atauz@yahoo.com
Epeyce bir süredir rant kavramı ve ülkedeki farklı kentlerde farklı etkiler yaratan olguyu biraz daha yakından tanımayı amaçlayan tartışmayı sürdürüyoruz. Konudan sıkılmış olabileceğinizin farkındayım ve bu yazı ile şimdilik noktayı koyabileceğimizi düşünüyorum.
Bir kentin ranta göre çalışması ve biçimlenmesi neden kabul edilemez?
Toplumsal-politik ve sosyal-psikolojik olarak;
Ekonomik ve mekansal olarak;
Ekolojik olarak;
Rant, kent toplumunun geniş bir bölümünün yararlandığı bir piyasa olarak kabul edilirse rantla ilgili politikaların geliştirilmesinde bu gerçeğin bilinçli bir biçimde ele alınması gerekir. Rant bakımından temel ilke kentlerde oluşan rantın tamamının bu rantı yaratan kent toplum bütününe geri döndürülmesidir. Eğer eşitlikçi anlayışın ağır bastığı bir politika yaklaşımı söz konusuysa mülk sahibi olan sınıfların elde etiği rantın kent kamusuna, ama mülksüzlere/ kiracılara ve en yoksullara öncelik verecek biçimde yöneltilmesi ideal yaklaşım olarak kabul edilebilir.
Ancak bunun olanaksız olduğu durumlarda rantın kentin kamusuna, belki yoksulları özellikle gözetmeyen ama spekülatörlerin dışındaki grupların hepsini kapsayacak biçimde geri döndürülmesi de söz konusu olabilir. Bu durumda eşitçiliğe farklı oranlarda yaklaşacak politikaların, vergilendirilmesi ve toplanan birikimin kent ihtiyaçları için harcanması aşamalarında iki tür yaklaşım söz konusu olabilir.
Rantın vergilendirmesi aşamasında;
Kentteki adaletin ve eşitliğin korunması için harcama aşamasında da;
Rantla ilgili politikalar, yukarıdaki seçeneklerin kombinasyonları biçiminde veya bunlar daha da genişletilerek ve çeşitlendirilerek geliştirilebilir. Ancak kentte rantla ilgili politika tasarımının/ oluşturmanın ne kadar bilgi ve incelik gerektirdiği, buna karşılık ne tür güçlük/ engel ve tuzaklarla dolu olabileceğini kestirmek güç değildir. Yine de rant politikalarının geliştirilebileceğini ve geliştiren kentlerin olduğunu biliyoruz.
*
Evet, kısa-orta erimde, geniş bir toplum kesimine çıkar sağlayabileceğini kabul ettiğimiz rant, her durumda yoksulluğu artıran, derinleştiren, genişleten etkisi ve uzun erimde de bütün kenti toplumsal, ekonomik, politik, kültürel ve ekolojik olarak zarar uğratan, kirleten ve yapaylaştıran, yabancılaştıran, kentsel yaşamı güçleştiren ve stresli hale getiren etkileri nedeniyle onaylanamaz. Ama baş etmesi çok güç ve köklü bir kentsel öge/ olgu olarak varlığı kabul edilmelidir.
Ranta karşı politika/ strateji geliştirmenin kritik ve kilit alanı ona karşı politikaların planlanması çalışmalarının yapıldığı alan olarak düşünülebilir. Çünkü plan, eğer gerçekten kamusal yarar sağlayabilecek ve kentsel gelecek bakımından sağlam, tutarlı ve güçlü bir biçimde yapılandırılmışsa, sonuç olarak rantın yaratabileceği ve yukarda değinmiş olduğumuz zararların ve olumsuzlukların hepsine karşı sistematik bir saldırı ve çökertme sağlayabilecek, etkin ve total (ama tekelci olmayan/ demokratik) yararlar oluşturan bir araç olacaktır.
Eğer kentsel demokrasi geliştirilerek yapılacak bir plana toplumsal sahiplenme sağlanabilir ve sürdürülebilirse kentsel rantları yok etmek değil ama azaltmak ve etkilerinin önemsizleştirmek böylece olası olabilir.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…