İstanbul’un en önemli yaşam alanlarından biri olan Belgrad Ormanı’nın karşı karşıya kaldığı ağır tehditlere karşı harekete geçiliyor.
ÇEKÜL Vakfı ve İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’nin ortaklaşa düzenlediği kampanyanın amacı, Belgrad Ormanı’nın”Muhafaza Ormanı” olarak kalması ve ormandaki sorunların bilimsel temellerle çözülmesi.
Bu kampanyaya duyulan ihtiyacı “1840’larda 12.000 hektar alana yayılan Belgrad Ormanı, 1870’de 7.500 hektara geriledi. Şimdi ise sadece 5.524 hektar” ifadeleriyle açıklayan ÇEKÜL Vakfı ve İÜ Orman Fakültesi yetkilileri, İstanbul’daki yoğun kentleşmenin ve şehrin sınırlarının doğal varlıkları yutarak genişlemesinin Belgrad Ormanı için büyük tehdit olduğuna dikkat çekiyor.
Çağrı metninde “Tamamı ‘Muhafaza Ormanı’ statüsündeyken bile gerektiği gibi korunamayan Belgrad Ormanı, son düzenlemeler ve gündemdeki yeni kanun tasarısıyla daha da savunmasız duruma geldi” ifadeleri kullanılan kampanya, 27 Mart Çarşama günü saat 11:00’de Belgrad Ormanı Neşetsuyu mevkinde yapılacak basın açıklamasıyla başlayacak.
Belgrad Ormanı’nın yaşadığı ve en son “Maslak 1453” projesinde görülen kentleşme baskısının yanısıra, ormanın bir çok alanına giriş-çıkışların paralı olmasından çöp sorununa ve özellikle bahar ve yaz aylarında doğa sporcuları ile piknikçiler arasındaki ihtilaflara kadar bir çok tartışma da devam ediyor. Bu konularda özellikle doğa sporcularının somut talepleri var.
“Ormana giriş-çıkış ücretlerinin azaltılması ve karşılığında temizlik yapılması” gibi “ince ayar” talep eden bir imza kampanyası, change.org’da devam ediyor.
Konuyla ilgili Yeşil Gazete’ye konuşan İstanbul Oryantiring Kulübü (IOG) üyesi Berkay Kılıçoğlu, “Şehir büyüyor evet ama ormanı muhafaza etmemiz gerekiyor. Belgrad Ormanı’ndan hepimiz yararlanıyoruz ve bunu yaparken ormana da zarar verebiliyoruz. Haftasonu piknikçilerinin çöplerini bırakması sorun. Ormana giriş-çıkışta para alınması bu anlamda doğrudan karşı çıkabileceğim bir şey değil ama ücretlerin normalleşmesi lazım. Ayrıca bizim gibi doğa sporcularına, spor etkinliği düzenleyenlere yönelik kolaylıklar ve indirimler olmalı” diyor.
Macera yarışçısı ve Aykun Taşciian ise Yeşil Gazete’ye verdiği demeçte “Belgrad Ormanı İstanbul’un boğazından sonra en büyük zenginliği” diyor.
Taşciian’a göre Belgrad Ormanı’nı duyarsız kentsel gelişim ve “zamanla biriken” kıyım. Bu kıyıma örnek olarak piknikçilerin ormana verdiği zararı, motorlu araçların ve avcıların ormanda bıraktığı izi gösteriyor. “Hala İstanbul’da olmamın sebebi Belgrad Ormanı ve İstanbul’daki diğer ormanlar. Normalde giriş-çıkışların yaya ve bisikletlere ücretsiz, motorlu araçlara ise makul seviyelerde ücretli olmasını isterdim ancak insanların çoğu geleceği düşünmüyor, cahil ve bilinçsiz. Bu nedenle Bazen ‘girişte bir makine olsa da böyle insanları tespit edip almasa’ diye düşünüuyorum. Başka canlıların özgürlüklerini ve yaşam alanlarını kısıtladıkları noktada kişisel özgürlüklerin kısıtlanması gerekiyor” diyen Taşçiian, ormandaki gürültü kirliliğinden de şikayetçi:
“Yazın piknikçileirn ormanın her yerinden duyulacak şekilde çaldıkları müziğin bana verdiği zarar ve stresi ben biliyorum, ormandaki hayvanlara verdiği zararı ise hayal bile edemiyorum.”
(Yeşil Gazete)
