Bugün (7 Mart) Oxford Sürdürülebilir Finans Grubu tarafından yayımlanan yeni bir çalışma, daha yüksek güneş ve rüzgar enerjisi kapasitesi payına sahip yenilenebilir elektrik şirketlerinin, küresel ölçekte fosil yakıt odaklı emsallerine göre daha düşük öz sermaye ve borç maliyetine sahip olduğunu ortaya koydu.
Enerji Dönüşümü ve Değişen Sermaye Maliyeti: 2023 İncelemesi başlıklı rapora göre, bu eğilim özellikle Avrupa‘da belirgin olup, iklim dostu politikaların ve eylemlerin temiz enerji üretimine yapılan yatırımları oldukça uygun maliyetli bir enerji kaynağı haline getirmede başarılı olduğunu gösteriyor.
Rapor, şu bulgulara yer veriyor:
‣ WMO: Net sıfır için yenilenebilir enerji arzının, sekiz yıl içinde ikiye katlanması şart
‣ IEA: Yenilenebilir enerji, üç yıl içinde dünyanın en büyük elektrik kaynağı olacak
Avrupa’da ise petrol ve gaz üretimi odaklı şirketlerin en yüksek öz sermaye maliyetine sahip olduğu görülüyor.
Bulgular ayrıca, petrol ve gaz endüstrisinde sermaye yoğun upstream faaliyetlerinin yanı sıra karbon yoğun operasyonlara yatırım yapmanın giderek daha riskli hale geldiğini gösteriyor.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından petrol ve gaz fiyatlarının son on yılın en yüksek seviyelerine ulaşması, ekonomileri fosil yakıtlardan vazgeçmeye ve sermaye akışlarını temiz enerjiye kaydırmaya daha da teşvik ediyor.
Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşmanın merkezinde, büyük miktarlarda sermayenin düşük karbonlu enerjiye yönlendirilmesi yer alıyor ve yenilenebilir enerji kaynaklarının fiyatlandırılması kritik ölçüde sermaye maliyetine bağlı.
Finansal sistem ile reel ekonomi arasında kilit bir aktarım mekanizması görevi gören bu mekanizma, hem finansal kurumların hem de şirketlerin yatırım kararlarını etkileyerek temiz enerji için sermaye maliyetinin düşmesini gerektiriyor.
Avrupa örneği, çevre politikalarının varlık fiyatlandırmasında önemli olduğunu gösteriyor ve bu durumun, iklim eyleminin daha az tutarlı olduğu Kuzey Amerika için bir model teşkil edebileceği görülüyor.
Oxford Sürdürülebilir Finans Grubu Direktörü Dr. Ben Caldecott, “Sermaye maliyeti, farklı enerji teknolojilerinin toplam maliyetinin önemli bir belirleyicisidir ve finansal piyasaların algıladığı riskleri yansıtır, örneğin kömürün yenilenebilir enerjilerle ne kadar hızlı yer değiştirebileceği gibi” diyor.
Raporun başyazarı Dr. Gireesh Shrimali ise, “Kuzey Amerika’da yenilenebilir ve fosil yakıtlı enerji için sermaye maliyetinde tutarlı bir eğilim görmüyoruz” ifadelerini kullanıyor: “Görülmesi gereken şey, özellikle son Enflasyon Azaltma Yasası gibi büyük değişikliklerle politika ortamının değişip değişmeyeceğidir.”
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…