açıklamada, bölgede son on beş yıl içinde mera ve orman arazilerinin büyük ölçüde kaybedildiğine değinildi:
Çanakkale ilinin yüzölçümü (göl alanları hariç) 994 bin hektar olup, dağılımı yüzde 33.4’ü işlenebilir yüzde yüzde 3.1’i mera, yüzde 49.3’ü ormanlık ve fundalık araziler, yüzde 14.2’si diğer arazilerden oluşmaktadır. Ancak son 15 yıldır işlenebilir arazi miktarı hemen hemen aynı kalmasına karşılık, mera ve orman arazileri önemli ölçüde azalmıştır. Orman yapısının bozulması, flora ve faunanın yok oluşu neticesinde doğan tahribatlar ekosistemin bütününü etkilemektedir. Covid-19 pandemisi ekosisteminin bozulması neticesinde yaşanabilecek sıkıntıların yakın dönemli bir belgesi olmuştur.
Açıklamada söz konusu sorunların çözülmesi için toprak varlığı, tohum çeşitliliği, su kullanımı, doğa-insan ve sağlıklı beslenme ilişkisi, çevre eksenli bir ilerleme ve kalkınma hedefine ihtiyaç duyulduğu ifade edildi.
Su ve Vicdan Nöbeti’nin temel gerekçeleri arasında halkın sağlıklı temiz, kullanılabilir, içilebilir su hakkını korumanın ve sağlıklı beslenme imkanı tanıyabilmenin olduğu hatırlatılırken, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının da Anayasal bir hak olduğunun altı çizildi.
‘Gelecek kuşaklar için sorumluluğu olacak’
Açıklamanın sonunda Maden Yasası’yla ilişkili olarak “şirketlerin önündeki tüm engellerin ortadan kaldırılması” ve “şirketlerin lehine düzenleme içermesi” ifadelerinin Kurul tarafından kabul edilmeyeceği kaydedildi:
Tüm bu gerekçeler doğrultusunda mevcut madencilik yasasının dahi çevreci bir bakış açısıyla yeniden sivil toplum kuruluşlarının ve yerel halkın katılımıyla görüş ve önerileri, yerellerin ihtiyaçları, gereklilikleri doğrultusunda yenilenmesini savunurken bugün görüşmekte olduğunuz değişiklik teklifinin Maden Yasasına ilişkin kısmı ile ilgili “şirketlerin önündeki tüm engellerin ortadan kaldırılması”, “şirketlerin lehine düzenleme içermesi” tarafımızca kabul görmeyecektir. Bunun sadece günümüzde değil gelecek kuşaklar için insani, ahlaki, vicdani sorumluluğu olacaktır.
Kurul’un, 2018 yılında hazırladığı “Çanakkale Durum Raporu” ve Ziraat Mühendisleri Odası Çanakkale Şubesi tarafından hazırlanan “Çanakkale Tarımsal Yapı, Sorunlar ve Çözüm Önerileri 2020” raporu researchgate.net sitesinden incelenebilir.