Muğla’da halk, Lodos Enerji’nin RES toplantısını yaptırmadı: Doğaya zarar verecek

Muğla, Yatağan'da halk, Lodos Enerji'nin yapmak istediği rüzgar enerji santralinin halkın katılım toplantısını, santral için yanlış bir yerin tercih edildiğini, bölgede ormanların, yaban hayatının ve arıcılığın zarar göreceğini belirterek yaptırmadı.

MUĞLA – Yatağan‘a bağlı Şerefköy‘de Lodos Yenilenebilir Enerji ve Elektrik Üretim A.Ş.‘nin Karabelen, Eyli ve Şaban tepelerine yapmak istediği rüzgar enerji santrali (RES) projesine karşı çıkan halk, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) kapsamında bugün (31 Temmuz) yapılması planlanan Halkın Katılım Toplantısı‘nı (HKT) yaptırmadı. Protestoda Şerefköy, Deştin, Esenköy, Alaşar, Kavaklıdere ve Yenimahalle muhtarları ve köylüleri projeyi istemediklerini ve toplantıyı yaptırmayacaklarını belirtti.

Ancak halkın protestosuna rağmen, bakanlık yetkilileri ve şirket yetkililerinin bulunduğu toplantıyla ilgili kayıtlara geçen tutanakta halk için “halk bilgi almak istememiştir” denildi. Öte yandan köylüler ve köy muhtarları kendi tutanaklarını tuttu, tutanak köylülerden imza toplanarak Çevre Şehircilik ve İl Müdürlüğüne verilmek üzere mühürlendi.

Yurttaşların Lodos Enerji’nin RES 49,5 MW/49,5 MW Rüzgar Enerji Santrali projesine ilişkin görüş ve itirazları arasında “arıcılık”,orman örtüsü ve endemik bitkiler” ile “yaban hayatı” yer aldı.

‘Muğla’daki endemik bitkilere, arıcılığa, yaban hayatına zarar verecek’

Kavaklıdere’nin güney batısında kalan sıradağ bloğunun bölgenin bakir kalan ender yerlerinden biri olduğunu ifade eden yurttaşlar, bu nedenle ilgili bölgede yapılacak projenin başta yaban hayatını ve orman örtüsünü olumsuz etkileyeceğine dikkat çekti.

Halkın toplantıya tepki gösterirken de belirttiği üzere projenin yapılmamasına dayanak oluşturdukları gerekçeleri şöyle:

  • “Küresel ısınma ve kuraklıktan dolayı daha alçak yerlerde arıcılık faaliyetleri gün geçtikçe zorlaşıyor. Bölgenin rakımı 1700 metrenin üzerinde olması ile ilkbahar mevsiminin daha geç gelmesi ve daha uzun sürmesi nedeni ile zengin bitki örtüsü ve ayrıca endemik yetişen bitki popülasyonu ile  arı üreticisi çiftçiler arılarını bu bölgede konaklatıyor. Kurulacak olan RES ile bölgedeki endemik bitki örtüsü ve arılar olumsuz etkilenecek. Arılar  balsıradan çam balı üretiyor. Türkiye bal üretiminde ve arıcıların (özellikle Muğla) geçiminde çam balı çok önemli bir gelir kaynağı. Kızılçam ormanlarının deniz etkisini alan yörelerinde balsıra oluşuyor. İklim değişikliği (ısınma ve kuraklaşma süreci) balsıra yapan kabuklu koşnilin daha yüksek araziye taşınmasına sebep olmuştur. Bu nedenle bu bölgelerin önemi gün geçtikçe daha da önem kazanıyor. Kızılçam ormanları içine kurulacak RES alanlarının; orman içi iklimi değiştirmesi ve balsıra yapan koşnilin verimliliğini azaltması veya yaşamasını engellemesi mümkün. Böyle olumsuz etkileme ormanlara zarar vermek yanında, halkın geçim kaynağına da darbe vuracak.”

  • “Gerek rüzgar güllerin oturduğu geniş alanlar gerekse ulaşım için yapılan devasa yollardan dolayı tabii orman yapısı olumsuz etkilenecek. Ormanlar kamu malı oldukları için, kâr amacı ile kurulan RES firmalarına tahsis edilmeleri uygun değil. Öte yandan orman içine kurulan RES tesislerinin kullandıkları alan (kule alanı, yollar ve enerji nakil hatları) ve yarattıkları sorunlar orman ekosistemlerinin doğal ekolojik dengesini bozacak ölçüde. Orman alanlarında, sulak alanlarda yaşayan kuşların (yarasalar dâhil) RES’lerden olumsuz etkilenmesi; orman içinde olduğu kadar, çevredeki tarım alanları ile meyveliklerde de zararlı böceklerin artmasına sebep oluyor.
  • Muğla Orman Bölge Müdürlüğü ve Ege Ormancılık Araştırma Enstitü’sünün  2010-2013 yıllarında FSC’nin (orman yönetim konseyi) Kavaklıdere-Menteşe-Yatağan sınırında Göktepe dağı etrafında 26 farklı çeşit bitkinin endemik, nadir ve cites kapsamında yayılışı tespit edilmiştir.”

  • “RES santrali kanatlı birçok hayvanın ölümüne neden oluyor ve göçmen kuşların göç yollarına engel oluyor. Ormanda toprak yüzeyine yakın hava tabakasındaki su buharının kaynağı ölü örtüdeki organik maddelerin ve toprak hayvancıklarının solunumundan kaynaklanır. Orman içinde hava hareketlerinin açık alana göre çok daha sakin olması, nemli havanın orman içinde kalmasını sağlar. Bu sebeple orman kendi içinde özel bir iklim oluşturur. Orman ekosisteminin doğal dengesi bu “orman içi iklim” koşullarına bağlı.
  • Orman içi iklim özelliklerinin değiştirilmesi, orman ekosisteminin doğal dengesinde de değişikliklere yol açar. Orman içinde yapılmaya çalışılan RES santralinin oluşturduğu açıklık alanları ile ormanın bu bütünlüğüne ve ekosistemin doğal dengesine zarar veriyor.
  • RES kulelerinin inşaatı, uzun kanatların tır ile nakli için orman içinde geniş, toprak yollar açılıyor. Bu yolların kanal, menfez gibi altyapıları çok sorunlu. Ayrıca elektrik nakil kablosu için de ayrı yollar açılıyor. Yılda birkaç defa afet halinde yağan yüksek/sağanak yağışlarda kulelerin çevresinde ve bu toprak yollarda önemli miktarda materyali taşıyacağı, çamurlu sellerin daha aşağıdaki yerleşim yerlerine ve tarım alanlarına zarar vereceği göz önüne alınmıyor. Devlet ormanına bu kadar hesapsızca ve vahşice girmeye, zarar vermeye kimsenin hakkı yok.
  • RES kulesi, alanı ve bu geniş alanda ormana vereceği zararları ile sakin orman ekosistemine uygulamak ve doğal dengeyi bozmak doğru değil. Orman ekosisteminin sağladığı faydaların yok edilmesi ile sebep olunan zarar ve bozulan dengenin yeniden sağlanabilmesi için gerekli para RES santralinin sağlanacak firma gelirinden çok yüksek. ayrıca bozulan doğal dengenin kaç yılda sağlanabileceği hususu, sorunun 4. boyutunu (zaman boyutu) oluşturuyor.
  • Bütün bu olumsuzlukların yanı sıra görüntü ve gürültü kirliliği bölgenin doğal yapısına çok büyük zarar verecek. Bu zararlar orta vadede planlanan yayla turizmi, eko turizmi, kamp ve karavan turizminin önünü tıkayacak. 6831 sayılı Orman Kanunu kapsamında kalan alanlardaki yatırımların gerekli izinler alınarak öncelikli olarak orman niteliğini kaybetmiş alanlarda gerçekleştirilmesi esastır.
  • RES yapılacak olan yerde 2021 yılında büyük bir orman yangını meydana geldi. O halde ormanlarımız bunun için mi yandı, orman niteliğini kaybetmiş yerlerde yapmak için mi bunlar yapılıyor! İnsanın aklına bunlar geliyor. Bunun çok net bir şekilde açıklanması gerekiyor. Orman alanlarının herhangi bir şekilde orman vasfını kaybettiği tescil edilmemişken RES santrali bu bölgeye nasıl kuruluyor. Yanan orman alanları Anayasa gereği kesinlikle farklı amaçla kullanılamaz, imara konu edilemez ya da farklı bir şekilde değerlendirilemez.”

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Şirketlerin toplumsal sorumluluğu

Türk şirketleri kurumsal sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik uygulamalarında batılı benzerleri kadar başarılı değil. Ancak bu sadece şirketlerden kaynaklanmıyor, 'öngörülemezlik ortamı' ve toplumsal baskının eksikliği de bunda etkili. 

‘Qou vadis-2’: Ülke nüfusu

Geleceği ile ilgili derin kaygılar duymakta olan nüfus kesimlerinin, Türkiye’nin her yerinde giderek artmakta olduğu bir ortamdayız. Ne kent nüfusu kentte kalabilecek uzun erimli bir gelecek görüyor, ne de kır nüfusu kırda kalabilecek bir durum algılıyor.

[Bir şarkının hikayesi] San Francisco/ Scott McKenzie

Scott McKenzie’nin Hippi kültürünü konu alan 'San Francisco (Saçınıza Çiçek Taktığınızdan Emin Olun)' şarkısı, Beatles’ın 'All You Need is Love'ı ile beraber, 'Summer of Love'ın belirleyici şarkılarından biri olarak kabul edilir.

Yandı Çukurova yandı

Türkiye’de tarımın geldiği yer içler acısı. Ülkenin dört bir yanındaki çiftçiler isyan halinde. Diğer taraftan en fazla artış gıda fiyatlarında. Dikkate alınması gereken ciddi bir dengesizlik var.

[Çocuklar için Yeşil Kitaplar] Bir güvercini sevmekle başlayacak her şey

Maalesef sorun yarattığı var sayılanlara karşı empati yoksunu, sadece kendi refahını gözeten adaletsiz çözümler üretmek yalnızca 'Güvercin Kakası' kitabındaki kasaba halkına mahsus değil. Katliam Yasası'nı unutmadınız değil mi?

EN ÇOK OKUNANLAR