Hafta SonuManşet

Sahipsiz sokak hayvanları için Mersin yollarına düştük

0

Evde oturuyordum. Her zamanki yerimde. Salonda, kanapede. Klima açık, sıcağı böğrüme böğrüme vuruyor. Kucağımda bir minder, onun üzerinde lap top. Aynen şu an yaptığım gibi o zamanda Yeşil Gazete için haber bakınıyorum, gelen maillere yanıtlar veriyorum, sosyal medyamda (yaa, evet, benim de var) seyreden gelişmeleri takip ediyorum

Üzerinize afiyet ben bir parça bedensel engelliyim, ortopedik olanından, bunun da hal çarelerinden biri Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezlerine gitmek ve kültür fizikti, eğil kalktı, yürü durdu, terle hem de kanterdi derken o kas bir milim gıpraşır mı, bu adele az biraz yetkinleşir mi diye çalışmalarda bulunmak

Bunu bittabi bir fizyoterapist eşliğinde yapmanız gerekiyor. İşte sosyal medyamdaki gelişmeleri takip ederken fizyoterapistim Fatoş‘un bir paylaşımına rastgeldim, “Sahipsiz sokak hayvanlarını besleme projemiz için bu Cumartesi (24 Ocak Cumartesi) günü proje ortağım Aslı ile birlikte sokağa çıkıyoruz. Olumsuz hava koşullarının olduğu bu dönemde birçok hayvan barınak bulamayarak hem aç kalmakta, hem yağmurdan korunamamakta.  Bizler ulaşabildiğimiz kadar çok sokak hayvanı için tüm duyarlı bireylerin küçücük yardımlarını beklemekteyiz. Bunun için cumartesi günü yapacaklarımızı ise şu şekilde sıralayabiliriz; 

9

MAKARNA haşlayıp içerisine et bulyon/tavuk bulyon/peynir vb.. ekleyerek kapı önüne ya da hayvanların yoğunluklu toplandıkları yerlere koymak
-hayvan mamaları alarak onları yine hayvanların bulundukları yerlere(barınaklar/çöp kutularının çevresi/sokak başları/ev önleri..vb) koymak
-yemek artıklarını kapı önlerine vb.. koymak
-VEEE BİRAZ MEŞAKKATLİ DE OLSA (bunu yapanlar olduğunu ve bu konuda duyarlılık gösterecekler olduğunu biliyorum:) ), AZ SONRA VİDEOSUNU PAYLAŞACAĞIM HAYVAN BARINAKLARI YAPIP UYGUN BULDUĞUNUZ YERLERE YERLEŞTIRMEK” diye yazmıştı Fatoş sosyal medya sayfasına. Hemen ekledim ben de yorumumu “Ben de gelip haberini yapabilir miyim?” diyerek. “Elbette, buyur gel” dediler

Proje demiş ya Fatoş, ben de sanıyorum oturup proje yazdılar, proje ortağı aradılar, ne yapıp edip buldular, düşündüler taşındılar, uğraştılar didindiler ve en nihayet hayata geçirme aşamasına getirdiler

Ne gezer !

Bence çok daha iyisi, proje kafalı düşünen pekçoğumuzun rutinini bozan şekilde en insanisi imiş onların proje diye uygulamaya başlattıkları

İkisi kafa kafaya verip demişler ki, mevsim kış, hava şartları çetin, sokak hayvanları hem aç hem de barınaksız. Ne yapalım, onlara aş yapalım. Ne edelim, onlara barınak çatalım. Başka eş dostumuzda katılmak isteriz der ise onları da buyur edelim.

11...

Tabi ben bunu Cumartesi günü ikisinin de çalıştığı, benim de yılın 1 ayı (30 işgünü) ter döktüğüm Özgür Yaşam Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi’ne gittiğim sırada öğrendim

Mesailerini bitirmiş, onlara son anda katılan üniversite öğrencisi Tuğçe ile kedilere barınak yapıyor idiler ben yanlarına vardığımda.

15

Projenin fikir annesi Aslı’dan öğrendim hikayeyi. Aslında üniversite yıllarından beri gönüllülük üstüne inşa ettiği hayatını da laf arasında öğrendiğimide ekleyeyim bu arada.

Bana “13:00’de burada ol” demişlerdi. 13:30’da yettim, ne bileyim barınak çatmanın bu denli zaman tüketen bir uğraş olduğunu. 16:15 gibi çıkabildik merkezden. O arada 3 tane barınak çatılmış, birgün önceden uykusuz kalasıya hazırlanan yemekler ayrı ayrı düzenlenmiş, sokak hayvanlarına servis edilecek hale getirilmişti.

“E, peki nerelere bırakacağız bunları” dedim. Proje kafası işte, ben onlar önceden belirlendi, gerekli kurumlardan önemli izinlerden alındı diye savulluyorum.

“Biz nereyi uygun görür isek, oraya” dediler gülümseyerek.

İlk durak Afetevleri bölgesi. Aslı’nın da ikamet ettiği ilçenin sokak hayvanlarınca uğrak edilen iki çayırlık alanı.

Ardına son dakikada bize katılan Tuğçe’nin annesi Seval‘in önerisi ile Muğdat Camii’nin hemen arkasında kalan çocuk parkının yanı ve son olarak Fatoş’un biz yolda giderken bir arkadaşına telefon açıp sorduğu ve öğrendiği Çetinkaya’nın civarındaki boş arsa.

Sahipsiz sokak hayvanlarını besleme ve barındırma Mersin timi işbaşında. Soldan sağa Fatoş, Aslı, Tuğçe ve Seval

Sahipsiz sokak hayvanlarını besleme ve barındırma Mersin timi işbaşında. Soldan sağa Fatoş, Aslı, Tuğçe ve Seval

Tüm yol boyu yaptığımız şamatanın, gırgırın sonu yok tabi. Bizim yaptığımız bir haftasonu gezintisini, arkadaşlarla hoş bir temaşayı sosyal bir yardım projesine evirmek esasında. Hiçkimseye danışma gereği duymadan, ondan izin, bundan meblağ, şundan ayni ve/veya nakdi yardım beklemeden gönlümüzün bize yap dediğini yapmaktan ibaret.

Mersin’in üç ayrı köşesine hem sokak hayvanları için besin malzemesi, hem kediler için el emeği göz nuru barınaklarımızı bıraktık. Barınakları yok eder bu kendini bilmezler diye düşünmedik dersek gerçek olmaz ama tek çıkar yolu belki budur diye barınaklar üzerine patiler, sevimli bıyıkları ile kediler çiziktirdi Tuğçe, üzerlerinede “Hava çok soğuk. Lütfen evime zarar verme!” diye yazdı.

13

Akşamın karanlığı çökerken arabada önümüzdeki günlerde hayata geçirilecek kendiliğinden projelerin heyecanı kaplamıştı hepimizi. “Haftaya Çocuk Esirgeme Kurumu’ndayız, çocuklarla eğleneceğiz” diyordu Aslı, “Haftaiçi Huzurevi sakinlerinin tiyatro oyunu var, geliyorsunuz, değil mi?” diyordu Fatoş. Aklımıza (hadi yalan olmasın, ben kendimi hariç tutayım), Akıllarına binbir adet başka gönüllü ve kendiliğinden proje doluşuyordu.

Kedi barınaklarının üzerindeki uzun kulakları olan mini huniyi kuşlar için hazırladı Tuğçe, yemlerini ordan daha rahat yiyebilirlermiş

Kedi barınaklarının üzerindeki uzun kulakları olan mini huniyi kuşlar için hazırladı Tuğçe, yemlerini ordan daha rahat yiyebilirlermiş

Hayata geçirmek onlardan, sizlerle paylaşmak ise benden diyerek nokta koyayım şimdilik.

Bizi izlemeye devam edin!

#anavarrza

* Daha fazlasını Mersin Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Topluluğu‘nun facebook sayfası üzerinden takip edebilirsiniz

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.