Doğa MücadelesiEnerjiİklim KriziManşet

Portekizli gençlerin 32 ülkeye açtığı tarihi iklim davası 27 Eylül’de görülmeye başlanacak

0
Fotoğraf: Ana Brigida / AP

İklim değişikliğine karşı açılan tarihi dava, 27 Eylül’de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi‘nde (AİHM) görülmeye başlanacak. Dünyada açılan ilk iklim değişikliği davası niteliği taşıyan davanın; emisyonların önemli ölçüde azaltılması ve daha temiz bir altyapı inşa edilmesi için harekete geçilmesini zorunlu kılabileceği öngörülüyor.

Sofia Oliveira, 2017 yılında Portekiz‘in orta kesimlerinde meydana gelen ve 100’den fazla kişinin ölümüne yol açan orman yangınları sırasında 12 yaşındaydı. Şimdi bir üniversite öğrencisi olan Oliveira, 32 Avrupa hükümetini iklim değişikliğini yeterince ele almadıkları için mahkemeye vermeye hazırlanıyor.

euronews‘ün aktardığına göre duruşma, AİHM’in Strasbourg‘da bulunan merkezinde gerçekleşecek. Olası bir zafer durumunda, gençler hükümetleri iklim önlemlerini radikal bir şekilde yeniden düzenlemeye zorlayacak. Ayrıca bu dava bir emsal teşkil ederek insanların yasal bir yol izlemelerinin güçlü bir örneği olacak.

‣ Altı Portekizli genç aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 33 ülkeye dava açtı

‘Dünya genelinde gençler çevreyi koruyor’

Uzmanlar, mahkemenin kararlarının üye ülkeler için yasal olarak bağlayıcı olduğunu vurguladı ve bu kararlara uyulmaması halinde yetkililerin mahkeme tarafından belirlenen ağır para cezalarına çarptırılabileceğini ifade etti.

Mahkemeler, aktivistler için hükümetlerden hesap sormanın bir yolu olarak görülüyor. Geçtiğimiz ay, genç çevre aktivistleri tarafından açılan bir davada, ABD‘nin Montana eyaletindeki bir yargıç, eyalet kurumlarının fosil yakıt gelişimine izin vererek anayasal temiz ve sağlıklı bir çevre hakkını ihlal ettiğine karar verdi.

Davacılardan biri ve Sofia’nin kardeşi olan André Oliveira, Portekiz’in başkenti Lizbon‘un hemen güneyinde, Sofia ve André’nin yaşadığı Costa da Caparica‘daki Praia do Norte plajının, babasının yaşındayken yaklaşık bir kilometre uzunluğunda olduğunu söyledi. Şimdi ise kıyı erozyonu nedeniyle 300 metreden daha kısa. André, bu gibi kanıtların onu henüz küçük yaştayken iklim gösterilerine katılmaya yönelttiğini aktardı.

Bilim insanları Sahra ikliminin Akdeniz üzerinden Portekiz gibi ortalama sıcaklıkların yükseldiği ve yağışların azaldığı güney Avrupa ülkelerine doğru sıçradığını söylüyor. Portekiz 1997’de kayıtlara geçen en sıcak yılını yaşadı ve bunu 2017 izledi. Nüfusu 10,3 milyon olan ülkede kayıtlara geçen en kurak dört yıl 2003’ü takip eden yıllarda yaşandı.

Avrupa genelinde de benzer bir durum söz konusu ve altı Portekizlinin hukuki argümanları bilim tarafından da destekleniyor. Dünya Meteoroloji Örgütü‘ne göre, rekor sıcaklıktaki ağustos ayının acımasız ve ölümcül sıcaklıklarla dolu bir mevsimi tamamlamasıyla, Kuzey Yarımküre şimdiye kadar ölçülen en sıcak yazını geçirdi.

Bilim insanları, dünyanın 2015 Paris İklim Anlaşmasının gereklilikleri doğrultusunda emisyonları azaltarak küresel ısınmayı engelleme taahhüdünden çok uzakta olduğunu söylüyor. Tahminler, küresel ortalama sıcaklıkların, mevcut ısınma ve emisyon azaltım planları ile 2100 yılına kadar sanayi öncesi dönemden bu yana 2 ila 4°C artabileceğini söylüyor.

‣ Altı Portekizli gencin Türkiye dahil 33 ülkeye açtığı iklim davası AİHM’de görülecek

Yetersiz iklim değişikliği politikaları insan haklarını nasıl ihlal ediyor?

Portekizli genç davacılar tarafından sıralanan spesifik etkiler arasında sıcak dalgaları sırasında uyuyamamak, konsantre olamamak, dışarıda oynayamamak veya egzersiz yapamamak yer alıyor. Orman yangını dumanı nedeniyle havanın solunamaz hale gelmesiyle davacılardan birinin okulu geçici olarak kapatılmıştı. Çocuklardan bazılarının onları sıcağa ve hava kirliliğine karşı daha savunmasız hale getiren astım gibi sağlık sorunları bulunuyor.

İnsan hakları ihlallerine karşı mücadele eden ve kâr amacı gütmeyen uluslararası bir kuruluş olan Global Legal Action Network (GLAN) davacı gençlere destek oluyor. Kitlesel fonlama kampanyası dünyanın dört bir yanından destek görürken Japonya, Hindistan ve Brezilya gibi dünyanın çeşitli ülkelerinden destek mesajları geldi.

GLAN hukuk sorumlusu Gerry Liston, 32 hükümetin davayı “önemsizleştirdiğini” söylüyor. “Hükümetler davamızın her yönüne, tüm argümanlarımıza direndi” diyor. André hükümetleri “küçümseyici” olarak tanımlıyor.  Sofia, “İklimi bir öncelik olarak görmüyorlar” diye ekliyor.

Örneğin Portekiz hükümeti, çevre ve insan haklarının birbiriyle bağlantılı olduğunu kabul ediyor ancak hükümetin “bu alandaki uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmeye yönelik adımlarının” inkar edilemeyeceğinde ısrar ediyor.

‣ AİHM’de açılan iklim davası başladı: Türkiye de dahil toplam 33 ülkeden savunma istendi

Avrupa hükümetleri iklim taahhütlerine sadık kalıyor mu?

Aynı zamanda, Avrupa’daki bazı hükümetler halihazırda verdikleri taahhütlerden geri adım atıyor.

Polonya geçtiğimiz ay Avrupa Birliği‘nin üç ana iklim değişikliği politikasını iptal etmeyi hedefleyen yasal itirazlarda bulundu. Geçen hafta Birleşik Krallık hükümeti, 2030 yılında yürürlüğe girmesi beklenen yeni gazlı ve dizel araç yasağını beş yıl ertelediğini duyurdu. İsveç hükümeti geçen haftaki devlet bütçesi teklifiyle gaz ve dizel vergilerini düşürdü ve iklim ve çevre tedbirleri için ayrılan fonları azalttı. Bu gelişmeler sırasında, aktivistler, mahkemeleri bir çıkış yolu olarak görülüyor.

London School of Economics‘e göre küresel ölçekte iklim değişikliğiyle ilgili davaların toplam sayısı 2015’ten bu yana iki kattan fazla artarak 2 bini aştı. Davaların yaklaşık dörtte birinin 2020 ile 2022 yılları arasında açıldığı belirtiliyor.

‣ Genç iklim aktivistleri Erdoğan’a dava açtı: Gelecek hakkımızı koruyun

Mahkeme ne zaman bir karara varacak?

Herhangi bir maddi tazminat talebinde bulunmayan Portekizli aktivistlerin muhtemelen biraz daha beklemeleri gerekecek. Davalarının karara bağlanması 18 ay kadar sürebilir. Ancak gençler mahkemenin 2020’de davayı hızlandırmaya yönelik kararını cesaret verici bir işaret olarak görüyor.

Bir emsal karar da aktivistlerin yüreğine su serpiyor. Sürdürülebilirlik ve inovasyonu teşvik eden Hollandalı bir kuruluş olan Urgenda Vakfı, Hollanda hükümetine karşı bu tür ilk davayı açarak vatandaşların hükümetlerinin tehlikeli iklim değişikliğini önlemek için yasal bir yükümlülüğü olduğunu savundu.

Hollanda Yüksek Mahkemesi 2019’da Urgenda’nın lehine karar vererek hükümet tarafından belirlenen emisyon azaltım hedefinin hukuka aykırı ölçüde düşük olduğuna hükmetti ve yetkililerin emisyonları daha da azaltmasını emretti.

Bunun üzerine hükümet 2030 yılına kadar kömürlü termik santralleri kapatma kararı aldı ve diğer önlemlerin yanı sıra enerji kullanımını azaltmak ve yenilenebilir enerjiyi geliştirmek için milyarlarca avroluk paketleri kabul etti.

Urgenda’nın hukuk danışmanı Dennis van Berkel, hükümetleri iklim bilimcileri dinlemek yerine “siyasi açıdan uygun” iklim değişikliği hedefleri seçmekle suçladı.

Berkel, yargıçların hükümetleri iklim konusunda yaptıklarının yeterli olduğunu kanıtlamaya zorlayabileceğini söyledi ve “Şu anda hiçbir düzeyde bu tür bir inceleme yok. Bu, mahkemelerin katkıda bulunabileceği son derece önemli bir şey” diye konuştu.

‣ Portekiz’deki orman yangınları AİHM gündeminde: Bu bir insan hakları sorunu

You may also like

Comments

Comments are closed.