Ana Sayfa Blog Sayfa 1923

İzmir’in simgelerinden Hilton kapanıyor

İzmir Konak‘taki 33 katlı, 28 yıllık Hilton oteli 16 Ekim tarihinden itibaren hizmeti durduruyor.

Hilton oteller zincirinden yapılan yazılı açıklamada, İzmir’deki hizmetlerin ilde yer alan diğer dört otelde devam edeceği belirtildi. Kapanma duyurusu mesajında şöyle denildi:

Hilton İzmir’in şu ana kadar gösterdiği örnek misafirperverlikten gurur duyuyor ve bu süreçte emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz.

Gaziosmanpaşa Bulvarı’nda 1992 yılından bu yer alan beş yıldızlı otelin 33 katlı binası kentin simge yapıları arasında kabul ediliyor.

Otel, uzun yıllar İzmir’de sosyal ve kültürel etkinliklere, çok sayıda uluslararası etkinliğe de ev sahipliği yapmıştı. 

Türkiye’de ortalama yaşam süresi uzadı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), “Hayat Tabloları, 2017-2019” istatistiklerini açıkladı.

Buna göre, yeni doğmuş bir bireyin mevcut ölümlülük risklerine maruz kalması durumunda yaşaması beklenen ortalama yıl sayısı olarak tanımlanan “doğuşta beklenen yaşam süresi” Türkiye’de 2013-2015’de 78 yıl iken, 2017-2019’da 78,6 yıla yükseldi.

Erkeklerde doğuşta beklenen yaşam süresi 75,9 yıla, kadınlarda 81,3 yıla çıktı. Genel olarak kadınlar erkeklerden daha uzun süre yaşarken, doğuşta beklenen yaşam süresi farkı 5,4 yıl oldu.

Çalışma çağının başlangıcı olan 15 yaşındaki kişilerin ortalama kalan yaşam süresi 64,6 yıl olurken, bu süre erkekler için 62 yıl, kadınlar için 67,3 yıl olarak belirlendi.

turkiye-de-ortalama-yasam-suresi-uzadi-781720-1.

30 yaş için kalan yaşam süresi ortalama 50 yıl

Türkiye’de 30 yaşındaki bir kişi için ortalama 50 yıl olan kalan yaşam süresi, erkeklerde 47,6 yıl, kadınlarda 52,5 yıl olarak tespit edildi. Bu kapsamda kadın ve erkek arasındaki beklenen yaşam süresi farkı 4,9 yıl olarak hesaplandı.

Ülke genelinde 50 yaşındaki bir kişinin kalan yaşam süresi ortalama 30,9 yıl, bu süre erkeklerde 28,6 yıl, kadınlarda 33,1 yıl olarak belirlendi.

65 yaşında olan bir kişinin kalan yaşam süresi ortalama 18 yıl olarak kayıtlara geçerken, bu süre erkeklerde 16,3 yıl, kadınlarda 19,6 yılı buluyor. Buna göre, 65 yaşındaki kadınların erkeklerden ortalama 3,3 yıl daha fazla yaşaması bekleniyor.

Müdürü tarafından azarlandıktan sonra balkondan atlayıp felç olan öğrenciye rekor tazminat

Hatay 1’inci İdare Mahkemesi, kız arkadaşıyla öpüştüğü iddiasıyla okul müdürünün odasında azarlandıktan sonra okulun balkonundan atlayan ve felç olan H. İ.’ye MEB 1 milyon 700 bin TL tazminat ödeyecek.

Hürriyet‘ten Mesut Hasan Benli‘nin haberine göre Hatay’ın Kırıkhan ilçesindeki Zübeyde Hanım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde okuyan D.H. ve H.İ. adlı öğrenciler, okul içerisinde öpüştükleri iddiasıyla 9 Aralık 2015’te müdüriyet odasına çağrıldı ve aşağılayıcı biçimde azarlandı.

H.İ adlı erkek öğrenci, bunun üzerine okulun balkonundan atlayarak intihar girişiminde bulundu ve olaydan sonra yüzde 93 oranında engelli hale geldi.

‘Duygusal-ruhsal gelişimi dikkate alınmadı’

Olayla ilgili soruşturma başlatan Kırıkhan Cumhuriyet Başsavcılığı müdür Ayşe Ersoy ile diğer öğretmenlerin H.İ’yi intihara yönlendirecek fiillerinin saptanmadığı gerekçesiyle 20 Nisan 2016 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.

Hatay Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü Maarif Müfettişliği‘nce 3 Ağustos 2016’da hazırlanan ikinci raporda, gençlerin yaşları itibariyle ergenlik döneminde bulunmaları bakımından olaylardan fazlası ile etkilenebileceği ve ani tepkiler verebileceği, karamsar ve isyankâr bir yapıya sahip olabileceği ve kolayca öfkelenebileceğine dikkat çekildi.

Raporda “duygusal-ruhsal gelişim özellikleri dikkate alınmadan, karşı cinsiyetten olan iki genç öğrenci ile kız-erkek ilişkileri gibi hassas bir konuda bireysel görüşme yapılması ve olayı anlamaya yönelik bir yaklaşım sergilenmesi gerekirken, duyulan öpüşme olayını kanıtlamak amacıyla suçlayıcı ifadelerin kullanıldığı, bu nedenlerle H.İ’nin gururunun incinmiş olabileceği” ifadelerine yer verildi.

H.İ’nin ailesi, MEB’e başvurarak zararlarının tazminini istedi. Taleplerinin reddedilmesi üzerine ailenin avukatı Ali Habip, H.İ’nin hakaretlere, psikolojik baskıya ve şiddete maruz kaldığı için balkondan atladığını, olayda idarenin hizmet kusurunun bulunduğunu ileri sürerek, maddi ve manevi tazminat talebinde bulundu.

Karar oybirliğiyle alındı

Hatay 1’inci İdare Mahkemesi 8 Temmuz 2020’de oybirliği ile H.İ’ye “kalıcı sakatlık-sürekli iş göremezlik tazminatı” olarak 1 milyon 410 bin TL, anne ve babasına da bakım gideri olarak 109 bin TL ödenmesine hükmetti. Mahkeme ayrıca H.İ ve ailesine de toplamda 210 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

Karar geçtiğimiz hafta tebliğ edildi. Kararın gerekçesinde şu ifadeler yer aldı:

Davalı idarece yapılan soruşturma raporunda da okul yönetimi ve öğretmenlerince olayı anlamaya yönelik bir yaklaşım sergilenmediği, okul müdürü Ayşe Ersoy ile öğretmen Nevin Ayan’ın olayın meydana gelmesinde sorumluluklarının bulunduğu kabul edilerek, gerek disiplin yönünden gerekse de idari yönden tekliflerin getirildiği haliyle dava konusu tazmin istemine dayanak olan olayın meydana gelmesinde davalı idareye bağlı memurların kusurunun bulunduğu anlaşılmıştır. Olaydan kaynaklı zararların da hizmet kusuru davalı idarece karşılanması gerektiği sonucuna varılmıştır.

30 bin yaşındaki nesli tükenmiş mağara ayısının vücudu Sibirya’da ortaya çıktı

Sibirya‘ya bağlı Liyakovski Adaları‘ndaki donmuş topraklarda bundan 22 bin ile 39 bin 500 yıl önce öldüğü düşünülen bir mağara ayısının vücuduna ulaşıldı.

Buzul çağı sırasında yaşayan ve 15 bin yıl önce nesli tükenen Ursus spelaeus isimli türün vücudu ise neredeyse mükemmel bir şekilde korunmuş durumda.  Bulunan ayının burnu, dişleri ve iç organları hala yerli yerinde.

Popsci’nin aktardığına göre cesedi ilk önce ren geyiği çobanları keşfetmiş ve daha sonra Rusya’nın Yakutsk şehrindeki Kuzey Doğu Federal Üniversitesi’nde çalışan araştırmacılara haber vermişler.

‘Türünün ilk ve tek bulgusu’

KDFÜ’de araştırmacı olan Lena Grigorieva, Pazartesi günü bulgunun duyurulduğu bir basın bülteninde, “Bu, türünün ilk ve tek bulgusu; yumuşak dokularıyla beraber bütün bir ayı cesedi” diyor.

Bilim insanları, şimdiye kadar mağara ayılarının sadece iskeletlerini ortaya çıkarmışlar; bütünüyle bozulmamış bir örnek hiç bulunmamış.

Ağırlıkları bir tona ulaşıyor

Mağara ayıları, Avrupa ve Asya’nın büyük bölümü buzullarla kaplıyken dolaşıyor ve manzarayı mamutlarla, kılıç dişli kedilerle ve dev yer tembel hayvanlarıyla paylaşıyorlarmış.

Bu canlılar dev gibiymiş: Erkeklerin ağırlığı bir tona kadar ulaşabiliyormuş; bu miktar, günümüzde yaşayan en büyük ayılardan 227 kg daha yüksek.

Greigorieva ve meslektaşları, şimdilik ayının yaşının tahminden ibaret olduğunu ve karbon tarihleme yöntemiyle daha kesin bir yaşın belirleneceğini söylüyor. Ayrıca, ceset üzerinde daha detaylı çalışmayı ve genetik bir analiz yürütmeyi umuyorlar.

Bahçeli’nin hedef gösterdiği TTB: Sözlerimizin arkasında, görevimizin başındayız

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli‘nin “toplum sağlığı hakkında asılsız şaibe ve şüpheleri körüklediği için kapatılmalı” diyerek hedef gösterdiği Türk Tabipler Birliği‘nden açıklama geldi.

TTB Merkez Konseyi adına yapılan açıklamada “Türk Tabipleri Birliği’nin salgına yönelik bilimsel verilere dayanan uyarı ve önerileri toplumun sağlık ve yaşam hakkı için kamuoyu ile paylaşması evrensel, yasal ve etik sorumluluğudur. Covid – 19 salgınında kaybettiğimiz meslektaşlarımızı siyah kurdele ile anmak ve başka kayıplar olmasın diye çabalamak ise kaybettiklerimize ve yakınlarına karşı vefa borcumuzdur. Türk Tabipleri Birliği ve hekimler dün olduğu gibi bugün de ve yarın da bu sorumluluğun gereğini yerine getirmeye devam edeceklerdir” denildi.

‘Görevimizin başındayız’

Salgına karşı bilgilendirme ve uyarının TTB’nin “yasal ve etik yükümlülüğü” olduğunun da hatırlatıldığı açıklamada “Yaşama ve yaşatma mücadelemiz tarihsel hekimlik sorumluluğunun gereğidir. TTB tarihin süzgecinden günümüze ulaşan iyi hekimlik değerlerinin vazgeçilmez temsilcisidir” ifadeleri kullanıldı. Açıklamanın devamında ise şu ifadelere yer verildi:

Giderek şiddetlenen ve binlerce insanımızın, onlarca hekim ile sağlık çalışanının ölümüne neden olan Covid-19 salgınının her aşamasında TTB bütün enerjisini insanlarımızın sağlık ve yaşam hakkını savunmak için harcamıştır.

TTB ve hekimler dün olduğu gibi bugün de ve yarın da bu sorumluluğun gereğini yerine getirmeye devam edeceklerdir. TTB Merkez Konsey üyeleri olarak sözlerimizin arkasında, görevimizin başındayız.

#İyikiTTBvar

Bahçeli’nin açıklamalarına Twitter hesabından yaptığı paylaşımlarla da yanıt veren TTB, “İyi ki TTB var. Ama daha da önemlisi; İyi ki bu ülkede iyi hekimlik değerlerinin, halkın sağlık hakkının ve mesleki – etik dayanışmanın önemini bilen milyonlar var” ifadelerini kullandı.

Türk Tabipler Birliği’nin açıklamasından sonra çok fazla sosyal medya kullanıcısı Bahçeli’nin açıklamasına #İyikiTTBvar etiketi üzerinden tepkisini dile getirdi. 58 bine yakın paylaşımın yapıldığı etiket, kısa sürede Twitter üzerinde en çok kullanılan etiketler listesine girdi.

Neler yaşandı?

Covid-19 salgınına dair duyarlılığın ve tedbirlerin artırılması için TTB 14 Eylül ile 18 Eylül tarihleri arasını “#YönetemiyorsunuzTükeniyoruz” haftası ilan etmişti. Birlik bu sürede Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenler için sağlık kurumlarında ve tüm yaşam alanlarında bir hafta boyunca siyah kurdele takılacağı duyurmuştu.

Yaptıkları yazılı açıklamada ise “Suçu vatandaşa, yükü hekimlere ve sağlık çalışanlarına yıkanların tarihsel sorumluluğunu her gün ama her gün hatırlatmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullanmıştı.

Adli işlem ve kapatma çağrısı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise “#YönetemiyorsunuzTükeniyoruz” haftası üzerinden TTB’yi hedef aldı. TTB’nin kapatılması ve yöneticileri hakkında adli işlem yapılması çağrısı yapan Bahçeli şunları söyledi:

Türk Tabipler Birliği, bugünkü hassas dönemde, insan ve toplum sağlığı hakkında asılsız şaibe ve şüpheleri körüklemektedir. Bu nedenle sadece adında Türk bulunan Tabipler Birliği derhal ve gecikmeksizin kapatılmalıdır. Yöneticileriyle ilgili adli işlem yapılmalıdır.

Sağlık Bakanı: Salgında sona geldik, sokağa çıkma yasağı yok

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu toplantısının ardından açıklama yaptı. Salgının son haftalarda artış göstermesine rağmen sokağa çıkma yasağı türü bir önlem düşünülmediğini söyleyen Bakan, “Salgında son kritik ayları yaşıyor olabiliriz” dedi.
 
Bakanın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: 
 
  • Ağır hasta sayımız 1300’ün üzerinde. Salgın dünyada ihmal edildi.
  • Pozitif tanı konmuş her hastamız gerekli sağlık hizmetini en iyi şekilde almıştır.
  • Bugün, biz ve dünya virüsün saldırısı karşısında baştakinden daha zor bir dönemdeyiz.
  • Mevcut durumun salgının kontrolden çıktığı şeklinde algılanması yanlıştır.

‘Günde ortalama 100 bin test’

  • Her gün ortalama 100 bin test yapılıyor. Artan yeni hasta ve ağır hasta sayısı bugüne kadar kimsenin tedavi almasına mani olmamıştır.
  • Sağlık çalışanlarımızın yükü dört-beş kat arttı.
  • Bu savaşta cephe hastanelerimizdir, bu cephede kayıplarımız oldu.
  • Tedbir bir sağlık ve ahlak kuralıdır.
  • Virüsün iz sürücüleri olan filyasyon ekiplerimizin sayısı 6 binden 11 bin 238’e çıkmıştır.

‘HES 140 bin kişiyi engelledi’

  • (HES kodu) Bugüne kadar izolasyonda olması gerektiği halde dışarı çıkmaya teşebbüs eden yaklaşık 140 bin kişi bu sistemle engellenmiştir.
  • Sorumsuzluk göstererek toplumda risk oluşturan kişilere karşı bir diğer önlem akıllı bileklik uygulamaları olacaktır.
  • Çok sayıda insanımız tedbir almayarak her gün kendini virüse maruz bırakmaktadır, özellikle iki aydır bulaşma hızlanmış durumda.

Aşı çalışmaları

  • Sağlık Bakanlığının izniyle Çin Sinovac aşısının Türkiye’deki ilk uygulamasına Hacettepe Üniversitesi’nde üç gönüllü sağlık çalışanında başlandı.
  • Türkiye olarak kendi aşı çalışmamızı sürdürürken en erken uygulama için de tedarik teşebbüslerimizi başlattık.
  • (Çin’den gelen aşı) Ağırlıklı sağlık çalışanları gönüllü olarak katıldı. Baştan 1200 kişiye, devamında 10 bin kişiye yapılmış olacak.
  • (Aşı) Yıl sonuna kadar dünyada birçok ülkede uygulamasının başlayacağına, bizim de yıl sonuna kadar bunu başlatabileceğimize inanıyorum.
  • (Rusya’da geliştirilen aşı) Faz-3 için eksiklikler tamamlandığında haftaya izin verilebilir.

‘Galibiyet yakın’

  • Bilimsel gelişmeler salgının sonunun yakın olduğunu gösteriyor. İnsan aklı corona virüsü karşısındaki galibiyetini yakın zamanda ilan edebilecek.

Yatak doluluk oranı

  • Yatak doluluk oranı yüzde 51.6, yoğun bakım yatak doluluk oranı yüzde 66.3, ventilatör doluluk oranımız ise yüzde 33.6.
  • (Yoğun bakım yatak doluluk oranı) İzmir yüzde 72.5, Ankara yüzde 63.23, İstanbul ise yüzde 59.61 olarak görülüyor.
  • İstanbul’un son hafta artış trendinin azaldığını ama önümüzdeki haftaların son derece önemli olduğunu söylemek istiyorum.
  • Tedbirleri devam ettirirsek 1 hafta, 10 gün içinde stabilleşen Ankara’nın durumunun aşağı doğru düşeceğini rahatlıkla söyleyebilirim.
  • (Yoğun bakım yatak doluluk oranı yüksek iller) Bartın yüzde 77.32, Batman yüzde 76.4, Sakarya yüzde 76.33, Ordu yüzde 75.98, Samsun yüzde 75.74.

Son 24 saatte 1.771 kişiye yeni tanı kondu, 63 can kaybı 

Bakan, salgına ilişkin son verileri de paylaştı. Buna göre Türkiye’de son 24 saatte 112 bin 645 Covid-19 testi yapıldı, 1771 kişiye hastalık tanısı konuldu, 63 kişi Covid-19 nedeniyle vefat etti, 1351 ağır hasta sayısı oldu. Toplam hasta sayısı 296.391’e, can kaybı 7249’a yükseldi.

Son 24 saatte 1342 kişinin Covid-19 tedavisinin tamamlanmasıyla iyileşenlerin sayısı 262 bin 602 oldu.

‘Sokağa çıkma yasağı yok’

Fahrettin Koca, soru cevap kısmında sokağa çıkma yasağına ilişkin soruyu, “Sokağa çıkma yasağı şu an için söz konusu değil” diye yanıtladı.

 

Rusya Venüs’e sahip çıktı

Rusya, Venüs’te yaşam belirtisinin ipuçlarını veren fosfin gazının bulunmasından bir gün sonra gezegeni keşfe hazırlandıklarını duyurdu. “Venüs’ün Rus bir gezegen olduğuna inanıyoruz” diyen Rus uzay ajansı Rocosmos‘un başkanı Dmitry Rogozin gezegende incelemeler yapmak için ulusal bir proje başlatılacağını söyledi.
 
Roscosmos’tan yapılan açıklamada da Venüs’teki ilk misyonların Sovyetler Birliği tarafından yürütüldüğüne vurgu yapıldı. Açıklamada, “Venüs ile ilgili çalışmalarda, Sovyetler Birliği ile rakipleri arasındaki olağanüstü uçurum, ABD‘nin Venüs’ü ‘bir Sovyet gezegeni’ olarak adlandırmasında katkısı olmuştur” denildi.

‘Venüs misyonu bağımsız, ulusal bir proje olacak’

Euronews’den Andrey Poznyakov‘un aktardığına göre, Amerikan uzay dairesi NASA ile Venera-D adlı, Venüs’ün keşfi ile ilgili bir proje yürüten Rusya’nın daha önce bu misyondaki uluslararası bağlantılarını keseceği iddia edilmişti. Rus basınına yansıyan haberlere göreyse Roscosmos’un planladığı yeni proje hem Venera-D’den hem dış bağlantılardan bağımsız olacak. Rusya, bu misyonla gezegenin yüzeyinde ve atmosferinde yapılacak incelemelerin yanı sıra, Venüs’ün evrimsel sürecini de aydınlatmayı hedefliyor.
 
Bilim insanları, dün Venüs gezegeninin atmosferinde bulunan asit yüklü bulutlarda mikropların yaşamlarını sürebileceği fosfin adlı bir gaz tespit ettiklerini ve bunun da Dünya’ya benzer bir yaşamın belirtisi olduğunu duyurmuştu.
 

İsrail’den veganlığa çağrı yapan duygusal reklam

İsrail televizyonlarında veganlığı teşvik eden kışkırtıcı bir reklam filmi yayınlandı.

Videoda markette alışveriş eden çift, kasap reyonuna giderek “ekstra taze” kuzu eti istiyor.

Buna karşılık çifte reyonun arkasından canlı kuzu getiriliyor ve kadının kucağına bırakılıyor. Kadın şaşkınlıkla kuzuya sarılırken dış ses izleyenlere yedikleri et ve bunun için öldürülen hayvan arasında bağlantı kurmalarını söylüyor. Reklam “Bir milyondan fazla İsrailli bağlantıyı kurdu” sözleriyle sona eriyor.

Vegan Friendly tarafından hazırlanan reklam, ülke çapında 3 milyona yakın izleyicisinin olduğu tahmin edilen ve ülke tarihinin en çok izlenen dizisi olan Surviver Israel programının finali sırasında yayınlandı.

İki kanala birden Mütercimler cezası

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Haliç Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Erol Mütercimler’in Haber Global’deki imam hatip okullarıyla ilgili sözleri sebebiyle kanala üç kez program durdurma ve üst sınırdan para cezası verdi.

Erol Mütercimler 7 Eylül’de Haber Global’de konuk olarak katıldığı Kayıt Altında adlı programda şunları söylemişti:

Bu imam hatipten mezun olmuş olanlar karşımıza ne olarak çıkıyor? Cinsi sapık, sahtekar, ahlaksız…

Sunucu müdahale etmeliymiş

RTÜK, Mütercimler’in ifadelerini 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8’inci maddesine aykırı buldu. RTÜK tarafından yapılan açıklamada program sunucusunun Mütercimler’in sözlerine müdahale etmediği ifade edildi.

Kanun’unun 8’inci maddesi, yayın hizmetlerinde ırk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep farkı üzerinden nefret söylemi olamayacağı düzenleniyor.

Meltem TV’ye de ceza

RTÜK, Meltem TV’de yayınlanan ve sunucularından biri Erol Mütercimler olan bir programda sarf edilen sözler nedeniyle de kanala 3 kez program durdurma ve ağır idari para cezası verdi.

Mütercimler’in bu programda Sakarya’daki bir çocuk istismarı olayının tartışılması sırasında sarf ettiği sözler de şu şekildeydi:

Arkadaş bu Sakarya bölgesindeki buradaki bu rezalet nedir ya bu bölgedeki? Niye burada bütün tarikatlar niye burada yuvalanmış? Hayır ben söylüyorum, niye burada yuvalanmış? Buranın bir özelliği var. Neyse bilmem. Bak bu Sakarya bölgesinin orada oturanların kalpleri kırılırsa da, canları cehenneme, kırılsın…

Diyanet İşleri Başkanlığı da geçen hafta Mütercimler’in imam hatiplilere dair sözlerinden ötürü kendisi hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Suç duyurusu dilekçesinde Mütercimler’in, imam hatip lisesi mezunlarını ötekileştirdiği iddia edilmişti.

Sendika.Org’a erişim engeli için ikinci AYM kararı: İfade ve basın özgürlüğünün ihlali

Anayasa Mahkemesi (AYM), Sendika.Org’un erişime engellenmesi ile ilgili 11 Mart 2020’de aldığı ilk “ihlal” kararının ardından, bu ayın başında da Sendika.Org yayınının sürdüğü ardıl alan adlarına yönelik engellerle ilgili sekiz ayrı başvuruyu birleştirerek yeni bir karar aldı. AYM, Anayasa’nın 26. ve 28. maddelerinde güvence altına alınan ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine hükmetti.

Ne olmuştu?

9 Ekim 2015’te Sendika.Org editörü Ali Ergin Demirhan adına Av. Sercan Aran ve Av. Tonguç Cankurt tarafından yapılan bireysel başvuru yaklaşık beş yıl yanıtsız bırakılmış, sürecin AİHM’ye taşınmasının hemen ardından AYM hızla yanıt verip 11 Mart’ta karar çıkartmıştı. Erişim engelini hukuksuz bulan karar 2 Mayıs tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştı.

AYM kararında siteye erişimin tümüyle engellenmesiyle Anayasa’nın 26. ve 28. maddelerinde güvence altına alınan ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiği belirtilerek, ihlalin sonlandırılması, yeniden yargılama ve 6000 TL’lik manevi tazminata hükmedildiği belirtiliyor; ancak Sendika.Org’un AYM kararının beklendiği beş yıllık süreçte maruz kaldığı ihlallere, sistematik sansüre ve mahkemelerin işleyişindeki sorunlara dair beyanları dikkate alınmıyordu.

AYM’nin Gölbaşı Sulh Ceza Hakimliği tarafından da gereği yerine getirilmeyen kararı üzerine başvurulan AİHM, temmuz ayında Sendika.Org’un başvurusunu duyurarak hükümet dahil davanın taraflarına AYM’ye bireysel başvuruların etkin bir hukuki yol olup olmadığını, başvurunun yanıtlanmasının neden bu kadar uzun süre bekletildiğini ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde öngörülen kısıtlamaların kötüye kullanılıp kullanılmadığını sordu.

İkinci ihlal kararı

Sendika.Org’un ilk erişim engelinin ardından yayınını sürdürdüğü diğer alan adlarına yönelik erişim engelleriyle ilgili olarak yine Ali Ergin Demirhan adına İfade Özgürlüğü Derneği tarafından yapılan başvuruların AYM gündemine alınması AİHM’nin duyurusunun ardından geldi.

AYM beklemedeki 16 başvurudan, alan adlarıyla ilgili olan sekizini birleştirerek Anayasa’nın 26. ve 28. Maddelerinde güvence altına alınan ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine hükmetti.

Ancak Türkiye’deki internet kullanıcıları www.sendika.org adresine girdiklerine hâlâ Gölbaşı Sulh Ceza Hakimliği’nin 25 Temmuz 2015’te aldığı erişim engeli kararı ile karşılaşıyor.

‘Sulh ceza hakimlikleri AYM kararlarını hiçe sayıyor’

Sendika.Org avukatlarından Tonguç Cankurt, AİHM’nin bu kadar çabuk harekete geçmesinin başvuruyu kronik bir mesele olarak öncelikli ele aldığını gösterdiğini, benzer sansür uygulamalarıyla ilgili olarak emsal olabilecek önemli bir ihlal kararının çıkabileceğini belirtiyor.

Yine Sendika.Org avukatlarından Bilişim Hukuku Uzmanı Yaman Akdeniz de başından bu yana hukuki süreçte yaşananlara dikkat çekerek “Artık etkili bir iç hukuk yolu kalmamıştır, sulh ceza hakimlikleri AYM kararlarını hiçe saymaktadır” diyor