Editörün SeçtikleriKentManşet

Mersin’in ‘denizle buluşan’ tek parkı için kentliler ayakta: Parkıma dokunma!

0

Haber: Abidin Yağmur

Mersin’de yaşayan insanlar için Atatürk Parkı demek denizle buluşmak, temiz hava almak, sosyalleşmek, yazın serin bir gölge bulup serinlemek, kışın kış güneşine karşı oturup ısınmak, ailece ya da arkadaşlarla gezmek, sosyalleşmek demek. Ve bir de tabii balık tutmak…

Şehirde yaşayan herkesin Atatürk Parkı ile bir anısı mutlaka vardır. Şehir dışından gelenlerin de mutlaka gezdirildiği bir alandır. Bu park şimdilerde limanın genişleme sahası projesiyle gündemde.

Dolgu alanı yapılması planlanıyor

Mersin Limanı işletmecisi şirket, 4 milyon ton taş getirerek yeni bir dolgu alanı yapmayı ve yeni bir konteyner sahası kazanmayı planlıyor. Ancak bunu yaparken Atatürk Parkı’nı da heba edecek.

2007 yılında özelleştirilen Mersin Limanı’nın işletmecisi olan MİP, liman konteynır sahasını kent merkezine, Atatürk Parkı önüne doğru genişletmek için proje hazırladı. Projesine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan onay aldı.

Mersinliler tepkili

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, limanın genişlemesinin Atatürk Parkı başta olmak üzere kent merkezine olumsuz yansıyacağı iddiasıyla konuyu idari yargıya taşıdı. Mersin’deki birçok meslek örgütü, dernek, çevre platformları da “Atatürk Parkı’na dokunma” kampanyası başlattı.

Kentin tepkisine rağmen Mersin Liman İşletmecisi projenin temelini 19 Mart Cuma günü atacak. Törene Ulaştırma Bakanı da katılacak. Temelin atıldığı saatlerde Mersinliler bir kez daha “Parkıma dokunma” diye haykıracak.

2009 yılında başladı

Mersin Büyükşehir Belediyesi ile MİP’i, TCDD’yi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı mahkemede karşı karşıya getiren, Mersinlerin endişelenmesine, günledir eylemler yapmalarına neden olan projenin temelleri 2009 yılına dayanıyor.

MİP 2009 yılında tarihinde toplam 123 bin 677 metrekarelik alana sahip ilave dolgu alanlarının yapılması için ÇED Olumlu kararı aldı.  Bu kapsamda 2009 yılında ÇED olumlu kararı alınan 123 bin 677 metrekare ilave dolgu alanı içerisinden sadece 1. Genişleme alanı kapsamında yer alan 27 bin 912 metrekarelik alan inşası tamamlanarak işletmeye açıldı.

ÇED raporu alınan alanın diğer kısmında ise “rantabl olmadığı, dolgu maliyetinin uygulanabilir limitler dışında olduğu” gerekçesiyle çalışma yapılmadı.

Mersin’de Atatürk Parkı için eylemler geçtiğimiz hafta başladı. Bir grup yurttaş son olarak parkta çay simit etkinliği düzenledi. CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen yurttaşlara simit ikram ederek parkın Mersinlilerin gündelik hayatındaki önemine dikkat çekti.

Doğuya genişlemek pahalı geldi

2018 yılına gelindiğinde MİP, doğuya doğru değil, batıya doğru, yani şehir merkezine doğru genişleme çalışması yapmak için girişimlere başladı ve yeni bir ÇED raporu hazırlandı. Raporda şu ifadelere yer verildi:

ÇED Olumlu kararına göre inşası tamamlanmış olan 27 bin 912 metrekarelik alanın güneyine ve batısına toplam 176 bin 335 metrekare (164 bin 490 metrekare konteyner limanı dolgusu ve 11 bin 845 metrekare kurvaziyer liman dolgusu olmak üzere toplam 176 bin 335 metrekarelik) ilave dolgu alanı yapılacaktır. Proje kapsamında yeni yapılacak dolgu nedeniyle, liman kurvaziyer özelliğini yitirecektir. Bu nedenle, bu alanın yerine alanın güneyinde yeni yapılacak dolgu üzerinde 11 bin 845 metrekarelik alana sahip yeni bir kurvaziyer liman oluşturulacaktır.”

MİP tarafından hazırlanan ÇED raporunda, yeni dolgu alanının yani genişleme alanının konteyner depolaması için kullanılacağı da bildirildi.

Belediye’nin olumsuz görüşü görmezden gelindi

MİP tarafından hazırlanan ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından nihai kabul edilen ÇED raporunda, çeşitli kamu kurumlarının görüşleri yer alıyor. Karayolları, DSİ, Kıyı Emniyeti, Ulaştırma Bakanlığı gibi kurumlar proje ile ilgili görüşlerini, çekince ve uyarılarını bildirmiş ve dikkat çektikleri şartların yerine getirilmesi kaydıyla projeyi uygun bulduklarını bildirmiş.

Nihai ÇED raporunda, kurum görüşleri bölümünde Mersin Büyükşehir Belediyesinden gelen bir evrak da yer alıyor. 14 Ağustos 2018 tarihli yazıda, proje ile kurum görüşünün belirlenmesi için konunun belediye meclisine sevk edildiği, kurumun görüşünü meclis kararının ardından bildireceği kaydediliyor.

Şehir merkezinde denizle buluşma olanağı veren tek alan olan park her geçen gün büyüyen limanın gölgesinde kalmaya şimdiden başladı. Genişleme tamamlandığında parka gelenler konteyner bloklarıyla karşılaşacak.

Nitekim 13 Ağustos 2018 tarihli Büyükşehir Belediye Meclisinde proje ilgili görüş belirlenmesi için konu İmar ve Bayındırlık Komisyonu, Çevre ve Sağlık Komisyonu ile Ekonomik Kalkınma ve Turizm Komisyonu‘na havale ediliyor.

Komisyonların çalışmalarını tamamlamasının ardından Büyükşehir Belediye Meclisi 10 Eylül 2018 tarihinde “Sahilde bulunan açık park alanlarının önünün kapandığı ve idarece çalışmaları devam eden Kruvaziyer Liman çalışmalarını olumsuz etkilediği anlaşıldığından plan tekliflerine ilişkin kurum görüşünün uygun olmadığına” dair kararı oy çokluğuyla alıyor.

2018 yılının eylül ayında Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi’nde alınan bu karar, 2020 yılının eylül ayında nihai kabul edilen ÇED raporunda yer bulamıyor. Yani ÇED süreci, şehrin en önemli kurumunun görüş ve onayı alınmadan tamamlanmış oluyor.

İmar planı değişikliği yargıya taşındı

MİP’in liman genişlemesi için hazırladığı ÇED raporunun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca kabulünün ardından yine bakanlık eliyle “Mersin TCDD Limanı, Kruvaziyer ve Konteyner Limanı 1/5000 Ölçekli Revizyon Nazım İmar Planı ve 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı Revizyonu” yapıldı.

20 Mart 2020’de askıya çıkarılan bu imar planı değişliğine karşı Mersin Büyükşehir Belediyesi “İmar planı işleminin yürütmesinin durdurularak iptali” istemiyle 22 Haziran 2020 tarihinde Mersin 2’nci İdare Mahkemesi’nde dava açtı.

1 Şubat’ta bilirkişi heyeti keşif yaptı

Davaya, TCDD, Mersin Uluslararası Liman İşletmeciliği de müdahil oldu. Mahkeme, bilirkişi daveti çıkardı ve bilirkişi heyeti 1 Şubat 2021’de alanda keşif yaptı.

Mersin kamuoyu gelişmelerden bu noktada haberdar oldu. Meslek odaları projenin hem denizel canlılara zarar vereceğine hem sosyal hayatın etkileneceğine vurgu yaparak projeye açıktan karşı çıktı.

Sosyal hayatın ve kentin olumsuz etkileneceği endişesinin başrolünde ise her Mersinli için özel bir yeri olan Atatürk Parkı var.

Parkın yok edilmesinin ilk adımı

Liman işletmecisi Atatürk Parkı etkilenmeyecek dese de projeyi inceleyen teknik uzmanlar da, hukukçular da liman genişlemesinin Atatürk Parkı’nın yok edilmesinin ilk adımı olacağı görüşünde. Meslek odaları, çevre dernekleri ve sivil inisiyatifler, Atatürk Parkı’nın, Mersinlilerin denizle buluştuğu tek alan olduğunu, şehir merkezindeki tek yeşil alan olduğunu vurguluyor ve “Parkıma dokunma” diyor.

Bu amaçla bir yandan eylemler yapılırken bir yandan mahkeme sürecine dahil olmak için Mersin Barosu başta olmak üzere birçok kurum dilekçe vermişti ki MİP ve Ulaştırma Bakanlığı’ndan projenin temelinin atılacağı haberi geldi.

Hukukçular ne diyor?

Mersin Barosu Başkanı Avukat Bilgin Yeşilboğaz’a göre, liman işletmecisinin mahkeme süreci devam ederken temel atması başlı başına hukuksuz bir eylem. Yeşilboğaz şunları söyledi:

Hukuki olarak, insanların vicdanında kanayan bir yara olarak kalacaktır. Yargı süreci devam ederken, dava sonucunu beklemeden, daha bilirkişi raporu bile çıkmamış, siz temel atma töreni yapıyorsunuz. Burada dolguya başlayacaksınız, deniz dibini tarayacaksınız, oradaki deniz canlılarını yok edeceksiniz. Peki yargı yarın buna iptal kararı verdiği zaman, dur dediği zaman ne yapacaksınız? Geriye dönüşünüz nasıl olacak? O canlıların yaşam alanını yok ettikten sonra, dolguyu doldurduktan sonra geri mi çıkaracaksınız? Bizim tavsiyemiz Mersin halkını karşılarına olarak bunu yapmasınlar. Mersin’e zarar verecek, tek taraflı kazanç sağlayacak bu projeye karşı çıkıyoruz. Emrivakiyle, oldubittiyle Mersin’e bu kötülüğü yapmazlar.”

Yurttaşlar ne diyor? 

Aktivist Dr. Ful Uğurhan liman girişimini şöyle değerlendirdi: “Öncelikle Mersinliler olarak ne bu çektiğimiz diyoruz. Her yerden büyük bir tehdit altında olan bir kentte yaşıyoruz. Atatürk Parkı dünyada eşi olmayan bir yer. İnsanlar balık tutuyorlar, açık hava heykel müzesi. İnsanlar burada ağaçların altında öğle tatillerini geçiyorlar, dinleniyorlar. Atatürk Park Mersin’in kimliği. Bir şehrin kimliği yok olursa şehir yok olur. Bu Mersin’e yapılmış en büyük zulümdür.” 

Uğurhan gazetemize yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bunlar bizim yaşam alanlarımıza nereye kadar gelecekler? Bunun bir sınırı var mı? Kar hırsı, para kazanma hırsı hiç bitmiyor. Öbür yanda da insanların kendilerini iyi hissedecekleri alanlara ihtiyacı var. Bu sağlık açısından da gerekli. Sağlığı ne yazık ki hep en sona bırakıyoruz. Burada asbestli malzeme söz konusu, taşocaklarından taş getirecekler oradaki köylerin mağduriyeti söz konusu, şehrin içine girecek kamyonların gürültüsü, kirliliği olacak. Bize yaşam alanı bırakmıyorlar. Umarım bir kez de bizi dinlerler.” 

Dr. Ful Uğurhan

‘Kentin nefes aldığı bit yeşil alan’

Üniversiteli Kadınlar Derneği Başkanı Avukat Şerife Arıcı Yıldız ise “Atatürk Parkı bu kent için çok değerli bir kent mirası. Hem tarihi, hem kültürel, hem sosyal bir değer. Kentin nefes aldığı bir yeşil alan, insanların sosyalleştiği bir sosyal alan” değerlendirmesinde bulundu.

Böyle bir alanın şimdi limana dönüştürülmek istendiğini belirten Yıldız, “Bu proje Mersin halkına danışılmadan, yangından mal kaçırır gibi bir ÇED raporuyla projeye başlanıyor. Bu bir anlamda kentten park kaçırmak. Bir kentli olarak buna itirazımız” dedi.

Avukat Şerife Arıcı Yıldız

‘Mersin’e ne katkısı var?’

KHK’lı Kamu Yönetimi öğretim üyesi Doç. Dr. Ulaş Bayraktar ise  “Mersin’in makus kaderinin bir başka tezahürü bu aslında. Dış ticaret arttıkça Mersin kan kazanıyor, kaybettikçe kan kaybediyor. Yani bu proje Türkiye’nin dış ticaretiyle ilgili ama külfetini biz çekiyoruz” ifadelerini kullandı. 

Projenin Mersin’e ne katkısı olduğunu soran Bayraktar, “Ufak bir istihdam katkısı var ama onun dışındaki her türlü külfetini biz çekiyoruz. Mersin’in menfaatleri konusunda bir araya gelmek ve bunun mücadelesini vermek gerekiyor” diye konuştu. 

‘Atatürk Parkı halkındır’

Mersin Çevre Platformu‘ndan Sabahat Aslan ise “Mersin’in simgesi olan Atatürk Parkı kentin akciğerleridir. Halkın sosyal olarak nefes aldığı bir alandır. Mersin’de tarihten gelen ve bir değer olan Atatürk Parkı sürekli halkın kullanımında olmuştur. Liman genişleme çalışmaları, Atatürk Parkının halk tarafından kullanımını engelleyecektir” dedi.

Aslan şunlara dikkat çekti: “Atatürk Parkında Liman genişleme Projesi alanında mevcut liman kapasitesinin yüzde 50 oranında artış sağlayacak olması, ayrıca proje için denizde dip taraması ve dolgu alanının yapılacak olması deniz kirliğinin oluşmasına, ekosistemin bozulmasına, şehir merkezinde trafik yükünün artmasına, hava kirliliğinin oluşmasına, kıyıların herkesin eşit ve serbest olarak kullanım hakkını ihlal edilmesine ve kamu yararı ilkesine aykırı olacağı ortadadır. Atatürk Parkı halkındır. Hukuksuz bir şekilde rant uğruna heba edilmesine izin vermeyeceğiz.” 

 

You may also like

Comments

Comments are closed.