EnerjiManşet

[Özel Haber] Elektrik Piyasası Kanunu’nda büyük tehlike!

0

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nca hazırlanan Elektrik Piyasası Kanun Tasarısı 14 Mart’ta TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı.

Tasarıda üretim, iletim, dağıtım, işletim, lisanslandırma, satış, kamulaştırma, özelleştirme, tarifelendirme gibi konular düzenleniyor.

Ancak kanunda yer alan bazı maddelerin çok büyük ve geri dönüşü olmayacak zararlar yaratabileceği bildiriliyor.

Eski İstanbul Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Eylem Tuncaelli’ne göre kanunla birlikte enerji yatırımlarının çevre değerlendirme raporlarından muaf tutulmaya çalışıldığı ve çevreye verdiği zarar sonucu ceza almayacağının onandığı bir tablo ortaya çıkıyor, kamu yararı hiçe sayılıyor.

 

 

Kanunun özellikle geçici 8. maddesinin tehlikeli olduğunu belirten Tuncaelli, “Geçici 8. madde doğaya, insana karşı işlenen bir kabahattir” diyor.

Tuncaelli’ye göre maddenin gerekçesi de “özrün kabahatinden büyük” dedirtiyor.

Geçici 8. maddeyi Yeşil Gazete‘ye yorumlayan Eylem Tuncaelli, bu maddenin sadece emisyon izinlerini kapsayan bir madde olmadığını belirterek “Çevre mevzuatı hiçe sayıldı ve bu alanda faaliyet yürüten nükleer, termik ve hidroelektrik santraller ve işleme tesisleri dahil olmak üzere her tesis, tüm mevzuattan muaf tutuldu” diyor.

Bu madde ile gerekli izinlerin alınmasının 31.12.2018’e kadar uzatıldığınını belirten Eylem Tuncaelli, 2018 sonrası için de uzatma yetkisinin de Bakanlar Kurulu’na verildiğini ve böylelikle bu olağandışı iznin ucunun da açık bırakıldığının altını çiziyor.

“Mevzuat ‘izinler olmadan faaliyete geçemezsin’ diyor, ancak bu maddeyle birlikte bu durum dikkate alınmayacak” diyen Tuncaelli, ÇED(Çevresel Etki Değerlendirme), emisyon İzni, deşarj kalite kontrol ruhsatı, deşarj izni gibi bir dizi kontrolü içeren çevre izinleri olmadan bir tesisin faaliyete geçemiyor olması gerektiğini hatırlatıyor

Yeni kanunun geçici 8. maddesiyle, çevreye zararlı tesisler yasal güvence altına alındığı anlaşılıyor.

“Bu kanun, bırakın faaliyetten men etmeyi, açıkça idari para cezası bile verilemeyeceğini öngörmektedir. Bir kez daha gerekçede kamu yararı hiçe sayılmış bunun yerine işletme karı baş tacı edilmiştir.” diyen Tuncaelli sözlerine şöyle devam ediyor: 

Eylem Tuncaelli

“Tasarıyı hazırlayanlar bu maddenin gerekçesinde ‘Biz bu tesisleri yaptık, işlettik, öyle baca gazıydı, çevreydi, şuydu buydu, bunca yıl bakmadık, gazeteler manşet attı, insanlar sokağa çıkamadı, kulak arkası ettik; işte bunu da geçici 8. Maddenin gerekçesine biz bunları yapmadık, eğer biz süreyi uzatmazsak inşallah 2018 sonrasında birileri yapar diye yazdık’ açıklamasını yapmışlardır. Geçici 8. madde doğaya, insana karşı işlenen bir kabahattir ve bu maddenin gerekçesinde özrün, kabahatten çok daha büyük olduğu anlatılmaktadır.”

Eylem Tuncaelli, tasarıyı hazırlayan Bakanlık’ın ikame yatırımları planlayabilmenin öncelendiği, Yatağan’da insanların soluksuz kalmasından, kanser tehdidinden çok daha önemli konuma getirilmesini de eleştiriyor.

 

Tasarının 8. geçici maddesi şöyle:

“Üretim tesislerinin çevre mevzuatına uyumlu hale getirilmesi amacı ile EÜAŞ veya bağlı ortaklık, iştirak, işletme ve işletme birimleri ile varlıklarına ve 4046 sayılı özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun kapsamında oluşturulacak kamu üretim şirketlerine, bunların özelleştirilmeleri halinde de geçerli olmak üzere, çevre mevzuatına uyumuna yönelik yatırımların gerçekleştirilmesi ve çevre mevzuatı açısından gerekli izinlerin tamamlanması amacıyla 31/12/2018 tarihine kadar süre tanınır. Bu sürenin uzatılmasına Bakanlar Kurulu yetkilidir. 31/12/2018 tarihine kadar süre tanınır. Bu sürenin uzatılmasına Bakanlar Kurulu yetkilidir. Bu süre zarfına ve önceki dönemlere ilişkin olarak bu gerekçeyle, EÜAŞ veya bağlı ortaklık, iştirak, işletme ve işletme birimleri ile varlıklarında ve 4046 sayılı Kanun kapsamında oluşturulacak kamu üretim şirketlerinde, bunların özelleştirilmeli halinde de geçerli olmak üzere, elektrik üretim şirketlerinde, bunların özelleştirilmeli halinde de geçerli olmak üzere, elektrik üretim faaliyeti durdurulamaz, idari para cezası uygulanamaz.”

 

Maddenin gerekçesi ise şu şekilde sunuluyor:

“ Özelleştirme işlemleri devam eden ve EÜAŞ tarafından işletilmekte olan üretim tesislerinin emisyon izni alabilmeleri için gerekli yatırımlar henüz tamamlanmamıştır. Dolayısıyla emisyon izinlerinin öngörülen sürede alınması mümkün görülmediğinden, söz konusu termik santrallerin özelleştirilmesi zorlaştırılmaması ve olumsuz etkilenmemeleri, çevresel sorunların ortadan kaldırılmaması riskinin bertaraf edilmesi, ayrıca tesislerin devralan kişi veya kuruluşların yeni ve ikame yatırımları planlayabilmeleri ve yapabilmeleri amacıyla madde düzenlenmiştir.”

 

Öte yandan, tasarının yasalaştığı konusundaki bilgiler de son derece çelişkili. 4 gün önce medyaya “tasarı yasalaştı” şeklinde düşen haberlere ve TBMM’nin resmi web sitesindeki “6446 numarayla kanunlaştı” ibaresine rağmen, bu numarayla aranan kanun metnine ulaşılamıyor.

Kanun henüz Resmi Gazete’de de yer almış değil.

Yanlış ve kirli enerji yatırımları, Türkiye’de özellikle son yıllarda giderek daha büyük sorunlar yaratan bir alan. Hükümetin yerel halkların ve ekolojistlerin itirazına rağmen özellikle HES’ler ve kömürlü termik santrallerde ısrar etmesi büyük tepkiye neden oluyor.

Türkiye’de 2 binden fazla HES, 50’den fazla da termik santral planı var. Bunların bir kısmı plan, bir kısmı ise yapım aşamasında; aralarında faaliyete geçmiş tesisler de azımsanmayacak sayıda.

Hükümetin nükleer ısrarı da “her şeye rağmen” devam ediyor.

 

Özel Haber: Büşra Akman, Durukan Dudu

(Yeşil Gazete)


 

More in Enerji

You may also like

Comments

Comments are closed.