İfade Özgürlüğüİnsan HaklarıManşetTürkiye

Osman Kavala, Silivri Cezaevi’nde beş yılı doldurdu: Hukuksuzluğa maruz kalan tek kişi değilim

0
Osman Kavala

Gezi davasında ağırlaştırılmış müebbete mahkum edilen hak savunucusu ve iş insanı Osman Kavala, Silivri Cezaevi’nde beşinci yılını  doldurdu. Kavala, tutukluluğuna ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, iddianamelerin de gösterdiği üzere hakkında herhangi bir delil olmadan, 1827 gündür cezaevinde tutulduğunu vurguladı.

Kavala, şunları ifade etti:

“Hakkımda hazırlanmış olan iddianamelerden anlaşılacağı gibi, suç sayılan bir faaliyette bulunduğumu gösteren herhangi bir delil bulunmuş değil. İlk Gezi davasındaki beraat kararıyla, iki AİHM kararıyla ve AYM Başkanı ve üyelerinin karşı oy yazılarıyla da ortaya konmuş olan bu yalın gerçeğe rağmen, Silivri cezaevinde beşinci yılımı doldurdum.

Hukuksuzluğa, ayrımcılığa, gaddarca davranışa maruz kalanın sadece kendim olmadığını aklımdan çıkarmıyorum. Cezaevindekilerin hikâyelerini dinlemek, koridorlarda 80 yaşını aşmış insanları görmek zaten bu gerçeği sürekli hatırlatıyor.

Yurttaşların keyfi biçimde cezaevine sokulmaları ile iş cinayetleri, maden faciaları arasında ilişki olduğunu, bunların insan hayatına değer vermeyen bir anlayışın yaygınlaşmasından kaynaklandığını düşünüyorum.

Ülkemizde hukuk normlarının hükümran hale gelmesinin, etik değerleri öne çıkartan bir yenilenmeyi başlatacağına inanıyorum.”

Ne olmuştu?

Osman Kavala, 1 Kasım 2017’de “hükümeti devirmek veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs” (TCK 312) ve “cebir ve şiddet kullanarak anayasal düzeni devirmeye teşebbüs” (TCK 309) suçlamalarıyla tutuklanmıştı.  Gezi protestolarının planlayıcısı, yöneticisi ve finansörü olduğu iddiasıyla yargılandığı davadan beraat etti ancak serbest bırakılmayıp tahliye kararı verilmiş olan ikinci bir suçlamasıyla yeniden tutuklandı.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) suçlamalarla ilgili makul şüphe uyandıracak delil olmadığı, tutuklanmanın siyasi olduğu gerekçesiyle Kavala’nın derhal serbest bırakılması yönünde karar aldıysa da bu kez aynı gerekçelerle, “casusluk” suçlaması yapıldı. İddianamede, Kavala’nın Gülen cemaatiyle ilişkisi olduğu, 15 Temmuz darbe girişimine katıldığı, darbe sonrası kurulacak hükümette yer alacakları belirlediği öne sürüldü; bu suçlamalara dayanak olarak da dış güçlerin ajanı olmakla suçlanan ABD‘li Henri Barkey ile telefonlarının yakın yerlerden sinyal vermesi dışında delil gösterilemedi. 

Dava sürecinin hiç bir aşamasında savcı tarafından sorgulanmayan Kavala hakkında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da birkaç kez “suçlu olduğuu” söyledi; AİHM kararlarına uymayacağını belirtti. 

Kasım 2021’de Osman Kavala’nın beraat ettiğin Gezi davası bozuldu ve Çarşı grubunun yargılandığı davayla birleştirilerek yeniden görülmeye başlandı. Bu dava da ‘torba dava’ haline getirilerek 15 Temmuz darbe girişimini desteklemek ve casusluk suçlamalarıyla ilgili davayla birleştirildi. Gezi’yle  Çarşı davası Şubat 2022’de bir kez daha ayrıldı.

Davada karar 25 Nisan’da çıktı. Kavala TCK 312’den (Hükümeti kaldırmaya teşebbüs) ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırıldı. Beraat ettikten sonra salıverilmesine engel olmak için ortaya atılan “casusluk” suçlamasından ise beraat etti.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin, AİHM’in kararına karşı başlattığı ihlal süreci devam ediyor.

 

You may also like

Comments

Comments are closed.