Fukuşima nükleer santralinin işletmecisi Tokyo Elektrik Enerji (TEPCO), faaliyeti durdurulan santralin çelik depolama tankından toprağa 300 ton radyoaktif su sızdırdığını duyurdu. Japon Nükleer Düzenleme Kurulu bugün, sızıntının Uluslararası Nükleer ve Radyolojik Olay Ölçeği’ne (INES) göre “anormal” anlamına gelen en düşük seviye 1’den “ciddi” seviyesindeki 3’e yükseltilmesini önerdi.
TEPCO, radyoaktif madde bulaşan su birikintisinin saatte 100 milisievert radyoaktif madde yaydığını bildirdi. Bu miktar, nükleer santralde çalışan bir işçinin beş yılda maruz kalacağı radyasyona bir saatte maruz kalması anlamına geliyor.
Greenpeace Enerji ve İklim kampanya sorumlusu Levi, “Şinzo Abe ülkesi Japonya’da santralleri faaliyete geçiremediği için Sinop’ta kurmak istiyor
Yeşil Gazete olarak Greenpeace Enerji ve İklim kampanya sorumlusu Cenk Levi ile görüştük ve Japonya’nın başı nükleer ile bu denli dertte iken nasıl olupda Japonya Başbakanı Shinzo Abe’nin halen Sinop’ta bir nükleer santral yapma girişiminden vazgeçmediğini sorduk.
Cenk Levi, Fukuşima öncesi Japonya’da faaliyette olan 54 reaktör bulunduğunu, kazanın ardından bu reaktörlerin hepsinin bakıma alındı açıklaması ile kapatıldığını bugun ise sadece 2 reaktörün faaliyetine yeniden başladığını belirterek, “Japonya Başbakanı Şinzo Abe kendi ülkesinde nükleer santralleri yeniden faaliyete geçiremiyor çünkü Japon halkı buna kesinlikle izin vermiyor bu nedenle de gerek Türkiye gerek Çekoslavakya gibi merkez avrupa ülkeleri gerekse de Vietnam gibi uzak doğu ülkelerinde kendine yeni nükleer santraller kurmak için araştırmalar yapıyor” şeklinde konuştu.
Greenpeace Enerji ve İklim kampanya sorumlusu Levi, geçen hafta Hürriyet gazetesinde Japonya’da foto muhabiri ve gazetecilerden oluşan bir dernek olan Days Japan’ın “nükleer tehdidi” konusunda Türk halkını uyardığı tam sayfa ilanı da anımsatarak, “Japonyada nükleere karşı çok ciddi bir halk muhalefeti oluşmuş durumdai Haftanın belli günlerinde Tokyo gibi metropollerde nükleer karşıtı gösteriler düzenleniyor. Bunun dışında Japon halkı Türkiye örneğinde de olduğu gibi nükleer kurulması düşünülen ülke halklarını da uyarmak için her türlü faaliyeti yürütüyor” diye konuştu.
Fukuşima Nükleer Santrali’ndeki kazadan iki yıl geçmiş olmasına rağmen halen etkilerinin artarak devam etmesi üzerine Sinop’ta nükleer santral inşaatı için Japonya ile anlaşan Türkiye Hükümeti’ni de nükleerden vazgeçmeye çağıran Cenk Levi,
“Fukuşima nükleer felaketinin üzerinden iki yıldan daha fazla bir süre geçmesine rağmen, nükleer santralde yaşanan insani ve ekolojik felaket kontrol altına alınmaktan uzak. Bunca zaman boyunca santralin işleticisi TEPCO’nun felaketi kontrol altına almaktaki başarısızlığına, çıkan sorunları nasıl saklamaya çalıştığına tanık olduk.
300 tondan fazla radyoaktif su depolama tanklarından toprağa sızıyor. TEPCO ve Japonya Hükümeti, Fukuşima felaketinin başlamasından bu yana yaşanan en büyük sızıntının sebebini ve kaynağını hala tespit edebilmiş değil ve felaketi nasıl kontrol edecekleri konusunda bir yol haritası bulunmuyor. Her geçen gün Fukuşima nükleer santralindeki reaktörler yeni bir alarm veriyor” dedi.
Fukuşima’da yaşanan felaket karşısında aciz kalan Japonya hükümeti ve nükleer endüstrisinin gözünü yeni pazar olarak gördükleri Türkiye’ye, Sinop’a diktiğini ifade eden Levi, “Japon halkı nükleer istemiyor ve ülkelerinin nükleer ithal etmesini de istemiyor. Buna rağmen Hükümet nükleer lobinin çıkarlarını gözetmeyi sürdürüyor” şeklinde konuştu.
Çernobil’den 25 yıl sonra dünyanın en büyük ikinci nükleer kazasının meydana geldiği Fukuşima Nükleer Santrali felaketinin ardından Japonya’da 160,000 kişi evlerinden tahliye edimişti. Aradan iki yılı aşkın bir süre geçmiş olmasına rağmen radyasyonun okyanusa yayılmasının önüne geçilemedi.
Haber: Alper Tolga Akkuş
(Yeşil Gazete)