EkolojiManşetYerel

Mersin’de yine gökdelen krizi: Bu kez adres sahil şeridi

0

Haber: Abidin YAĞMUR

*

MERSİN- Adnan Menderes Bulvarı’nın Mezitli tarafındaki sahil şeridinde bir inşaat şirketi tarafından 32 katlı bina yapılması girişimleri Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi’nde gündeme geldi.

Mersin kamuoyunun, sahilde 32 katlı bir gökdelen yapılmasını kabul etmediğini belirten CHP’li Başkan Vahap Seçer, inşaat şirketine ve ilçe belediyesine “Projeyi gözden geçirin” çağrısında bulundu. Seçer,  “Eğer ruhsatla ilgili mevzuata aykırı bir durum varsa biz de bu ruhsatın iptaliyle ilgili yasal yollara başvurabiliriz. Mersin halkı müsterih olsun. Yanlış bir şey yapılmasına müsaade etmeyiz” dedi.

Sahildeki en yüksek bina olacak

Kentte daha önce de 52 katlı Metropol binası ile 28 katlı Maliye binası inşa edilmişti. Ancak bu binalar, “eski yerleşim” denilen, iç taraflarda bulunuyordu. Şimdi, tam sahil kenarına 32 katlı üçüncü bir gökdelen yapılması isteniyor.

Pektaş İnşaat firmasının 1980’lerde alınan ruhsata dayanarak yapmak istediği ve ‘Blue Projesi’ adını verdiği 32 katlı binanın, sahil şeridindeki Adnan Menderes Bulvarı’nda inşa edilmesi planlanıyor. Bulvarda en büyük bina yüksekliği 17 kat. Dolayısıyla 32 katlı bina sahil şeridindeki en yüksek bina olacak. Alanın denizle bağlantısını kesecek binanın hem konumu hem de zemin yapısı, yeraltı sularına verebileceği zarar ve depremsellik riski nedeniyle kent yönetimi, vatandaşlar ve uzmanların tepkisine neden oluyor.

Mersin Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nde gündeme alınan gökdelenle ilgili CHP’li üye Abdurrahman Yıldız, Mersin kamuoyunun konuyla ilgili endişelerini dile getirirken CHP’li Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan, inşaat projelerine karşı mahkeme yolunun açık olduğunu söyledi.

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer de sahil kesiminde bir gökdelen projesine karşı olduğunu bir kez daha ilan etti.

‘En küçük sarsıntıda risk yaratır’ 

Sahil şeridine gökdelen yapılmasının doğru olmadığını belirten Seçer şunları söyledi:

“İmar çarpıklığı, çarpık kentleşme toplumların kısa sürede çözebileceği sorunlar değil. Bir sahil katliamı olmuş, son 40 yıldır o deniz kenarına sıva kumu olarak deniz kumunun kullanıldığı, 20 katlı, 25 katlı binalar yapılmış. Bunların ortadan kaldırılması da şu anda mümkün değil. Bölge ikinci derecede deprem bölgesi, en küçük bir sarsıntıda sorunlar çıkacaktır.  Söz konusu alan da sahilin hemen yakınında. Mersin’in özellikle denize yakın noktalarında taban suyu yüksektir. Hatta birçok noktada altından dere geçiyor. Bu inşaat, kamuoyu vicdanında da karşılık bulmuyor. Buradan hem sayın belediye başkanına hem müteahhide bir çağrıda bulunmak istiyorum. Gökdelen planını yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor.”

Seçer, Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak yasal sorumluluğuklarını yerine getireceklerini ve ruhsatla ilgili mevzuata aykırı bir durum varsa iptaliyle ilgili yasal yollara başvuracaklarını söyledi: “Mersin halkının endişe etmemesi lazım. Müsterih olsunlar. Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak konunun üzerindeyiz. Yanlış bir şey yapılmasına müsaade etmeyiz.”

TMMOB: Proje ve ruhsatlar gözden geçirilmeli

Mersin kamuoyunda günlerdir tartışılan konuyla ilgili  Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Mersin İl Koordinasyon Kurulu geçen hafta yazılı bir açıklama yapmıştı.

Kurul Sekreteri İbrahim Yücesoy, Adnan Menderes Bulvarı’nın kısmen deniz dolgusu üzerine inşa edilmiş alanlardan oluştuğunu ve bölgenin onaylı imar planlarında kat yüksekliklerinin 10 ila 18 arasında değiştiğini belirtti:

“İmar planlarının onaylanma aşamasında kat yüksekliklerinin belirlenirken yakın çevresinde yer alan dokunun dikkate alınarak kat yüksekliği belirlenmesini talep etmiş, özellikle zeminde dolgu ve sıvılaşmanın olduğu alanların imara açılmaması gerektiğini belirtmiştik.  Ancak kat yükseklikleri imar planlarında 5 kat-10 kat veya 18 kat olarak belirlense dahi geçmiş dönem yönetmelikleri kullanılarak ve yükseklik serbest maddesi esas alınarak bulvar üzerindeki  bazı projelerde mevcut imar planlarının ve mevcut siluetin dışında kat yüksekliklerinin belirlendiğini görmekteyiz”

2017 yılına birçok bölgede kat yüksekliklerinin tamamen arsa büyüklüklerine göre belirlendiğini ifade eden Yücesoy, taleplerini şöyle ifade etti:

“Maalesef bazen kanun ve yönetmelikler kullanılarak yasallık kazandırılan bu tarz alanlar kamu vicdanını yaralamaktadır. Biz, söz konusu bölgede 25-30 katlı yapıların yapılmasını kent estetiği ve kentsel rantın eşit dağılımı anlamında uygun olmadığını ifade etmekteyiz. Diğer yandan; kentleşmenin hızlı artışıyla günümüz modern kentlerinde genel yapılaşma alışkanlığı haline gelen yüksek binaların kent iklimi ve kent üzerindeki zararlı etkisi ve oluşturduğu mikro-iklimsel kent bölgelerinin kentte yaşayanların yaşam kalitesi üzerinde olumsuz etkiler yarattığı bilinmektedir. Sürdürülebilir ve sağlıklı kentler yaratmak adına toplum yararını temel alan ve kent/çevre hakkı yaklaşımlarını özümseyen planlama disiplini çerçevesinde temel şehircilik İlkelerine uygun yapılaşma gerçekleştirilmesi kentimiz için son derece önemlidir.  Belirtmiş olduğumuz tüm hususlar nezdinde, ilgili kurum ve kuruluşlara çağrımız belirtmiş olduğumuz kaygılarımız ve öngörülerimiz dikkate alınarak söz konusu projelerde mevcut imar planlarında belirlenen yüksekliklerin dikkate alınarak ruhsat projelerinin yeniden gözden geçirilmesi, kentte yaşayanların kaliteli yaşam hakkı üzerindeki endişe ve talepleri dikkate alınarak yapılaşmasının gerçekleştirilmesi gerektiğini ifade ediyoruz.”

 

More in Ekoloji

You may also like

Comments

Comments are closed.