Sivrisinekten kuşlara ve yarasalara: Sudaki mikroplastikler

Yapılan bir araştırmaya göre, su birikintilerinde yaşayan sivrisinek larvalarının yediği mikroplastikler yetişkin olduklarında da vücutlarında kalıyor, hatta o sivrisineği yiyen kuş ve yarasalara da geçiyor.

Yeşil Gazete için çeviren: Emre Kızılırmak

Mikroplastikler, Kuzey Buz Denizi’nden, Almanya‘nın tarlalarına kadar her yerde bulunabilir durumdalar ve yeni bir araştırma gösteriyor ki bu parçacıklar gökyüzündeki canlı yaşamına dahi karışmış olabilirler. (Makale ve araştırma 2018 yılındandır. ed.)

Araştırmalar, su birikintilerinde yaşayan sivrisinek larvalarının küçük plastik parçaları yediklerini ve bu parçacıkların sivrisineklerin kanatlı birer yetişkin oldukları zaman dahi vücutlarında kalmaya devam ettiğini gösterdi. Sivrisineklerin; çoğunlukla kuşların, yarasaların ve daha büyük böceklerin menüsünde yer alması ve dolayısıyla plastiğin havadaki besin zincirine dahil olması, bilim insanlarını endişelendiriyor.

Plastiğin çevre gündeminin başına oturmasından bu yana, bu maddenin suda yaşayan canlıların sağlığına etkisini anlamak için çaba gösterildi. Büyük plastik parçalar yüzünden ölen balinalar bu meselenin çok bilinen kurbanları olurken, derinlemesine yapılan incelemeler gösterdi ki planktonlar ve midyeler ve balıklar da büyük miktarlarda mikroplastik tüketiyorlar.

Reading Üniversitesi’nde sivrisinek araştırmacısı Dr. Amanda Callaghan ise, plastiğin sindiril(eme)mesi probleminin su altı yaratıkları ile sınırlı olmayabileceğini fark etti. Yeni araştırmayı yöneten Dr. Callaghan The Independent’a şunları söyledi: “Sivrisinekler, tatlı suda yaşamalarına rağmen şimdiye kadar çalışılmış diğer canlılardan çok farklılar, hayatlarının bir döneminde suyu terk ediyorlar. Düşündük ki eğer sivrisinekler bu plastiği yiyorlarsa bu, plastiğin suyu terk etmesi ve farklı çevreleri kirletmesi manasına gelebilir mi?”

Daha önceki araştırmalar sivrisinek larvalarının – su yüzeyinde yaşayan ve besin için partikülleri süzen tüp şekilli canlılar – küçük plastik parçalarını yiyebildiğini göstermişti. Fakat kimse bu parçacıkların larvanın sivrisineğe dönüşmesinden sonra da bünyesinde kalıp kalmadığını kontrol etmedi.

Dr. Callaghan ve ekibinin, plastiğin su kaynaklarından havada uçan sivrisineklere geçiş sürecini şemalandırdığı yazısı Biology Letters adlı bilimsel dergide yayımlandı. Buna göre, sivrisinek larvası pupa formuna geçtikçe karınlarının ön bölgesi çözülüyor, fakat bilim insanları alt bölümlerde kalan plastiğin yetişkinliğe kadar taşındığını keşfettiler.

Dr. Callaghan araştırmalarına ilişkin şunları söyledi: “Bu şu manaya geliyor, göletlerin altında duran plastikler havaya çıkıyor ve normalde plastiğe erişimi olmayan örümcekler, yarasalar ve hayvanlar tarafından yeniliyor. Misal bir yusufçuk, sivrisinekler çıktıkça yediğinde, onlarla birlikte bolca plastik yemiş olur ve sonra bir kuş onu yiyebilir ve kuş daha da tehlikeli bir doz plastik almış olur.”

Mikroplastik araştırmaları hala emekleme aşamasında ve plastiğin böceklerin içinde aktarılabileceği laboratuvar deneylerinde kanıtlanmış durumda. Araştırmacılar şimdi bunun gerçek dünyada ne kadar büyük bir problem oluşturduğunu anlamak istiyor.

Çalışmaları sivrisinekleri konu almış olmasına rağmen, bunun herhangi bir su altı yaşam dönemi olan ve uçan böceklere uygulanabileceğini söyledi Dr. Callaghan. Yani plastik kirliliği uçan hayvanlarda genel bir özellik olabilir.

Dr. Callaghan, “Bu, yalnızca bir konseptin kanıtı, ama biliyoruz ki doğada plastik çok fazla miktarda bulunuyor – plastikle dolu göller var” dedi ve ekledi: “O göller, o plastikleri yiyecek böceklerle dolacak. Vahşi doğada hiç şüphe yok ki bu olacak.”

Makalenin İngilizce Orijinali

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

‘Avrupa’da sıcaklık kaynaklı ölümler 70 yıl içinde üç katına çıkabilir’

Yeni bir araştırmaya göre, küresel sıcaklık artışı 3 derece ile sınırlandırılsa dahi önlemler alınmazsa yüzyıl sonuna kadar 55 bin ek can kaybı meydana gelebilir. Güney Avrupa en büyük risk altında.

Geri dönüşümün davranışsal ekonomisi-2

Türkiye’nin atık yönetim karnesi ciddi anlamda endişe verici. Henüz kendi atıklarımızla ne yapacağımızı yönetemiyorken, Avrupa’nın atıklarının yarısının ülkemize gönderilmesi bu endişeyi daha da derinleştiriyor.

Şirketlerin toplumsal sorumluluğu

Türk şirketleri kurumsal sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik uygulamalarında batılı benzerleri kadar başarılı değil. Ancak bu sadece şirketlerden kaynaklanmıyor, 'öngörülemezlik ortamı' ve toplumsal baskının eksikliği de bunda etkili. 

‘Qou vadis-2’: Ülke nüfusu

Geleceği ile ilgili derin kaygılar duymakta olan nüfus kesimlerinin, Türkiye’nin her yerinde giderek artmakta olduğu bir ortamdayız. Ne kent nüfusu kentte kalabilecek uzun erimli bir gelecek görüyor, ne de kır nüfusu kırda kalabilecek bir durum algılıyor.

[Bir şarkının hikayesi] San Francisco/ Scott McKenzie

Scott McKenzie’nin Hippi kültürünü konu alan 'San Francisco (Saçınıza Çiçek Taktığınızdan Emin Olun)' şarkısı, Beatles’ın 'All You Need is Love'ı ile beraber, 'Summer of Love'ın belirleyici şarkılarından biri olarak kabul edilir.

EN ÇOK OKUNANLAR