Singapur’da 16 farklı kedi mamasında risk altındaki köpekbalıklarının etine rastlandı

Yeni bir araştırmaya göre tehdit altındaki köpekbalığı türlerinin eti, büyük markalar için kedi maması olarak işleniyor.

Singapur‘da satılan 16 farklı marka kedi mamasının, koruma altındaki ipeksi köpekbalığı (Carcharhinus falciformis) dahil olmak üzere tehdit altındaki köpekbalığı türlerini içerdiği saptandı. 

Singapur Ulusal Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada, Tayland‘da 16 farklı marka tarafından üretilen ve Singapur’da satılan 45 kedi mamasından 144 numune, DNA barkodlama teknolojisini kullanılarak analiz edildi. Çalışma sonucunda mamaların %31’inde köpekbalığı eti bulundu.

Kedi mamalarında saptanan en yaygın köpekbalığı, Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme (CITES) kapsamında korunmayan bir tür olan mavi köpekbalığı (Prionace glauca) oldu.

Ürünlerde keşfedilen diğer türlerise her ikisi de Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN) tarafından “savunmasız” olarak listelenen ipeksi köpekbalıkları (Carcharhinus falciformis) ve beyaz uçlu resif köpekbalıkları (Triaenodon obesus). İpeksi köpekbalıkları CITES II Sözleşmesi kapsamında da koruma altında.

Fancy Feast, Whiskas ve Sheba gibi önde gelen markalar içeriğinde  köpekbalığı tespit edilenler arasında yer alıyor. Markaların hiçbirinin etiketinde köpekbalığı içerdiği bilgisi yer almazken, bunun yerine “okyanus balığı”, “beyaz balık” ve “beyaz yem” gibi genel terimler kullanılıyor.

Araştırmacılar yazdıkları açıklamada,  “Köpekbalıklarının korunmasına dair  geniş kapsamlı bilgisi olmayan birçok evcil hayvan sahibinin, nesli tükenmekte olan köpekbalıklarını istemeden evcil hayvanlarına yedirdiklerinin farkında olmaması muhtemeldir” dedi.

Araştırmanın yazarlarından Ben Wainwright, bu çalışmanın köpekbalığı eti içeren evcil hayvan mamaları hakkında yapılan önceki çalışmaların bulgularını doğrular nitelikte olduğunu söyledi.

2019 yılında yapılan bir araştırmada da Amerika Birleşik Devletleri’nde satılan evcil hayvan mamalarında, nesli tükenmekte olan kısa yüzgeçli mako köpekbalıkları (Isurus oxyrinchus) bulunmuş, bazı kozmetik ürünlerinde de kritik derecede tehlike altındaki deniz taraklı çekiçbaşları (Sphyrna lewini), mavi köpekbalıkları ve siyah uçlu köpekbalıklarının (Carcharhinus limbatus) kullanıldığı tespit edilmişti. Bu yeni çalıma ise sorunun ABD‘nin ötesine geçtiğini gösteriyor.

Wainwraight, “Bu küresel bir sorun. Köpekbalığı avcılığının ve  küresel köpekbalığı tedarik zincirlerinin karnaşıklığı, bütün bu riskleri artırıyor” açıklamasını yaptı.

 OceansAsia‘nın kurucusu Gary Stokes, bunun yıllardır farkında olduklarını ancak sorunun hak ettiği ilgiyi görmediğini söyledi.

Köpekbalığı etinin yüksek üre sebebiyle kötü bir tadı ve kokusu olduğu için insanlar tarafından tercih edilmediğini belirten Stokes, “Çoğu yerde, köpekbalığı eti ucuz ve insanların kullanmıyor, bu yüzden öğütülüp gübre haline getiriliyor, evcil hayvan yemi olarak kullanılıyor” dedi.

Stokes, CITES kapsamında korunan köpekbalıklarının ticaretini yapmak için özel izinler gerektiğini ve bu şekilde kullanmanın yasa dışı olduğunun altını çizerek, “Korunan türlerin ticaretini, beyan etmeden yapamazsınız. Ama bu şekilde teknik olarak kaçırılıyorlar çünkü evcil hayvan maması malzemelerinin içinde saklılar” şeklinde konuştu.

Aşırı avlanma nedeniyle baskı altında olan köpekbalığı popülasyonu son 50 yılda %70’den fazla azaldı. Bir araştırma, bazı köpekbalığı türlerinin birçok mercan resifi habitatında, özellikle de düzensiz balıkçlık yapılan yerleşimlere yakın olan resiflerin yakınında işlevsel olarak neslinin tükendiğini, yani ekosistem içindeki yerini kaybettiğini ortaya koydu.

Araştırmacılar, köpekbalığı eti içerip içermediklerini göstermek için evcil hayvan gıda ürünlerinin uygun şekilde etiketlenmesi gerektiğini savunarak, “Bu, yalnızca savunmasız köpekbalıklarının sömürülmesini önlemeye yardımcı olmakla kalmayacak, aynı zamanda evcil hayvan sahiplerinin hayvanlarını neyle besledikleri üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmalarını sağlayacaktır” dedi.

Wainwright, “Tüm deniz ürünlerinin tedarik zincirinde daha iyi etiketleme ve daha fazla hesap verebilirliğe ihtiyacımız var” dedi.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer bağımlılığı ve kömürden çıkış projeksiyonu olmaması eleştiriliyor.

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etti.

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi...

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı...

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen,...

EN ÇOK OKUNANLAR