Hafta SonuKültür-SanatManşet

Önemli bir sergiye dair: go gri! go ARAF!

0

Siyahların ve Beyazların duruşlarımızı tarifte kifayetsiz kaldığı bir ortamdayız. “Yeşil” Gazete’de “Gri” başlık atma riskini almak istiyorum yine de. Çünkü yeşil olmadan hiçbir renkli rengi koruyamayacağımız gibi, griler olmadan da siyah beyazlara kamplaşmak zorunda kalacağız. İşte bu meseleyi kalbinden hedeflemek istemiş küratör Canan Bayrak

“Araf’ta Üç Bakış” isimli resim ve minyatür sergisi; Lütfü Kaplanoğlu, Sema Yekeler Yurtseven ve Osman Yılmazer’i bir araya getirmiş. 20 Aralık 2014 Cumartesi gününe kadar Beşiktaş’taki Dolmabahçe Sarayı Sanat Galerisi’nde ziyaret edebileceğiniz bu sergi bence çok önemli açığımızı görüyor ve kapamaya çalışıyor: Ara Tonları…

Alzheimer hastalarına adanan sunum, saatin tersi istikameti takip ettiğinizde, Yılmazer’in kırmızı ve mavi tonlardaki hapsolmuş iç dünyamıza adeta açık görüş yapmış işleri ile açılıyor. Sema Yekeler Yurtseven, minyatür sanatından örnekler sergilerken ipek kâğıt üzerinde kayboluşumuzu resmediyor. Kaplanoğlu ile “birbirine uzak” batı ve doğuyu kombinliyoruz.

9 Yilmazer

YILMAZER – Vicdan Azaplarının Çözülmesi 

10 Yurtseven

YURTSEVEN – Uçuş 

8 Kaplanoglu

KAPLANOĞLU – Arf 

Serginin proje sahibi ve küratörü Sayın Canan Bayrak ile bir söyleşi yapma fırsatı da bulduk:

Kendisinin ve içsel yolculuğunun farkında olan kişi, gerçekte olan bitenin de farkında olur

Yeşil Gazete: Bu coğrafyanın insanları olarak; doğuya karşı batı, bireye karşı toplum ya da iç dünyamız, reel yaşantımız ve metafizik algımızın uçları arasında tanımsız bir yerlerde salınıyoruz… “Araf’ta Üç Bakış” sunumunuz, bu yerini arama arayışını mı yansıtıyor? Proje nasıl bir mesaj vermek üzere gelişti?

Canan Bayrak: Evet, bu sergideki yola çıkış amacımız tüm bu ifadelerinizi içermektedir. Biz birçok açıdan bu konuyu ele almaya çalıştık. Bu proje, farkındalığımızı arttırarak insanlara yardım edebilmek üzerine gelişti. Çünkü kendisinin ve içsel yolculuğunun farkında olan kişi, çevresinde gerçekte olan bitenin de farkında olur.

YG: Serginiz Alzheimer hastalarına ithaf ediliyor. Bu farkındalık katkınızın nasıl ortaya çıktığından ve projeyle ilişkisinden bahsedebilir misiniz?

CB: “Araf” çağımızda bir yaşam şekline dönüşmeye başladı. Felsefe altyapısı ve proje ile ilgili çalışmalarından sonra sergimiz aynı zamanda sosyal sorumluluk mesajı da vermeliydi. Alzheimer hastalarının da bir unutup bir hatırlayarak, hem burada hem orada oluşlarıyla Araf’ı yaşadıklarını hissettik. Bu nedenle çalışmalarımızı Dernek’le (Alzheimer Derneği) beraber yürüttük. Yüzyıllardır tüm kültürlerde var olan Araf konusunu günümüzde de ele almak istedim. Dolayısıyla serginin sanatsal niteliğinin yanı sıra, sosyal sorumluluk projesi olması da gerekiyordu.

YG: Lütfü Kaplanoğlu, Sema Yekeler Yurtseven ve Osman Yılmazer daha önce ortak projelerde yer almışlar mıydı? Nasıl bir araya geldiler?

CB: Sanatçılarımız daha önce ortak projede yer almadılar. Araf gibi soyut bir kavramı soyut olarak anlatmaktı amacım. Bu yüzden uzun süredir izlediğim bu sanatçıların projeme en uygun kişiler olduklarını düşünerek, çağdaş sanatlarla klasik sanatları özgün yorumla bir araya getirdim.

Röportajımız burada sonlanırken Bayrak bir de iyi bir haber verdi: “Yeni proje hazırlıklarımız tabii ki var.”

Bu yazıyı okur okumaz Beşiktaş’taki bu ücretsiz sergiye göz atmanızda fayda var…

 

Sanat ve barışla kalın…

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.