Kültür-SanatManşet

Ne mutlu ki Kadir İnanır’ımız var – Altın Portakal Notları 1

0

Altın Portakal film festivali için 3 gündür Antalya’da, 2 gündür de festival peşinde sinema salonlarındayım. Biraz önce Ahmet Sönmez’in filmi, “Elveda Katya”dan çıktım. Filmin galası daha önce AKM (Antalya Kültür Merkezi) Aspendos salonunda yapılmış. Bunu ben filmin başlaması gereken saatten 5 dakika sonra Özdilek Park Cinetime’ın 7 numaralı salonuna girdiğim zaman öğrendim.

Salona girdiğimde tam bir keşmekeş yaşanmaktaydı. Film için satılan biletler tükenmiş, bir de filmi -sanırım- galada izleme imkanı bulamayan davetliler de salona sükun edince ortalık mahşer yerine dönmüş. Ben girdiğim sırada görevlilerin, “bu salon küçük, yarım saat sonra sizi büyük salona alalım, filmi orada hep birlikte izleyelim” önerisi ile kıran kırana çarpışan izleyicilere rastgeldim.

Yanımdaki koltukta oturan hanımefendi işinden 2 saatliğine, “acil bir işim” var diyerek izin aldığını, filmin gösterimi ertelenir ise izleme imkanının kalmayacağından yakınıyordu haklı olarak. Hangi sektörde çalıştığını ise gazeteci olmam hasebi ile bana güvenmediğini belirterek söylemedi.

Bir süre, “olurdu, olmazdı” muhabbetinden, filmin yönetmeninin “büyük salonda davetliler izleyelim” ısrarından, ne zaman görsem içime gülümseme isteği getiren sempatik sinema yazarı, En Heyecanlı Yeri programının sunucusu Ceylan Özçelik’in yanımdaki hanımefendinin “davetlilere” yönelttiği “daha önce galada izleseydiniz efendim” itirazlarına “bizim de izlemeye hakkımız var ama hanımefendi” yanıtlarından ve birkısım izleyicinin salonu terketmesinden sonra başlayabildi, “Elveda Katya”

Film hakkında şimdi yazmak istemiyorum. Niye derseniz, 15:00’de (tam 15 dakika sonra) Ken Loach abimin “The Angel’s Share”i (Meleklerin Payı) başlayacak ve o filmi de kaçırmak istemiyorum.

Elveda Katya’yı izlerken, Yunus Kaptan’ı canlandıran Kadir İnanır’a vefasız bir baba olduğu için gözüktüğü her sahnede dümdüz giderken Kadir İnanır gibi bir sinema sanatçısına sahip olduğumuz, onu kendi ülkemizde kendi dilimizde izlerken ne kadar şanslı olduğumuzu hissettim.

Düz bir hikayesi var “Elveda Katya”nın. Film yer yer sarkmış. Yönetmen sinema dili ile anltaması gerekenleri bazı gereksiz sahnelerde oyuncuları vasıtası ile biz izleyenlere aktarmış filan ama Kadir İnanır öyle mükemmel bir oyunculuk çıkarmış ki filmin bir noktasında ister istemez kendisini sinemanın evrensel aktörleri ile kıyasladım. Aklıma kim geldiyse onlardan geri kalmadı İnanır.

Al Pacino’nun “A Woman’s Scent” (Kadın Kokusu) filmindeki dans sahnesini getirin gözünüzün önüne, Kadir İnanır nerdeyse tüm film boyunca dans ediyor.

Bir teşekkür de Yunus Kaptan’ın oğlu balıkçı Veli’yi canlandıran Caner Cindoruk’a. Filmin galası festivalin ilk günlerinde Altın Portakal’ın esas merkezi AKM’de yapılmış iken bu gösterimde de hazır bulunmuş Cindoruk. Tesadüf tam da önümdeki koltukta idi. Kendisini tebrik etme imkanı da buldum üstelik.

Kadir İnanır’ın bu filmdeki muhteşem oyunculuğu hakkında daha çok kelam edesim var ama başta da belirttiğim gibi Ken Loach abimi bekletmek olmaz.

Antalya’dan, Altın Portakal’dan izlenimler aktarmaya devam edeceğim der yekten Ken Loach abimin son filmi, The Angel’s Share”e doğru kaçarım.

Sinemasız kalmayın

anavarza

You may also like

Comments

Comments are closed.