Bayram ÖzelManşet

Moda Sahnesi 2013 Ekim’e yetişecek mi? – Mustafa Altındeğer

0

Yine can sıkıntısıyla uyanmıştım. Önce kahvemi hazırladım. Ardından ‘gün içinde neler yapabilirim’ diye düşünmeye başladım. Sonuçta uzun bir öğrencilik dönemimi bitirmek üzereydim. Kahvemi yudumlarken neden bu üzün süre içinde tiyatro sahneleri peşinden gittiğimi düşündüm. Cevap yoktu. Gülümsedim. Kahvemi bitirmemin ardından Kadıköy’ün meşhur sokaklarından birine dalmak için bir dolmuş durdurdum. Dolmuşta öğrenci indirimi olmadığından tam ücret ödeyip boğanın yakınlarına gelmeden indim. Kulağım Kadıköylü dostların müziğiyle boğaya ulaşmaya çalışıyordum ‘ben senden benim olmanı istemedim ki’, ‘istedim sadece başka kimseyi sevme!’, ‘aynı cümleyi kurup aynı şehre bakarken’. İşte bu son cümlede durdum, aklıma Testosteron ekibi geldi. Onlarda aynı cümleyi kurup aynı şehre bakmaya karar vermişlerdi. Yani bana öyle geldi.

Oyun Atölyesinden ayrılan; Kemal Aydoğan, Mert Fırat, Onur Ünsal, Timur Acar, İnan Ulaş Torun, Selçuk Aydoğan, İrfan Varlı, Bengi Günay, Erdal Çiftçi, Barış Yaman, Orhan Tozkoporan ve yönetmen İlksen Başarır eski moda sinemasını, moda sahnesine çevirmeye karar vermişlerdi. Tekrar gülümsedim. Bu gülümsemenin sebebini biliyorum. Neyse Bahariye’ye varalı baya olmuştu. Tıpkı Kadıköy’e taşınalı olduğu gibi. Önce opera binasını geçtim. Ardından birkaç dükkân falan derken bu sefer güzergâhımı değiştirdim. Kadife sokağa ulaşmak için sağa dönerdim. Bu sefer az ilerleyip sola Halil Ethem sokağa dönerken ilk rüzgar karşıladı beni. Hırkamla karşılık verdim. Sola döndüğüm gibi ufak taburelerde oturan birkaç iyi adam gördüm. Solumda kalan Moda Sahnesi tabelasına bir selam çaktıktan sonra Kemal abiye hal hatır sordum. Bakma burada havalı havalı yazıyorum ama o gün tanıştık. Sahneyi görmek istediğimi söyledim. ‘Tabi tabi buyur geç’ dedi. Kemal abiye eyvallah çekip hana daldım. Etrafa bakarken bir ses duydum ‘düz git düz.’. ‘Kadıköy’e yabancıyım, dostum.’ dedim içimden. Düz düz gittim bende. İlk reaksiyonum öksürmek oldu. Çimento ve kum tozları açık kalan ağzıma dalmıştı. Ustalara selam verip kendimi tanıttım .Ufaktan kaçak sorularla nerde ne olacağını öğrendim. Merdivenleri indikten sonra arkamda kalan salon ‘sinematek’ olacakmış. Karşısında bir stüdyo sahne ve birde 300 kişilik büyük salon. Koltuklarla birlikte ayakta kalanlar derken 600 kişilik konser alanı olacakmış. Bu sefer daha büyük bir gülümseme belirdi yüzümde. Sanki ilk oyunun perdecisi benmişim gibi hissettim. Hislerim kuvvetlidir Kemal Abi, söyleyeyim ilk oyunda figüranlardan biri de olabilirim bak.

Ustalara sordum! Ekim’e yetişir değil mi? Merak etme dediler. ‘Doğru’ dedim. ‘Herkes bildiği işi yapmalı.’ Gülümseye devam ettim.

Not: Duyduğuma göre bayramdan sonra ilk oyunun provalarına başlıyorlarmış.

Not2: Sadece tiyatro oyunlarının değil, müzik gruplarına ve festivallere de ev sahipliği yapacaklarmış. Çok kültürlü sanat merkezi olacakmış.

Not3: Moda Sahnesine uğrayın. Tarihe tanıklık etmek garip bir şey. Ben çok heyecanlandım, fazla soru soramadan kaçtım.

Not4: Kemal Aydoğan yönetmen, Selçuk Aydoğan mekân işletmecisi, Barış Yaman gişeden sorumlu, Orhan Tozkoparan cafe ve bar işletmecisi, İrfan Varlı ışıkçı, Erdal Çiftçi sahne amiri, Onur Ünsal, Mert Fırat, Timur Acar, İnan Ulaş Torun oyuncu, Bengi Günay kostüm ve dekorlardan sorumlu olacak. İlksen Başarır sinema kısmıyla ilgilenecekmiş.


Not5: Heyecanlandınız değil mi?

 

Mustafa Altındeğer

 

More in Bayram Özel

You may also like

Comments

Comments are closed.