Bu akşam öylece oturmuş yazacaklarımı planlarken uzun zamandan beri bir şeyi unutmuş olduğumu fark ettim; hayatta bazen gerçekten asla kopmayacak çok sağlam bağlar vardır ve bu bağ her zaman kendi familyanızdan bir canlı ile olmayabilir. Benim en temel bağım hiç şüphesiz ki hayatı boyunca beni kendi varlığının ötesinde tutmuş, hayatımın mucizesi Wall-e ile. Ama ben bu bağ için çok bekledim, çok engel gördüm, çok engel aştım, çabaladım. En büyük engelim günümüz şehir insanının başlıca sorunlarından biriydi üstelik: “alerji”.
Alerji ve neden olduğu hastalıklar çağımızın en sık görülen sorunlarının başında geliyor. Bilimsel olarak tanımı ise şöyle; alerji, bağışıklık sistemimizin toksik olmayan yabancı maddelere karşı gösterdiği aşırı duyarlılık reaksiyonudur. Yani vücudumuz, karşılaştığı bazı maddeleri zararlı kabul ederek savunma amacıyla antikor oluşturur. Aynı maddeyle tekrar karşılaşıldığında, bu antikorlar vücudu korumak için harekete geçerler. Bu ise aslında normal insanlarda koruyucu bir mekanizmadır. Alerjik bünyeli kişilerde ise karşılaşılan maddenin vücuda zararlı olup olmadığına bakılmaksızın zararsız maddelere de reaksiyon gelişebilir. Bu reaksiyon sonucu ortaya çıkacak bulgular olayın oluştuğu bölgeye göre değişiklik gösterir. Örneğin; burundaysa hapşırma ve burun akıntısı, solunum yolundaysa öksürük, nefes darlığı, hırıltılı soluma, gözdeyse kaşıntı, kızarıklık, akıntı gibi türevlendirilebilir. Alerjiye en sık neden olan maddeler (alerjenler); hayvan tüyleri, çiçek polenleri, toz, küf ve deterjan gibi maddeler olarak temellendirilmekle birlikte şehir kalabalığı, çevre kirliliği, ozon tabakasındaki delinme gibi sebeplerle milyonlarca çeşitliliğe ulaşmıştır. Teşhisi alerji ve klinik immünoloji uzmanı tarafınca, kan ve deri testleri ile yapılan alerjinin tedavisi; aşılama, tablet ve sprey ilaçlar ile günümüz gelişmişlik düzeyi için en başarılı cevapların alındığı yöntemlerden oluşmaktadır.
Geniş alerjen portfolyosunun içerisinden bir konuyu bir adım öteye taşıyalım şimdi; köpek alerjisi!
Köpeklerin salgıladığı en önemli alerjen madde, köpek salyasında yüksek miktarlarda bulunan “Canf1”’dir. Yani bilinenin aksine alerjiye sebep olan köpeklerin tüyleri değil, salyalarıdır. Köpeklerin tüyleri ise bulundukları ortama yayılarak yalnızca bu alerjenin taşıyıcısı olurlar. Dolayısı ile köpeklerin kısa tüylü olmaları veya cinsleri alerjenlerin buharlaşarak havaya zaten karışıyor olması sebebi ile alerji durumunu değiştirmezler.
Özellikle gelişim çağındaki çocuklarda görülebileceği gibi, öncesinde alerjisi bulunmayan yetişkinlerde de sonradan gelişebilecek bir reaksiyon olabileceğinin söylenmesi ile alerjik insan için köpekle birlikte yaşamak bazı kurallar gerektirir. Kurallara uyulması koşulu ile de bu birliktelik gayet mümkündür. En büyük avantaj şüphesiz köpeklerin ortak yaşamın kurallarına uyum sağlama şahaneliklerindedir. Şimdi size köpek alerjisine rağmen köpeklerle yaşayabilme sırları vereceğim:
Tüm bahsettiklerim kulağa dolu dolu geliyor olsa da yaşam biçimi haline getirdiğinizde asla ağır gelmiyor. Kaldı ki ucunda dünyanın en temiz sevgisi var. Son derece sevimli olan ve ailenin bir parçası haline gelen köpeğimize karşı alerji geliştirdiğimizde büyük bir sorunla karşı karşıya kalırız. Maalesef ki birçok kişinin bu noktada işin kolayına kaçıp alerjenin kaynağını, yani köpeklerini hayatlarından çıkarmayı tercih ettiklerine üzülerek şahitlik ediyorum. Aslında konu sadece kendimiz olsa çabalamak daha da kolay belki ama annemiz, evladımız gözümüzün önünde mücadele ederken karar vermek, hareket etmek çok daha zor olabiliyor, bunu anlıyorum. Ama yine de ailenizden bir bireye alerji geliştirdiğinizi düşünelim, onu evden atar mıydınız? Üstelik bu astım hastası olup yıllarca sigara içen pek çok kişinin kendine verdiği zarardan çok daha masumken ve kuralları düzenli uyguladığınızda diğer tüm alerji ve köpek sahipleri gibi sağlıkla yaşayabilir olabileceğinizi bile bile.
Hem alerji, hem köpekle ve üstelik sağlıklı yaşamak? Evet mümkün! Tecrübe ile sabittir.
Duygu Er