Doğa MücadelesiEditörün SeçtikleriEkolojiManşet

Pütürge’de kalker ocağı için ‘ÇED gerekli değil’ kararı

0

Malatya Pütürge‘de, Devlet Su İşleri (DSİ) 20. Bölge Müdürlüğü tarafından planlanan “Kalker Ocağı, Kırma-Eleme Tesisi ve Hazır Beton Santrali Kapasite Artışı Projesi” için ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değil’ kararı verildi. Projenin Pütürge’nin köylerinde büyük çevresel tahribata yol açacağı öngörülüyor.

Pütürge’nin Uzuntaş ve Yandere mahallelerinde gerçekleştirilen ve toplam 2 bin 947 hektarlık bir alanda yapılan proje, bölgeye yapılan baraj ve sulama projeleri için gerekli malzeme temini ve hazır beton ihtiyacının karşılanması amacıyla gerçekleştiriliyor.

ÇED kapsamında 2 bin 454 hektarlık bir alanı değerlendirilen projenin 2 bin 175 hektarlık kısmının Ocak ve Stok alanı olarak kullanılması için, 279 hektarlık bir kısmın ise tesis alanı olarak ayrıldığı belirtiliyor. Tesis alanının, baraj yapım işlemleri tamamlandıktan sonra kaldırılması planlanıyor.

19 Ocak 2023’te Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na sunulan projenin bedeli, 43 milyon 900 bin TL.

Pütürge’de kalker ocağı proje alanından etkilenecek evler kamulaştırılıyor

Proje dosyasında belirtildiği üzere, projenin çalışma alanı aynı zamanda deprem bölgesinde olduğu için, artçı sarsıntılara karşı hassas durumda. Dosyada “Bu artçı depremler nedeniyle, belirli bir ruhsat kapsamında, köy yerleşim alanlarına yakın bölgelerde 350 metre mesafeye kadar dinamit patlatılmayacak” ifadeleri yer alırken, çalışma alanının en yakın yerleşiminin açık ocak alanının 423 metre kuzeybatısında bulunan evler olduğu ifade ediliyor ve bu evlerin kamulaştırılacağı, kamulaştırma işlemi tamamlanmadan çalışmalara başlanmayacağı söyleniyor.

Pütürge kalker ocağı

Malatya Çevre Platformu adına Yeşil Gazete’ye konuşan Hasan Kaya, projeyi “Kırma, eleme beton santralleri ve kalker ocağı, buradaki baraj çalışmaları için yapılıyor. Ancak bu proje, bölgeyi yok edecek. Altı mezrayı ortadan kaldırıyor, göçe zorluyor” diyerek anlattı.

Yapılacak olan taş kırma tesislerine 425 metre uzaklıkta, Yandere ve Uzuntaş mahallelerindeki yerleşim yerlerinin bulunduğunu kaydeden Kaya, “Çok sayıda tarla, arazi, bağ ve bahçe baraj göletinin altında kalacak. Burada ekosistem zarar görecek. Tesise yaklaşık 500 metre mesafede bulunan Gökçeli, Bakımlı ve Uzuntaş mahalleleri ve köyleri de etkilenecek, tümden bir zarar görülecek” ifadelerini kullandı.

kalker ocağı Pütürge

‘Menzil’e su götürülecek’

Bölgedeki baraj, projede Adıyaman Büyükçay Barajı olarak geçiyor ancak, Malatya sınırları içerisinde bulunuyor. Bunun da meseleyi karmaşık hale getirdiğini ifade eden Hasan Kaya, projenin Pütürge’de kimse için faydalı olmayacağını, ancak yetkililerin gelip halkı ikna etmek için aksini iddia ettiklerini açıkladı.

Baraj ve su yolu projesinin Nemrut Dağı ve çevresindeki arkeolojik ve turistik açıdan değerli alanlara da zarar vereceği görülüyor. Projenin on ay boyunca ayda sekiz gün, günde sekiz saat çalışma yapması ve projenin 5 yılda bitirilmesi planlanıyor. Bu süre boyunca sadece iş makinalarının taşınması bile, tarım arazilerine ve çevreye zarar verecek.

Malatya’da altından bakıra 1300 proje: Depremden sonra yüzde 73 arttı
Malatya’dan yardım çağrısı: Maden için ÇED başvurusu dört yıl içinde 814’e çıktı, kentimiz ölüyor
Kırklareli Kapaklı köyünde kalker ocağı için on binlerce ağaç kesilecek

Daha önce bu sorunla ilgili bir basın açıklaması yapıldığını ve konuyu takip edeceklerini açıklayan Malatya Çevre Platformu sözcüsü Hasan Kaya, “Adıyaman Menzil’e sulama suyu götürülecek diye Malatya’nın Pütürge köyleri neden zarar görsün? Bununla aynı zamanda ileride altın madenciliği faaliyetlerinin de önünü açacaklar. Beş yıl boyunca bu çevrede doğa felaketi yaşanacak. Ormanlar kesilecek. İki il arasındaki yol tahrip edilecek. Ekosistemimiz yerle bir olacak ve yöre halkı zarar görecek. Bu nedenle bu projeye biz dün de karşı çıkmıştık, bugün de karşı çıkıyoruz. Doğamıza, çevremize, sağlığımıza sahip çıkıyoruz” dedi.

Kalker ocağı Pütürge için neden zararlı?

Kalker ocakları çevreye birkaç farklı şekilde zarar verebiliyor. Kalker, çimento ve kireç gibi malzemelerin üretiminde ana bileşen olarak kullanılırken, bu malzemelerin üretimi ve kalkerin çıkarılması süreci, çevre üzerinde önemli etkilere sahip.

Kalker ocakları genellikle büyük açık çukurlar şeklinde olup, çıkarılacak alanın önceden temizlenmesini gerektiriyor. Bu da bitki örtüsünün ve dolayısıyla hayvan habitatlarının yok olmasına neden oluyor.

Kalker ocaklarından sızan toz ve diğer partiküller, yakındaki su kaynaklarını kirletebiliyor ve madencilik faaliyetleri sırasında kullanılan kimyasallar da su yollarına sızabiliyor.

Kalker ocaklarında yapılan patlatmalar ve taşınan malzemeler nedeniyle havaya toz partikülleri yayılıyor ve bu tozlar, hava kalitesini düşürerek bölgede yaşayanlarda solunum sorunlarına neden olabiliyor.

You may also like

Comments

Comments are closed.