Sadece wi-fi (kablosuz iletişim) seslerini duyabilen adam, Frank Swain

iflscience.com‘da Justine Alford imzası ile yayınlanan yazıyı Yeşil Gazete gönüllü çevirmeni Berk Ergin’in çevirisi ile sunuyoruz.

 * * *

Eğer internete 2000’li yıllar öncesinde bağlanmayı denediyseniz, muhtemelen dial-up modem tarafından yayılan o ( kulak tırmalayıcı ) sesi hatırlarsınız. Bugünlerde ise internete bağlanma aşamasında duyduğumuz tek ses, kablosuz bir ağa bağlanma aşamasında şifreyi yazarken klavyemizin tuşlarından çıkan ses. Frank Swain ise Wi-fi dalgalarının çıkardığı sesleri duyabiliyor.

Frank Swain
Frank Swain

Nadir şekilde rastlanan herhangi genetik bir mutasyonu olmayan Swain bunu geliştirilmiş işitme cihazı ve kullandığı zeki bir yazılım sayesinde gerçekleştiriyor. İşitme yeteneğini 20 yaşından beri kaybettiği için 2 senedir işitme cihazı kullanan Frank farklı bir şey yapmak istemiş. Hiçbirimizin duyamadığı sesleri duyabilmek: Kablosuz iletişim.

Bilim yazarı Swain, bu fikrini gerçekleştirebilmek için İngiltere’deki hayır kurumlarının yeni buluşlar için sağladığı ödeneklerden yararlanarak ses sanatçısı Daniel Jones ile birlikte çalışmış ve ikili sonunda “Phantom Terrains” adındaki Wi-fi seslerini duyulabilir hale getiren cihazı geliştirmiş. Yazılım ise kırılmış ( hacklenmiş ) bir iPhone üzerinde çalışıyor, dahili wi-fi sensörü kullanarak wi-fi alanlarını ayarlamaya çalışıyor. Gerekli işlem ve taramalar bittikten sonra yazılım, modem ismi, Wi-fi frekanslarının şifreleme algoritmaları ve cihazın modemden uzaklığı gibi bilgileri bulunabilir hale getiriyor.

Swain’in New Scientist’de yayınlanan makalesine göre “Sinyalin gücü, yönü, adı ve bunların üzerindeki güvenlik derecesi arka ve ön plandan oluşan bir ses akışına çevriliyor. Uzak sinyaller geiger sayacındaki vuruşlar gibi tıklıyor ve beliren  en güçlü sinyaller ağ ID’lerini tekrarlayan bir melodi olarak cızırdıyor. Ses düzenli olarak, bir çift duyma aparatından yayınlanıyor. Ekstra ses tabakası, aparatların normal çıkışıyla karıştırılarak basitçe oluşmuş ses ortamının bir parçası oluyor. Yani telefonumu yanımda taşıdığım sürece, her zaman Wi-fi seslerini duyabilecek durumdayım.”

“Sound Cloud ses dosyası” https://soundcloud.com/alissa-walker/phantom-terrains-audio

Swain daha sonra Güney Londra’yı dolaşarak, gittiği her yerden bilgi topladı. Sonuçlar, tüm yönlendiricilerin nerede olduklarını, bant genişliklerini ve şifreleme seviyelerinigösteriyor. Bu bilgilerden yola çıkan Swain, iş merkezlerinden uzak muhitlerde bulunan yönlendiricilerin daha düşük güvenlik seviyelerine sahipken ticari bölgelerde bulunan yönlendiricilerin daha yüksek seviyelerde şifreleme standartlarına sahip yönlendiriciler ile dolu olduğunu gördüğünü belirtiyor. Bunu aşağıdaki resimde gözlemlemek mümkün:

9

Swain’in işitme yeteneğini geri getirecek mevcut bir tedavi olmadığı halde bu yeni teknoloji ona kimsenin duyamadığı sesleri duyma imkanı veriyor ve Swain şimdiden duyulamayan başka diğer sesleri de işitsel repertuarına eklemeyi düşünüyor.

Çevirmenden Notlar: Kablosuz İletişim

Kablosuz iletişim, havada bilgi taşıyan sinyallerin belirli bir frekans kullanılarak hava aracılığı ile uçtan uca iletilmesidir. Bilginin taşınması elektromanyetik (EM) ışınım yoluyla gerçekleşir. Hava da tıpkı metal ve bakır gibi bir iletim ortamıdır. Havanın iletkenliği için verilebilecek en uygun örnek sesin bir uçtan diğer uca doğru taşınabilmesidir.

Peki şifreleme algoritmaları- seviyeleri ne anlama gelir? Şifreleme algoritmaları nelerdir? 

3 farklı şifreleme algoritması vardır.

1)WEP (Wired Equivalent Privacy)

İlk şifreleme standardıdır.

Kimlik doğrulama yöntemlerinin temel amacı kablosuz networkleri, kablolu networkler gibi güvenli hale getirmektir.

IEEE Wep şifrelemesinin Data Link katmanında uygulanmasını sağlamıştır. Bu sayede aynı ağdan olmayan bir sistem paket içeriklerini göremez.

WEP şifreleme yaparken RC4 adlı şifreleme algoritmasını kullanır. Çok fazla kusura sahip olan WEP, tercih edilmemesi gereken bir şifreleme yöntemidir.

WEP istemci ve access point arasında şifreleme yaparken 24bitlik IV paketleri kullanır.

2)WPA (Wi-fi Protected Access)

WEP şifreleme yönteminin zayıflıklarını kapatmak için geliştirilmiş bir şifreleme yöntemidir. WEP’de kullanılan 24bitlik IV paketleri 48bite yükseltilmiştir.

3)WPA2 (Wi-fi Protected Access 2)

Günümüzde AES’in yerini almış en gelişmiş şifreleme algoritmasıdır.

WPA ile WPA2 arasında en önemli fark  şifreleme algoritması olarak AES adlı algoritmanın kullanılmasıdır.

Amerika’da kablosuz ağların devlet kurumları tarafından kullanılabilmesi için FIPS (Federal Information Processing Standard) ile uyumlu olması gerekmektedir.WPA2 AES şifreleme algoritması ile bu standardın da gereksinimlerini karşılamaktadır. WPA’daki eksiklikleri gidermek için oluşturulmuş WPA2 günümüzdeki en gelişmiş şifreleme yöntemidir.

Yani yazıda düşük güvenlik seviyesi derken WEP’i yüksek derken ise büyük olasılıkla WPA2’den bahsediyor.

 

Yazının İngilizce Orjinali

Yazar: Justin Alford

Yeşil Gazete için çeviren: Berk Ergin

(Yeşil Gazete, iflscience.com)

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İzmir’de JES projesinin ÇED toplantısına halk engeli: İncire, üzüme ihtiyacımız var

Yargı kararları ve iptallere rağmen 4. kez İzmir-Aydın sınırında JES için ÇED başvurusu yapan şirket temsilcileri protesto edilen halkın katılımı toplantısına gitmedi.

Açık Radyo’nun karasal yayını kesildi: Tophane’de buluşma çağrısı

RTÜK'ün kararıyla, karasal yayını bugün kesilecek olan Açık Radyo çalışanları herkesi bu akşam Tophane'deki radyo binası önüne çağırdı.

IEA: Jeopolitik gerilimler temiz enerji ihtiyacını güçlendiriyor, daha fazla yatırıma ihtiyaç var

IEA'nın Dünya Enerji Görünümü 2024 raporuna göre, Çin'in domine ettiği yenilenebilir enerjideki rekor büyümenin fark yaratabilmesi, fosil yakıtlardan hemen vazgeçilmesine bağlı.

Ankara’da açlık grevi yapan Fernas işçilerine polis saldırısı: 37 gözaltı

Ankara'Kurtuluş Parkı'nda açlık grevi ve oturma eylemini sürdüren Fernas maden işçilerine polis saldırdı. 32 işçi, beş sendikacı olmak üzere 37 kişi gözaltına alındı.

Muğla-Karacasöğüt Koyu’na yat limanı için açılan ‘ÇED davası’na şirket katılmadı

1. Derece Arkeolojik Sit Alanı'na yapılmak istenen marina için verilen ÇED olumlu kararına dava açan Muğlalılar, kamu vicdanını rahatlatacak bir karar beklediklerini söyledi.

EN ÇOK OKUNANLAR