Fotoğraf: Metin Yoksu, Malatya
Video haber: Metin YOKSU
*
Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından günler geçti. Türkiye 6 Şubat’ta uykusunda depreme yakalanırken, 10 il enkaz haline geldi. AFAD’ın son açıklamasına göre bugün saat 07.45 itibarıyla Kahramanmaraş merkezli depremlerde 12 bin 873 kişi hayatını kaybetti, 62 bin 937 kişi yaralandı.
Malatya sokaklarında neredeyse her köşede yaktığı ateşle ısınmaya çalışan onlarca insan görüyoruz. Bir yandan da enkaz altından umutla yakınlarını bekliyorlar. Çadırların da soğuk olduğunu söylüyor vatandaşlar ve kiminle konuşsak AFAD, yetersiz koordinasyon, yetersiz gıda gibi eksiklikleri dile getiriyorlar. Sağlıkçısından depremzedelere, arama kurtarma görevlisinden, ihtiyaçları dağıtmaya çalışan gönüllülere kadar herkes bu eksikliklerden bahsediyor:
Vatandaş ilk günden beri bir seferberlik halinde ve “Nerede bu AFAD?” diye soruyor. Bir yol gösterilmesi, bir koordinasyon isteniyor. Bir arama kurtarma gönüllüsü “Nerede bu AFAD, birisi şu AFAD sorumlusunu bulsun” diye bağırıyor.
Bir diğer AFAD gönüllüsü Aslıhan Asılgan ise “AFAD sorumlusu bulamıyorum ki; bizi yönlendirsin burada. Yetişemiyorlardır, anlıyorum. Ama en azından bizi yönlendirebilirler. Nasıl çalışmamız gerek? Nasıl çalışacağımızı soramıyoruz, kimse yok” diyor.
Malatya’dan bir diğer gönüllü vatandaş, Çağla Gezisi ise bozuk ATM’lerin önünde, yardıma koşmaktan bitap düşmüş bir halde “İnsan lazım” diyor ve ekliyor:
“Arama kurtarma konusunda eksiklikler var. Buraya biraz daha destek verilebilir diye düşünüyorum. Burası internette gördüğünüz kadar basit değil.”
Deprem nedeniyle evleri yıkılan vatandaşlardan biri olan, arabasında bir kedi ile gördüğümüz Yusuf Gök “İyiyiz çok şükür, evler göçük altında. Ekmeğe, yakacağa ihtiyacımız var. Bir şekilde idare etmeye çalışıyoruz ama gerçekten göçük altında kalan epey insan var. Altı yedi aile küçük bir depoda kalıyoruz. Çadırlar kuruldu ama sıkıntı olduğunu duydum; soba kurulmuyor. Kapalı olsa da soğuk bir ortamdayız” diyor.
Deprem bölgesine gelen sağlık çalışanlarından Öznur Yılmaz, başta Hatay diye yola çıktıklarını ancak yolda rotanın Adıyaman‘a doğru değiştiğini fakat uçağın kalkması için bile sekiz saat İstanbul‘da bekletildiklerini aktarıyor. Yılmaz’ın son durağı ise ne Hatay ne de Adıyaman oldu, Malatya‘ya getirildiler.
Söz konusu organizasyonel hatayı ve ilk günden beri deprem bölgesinde yetkiliye duyulan ihtiyacı, Öznur Yılmaz’ın şu sözleri çok net bir şekilde anlatıyor:
“Önce Hatay’dı, sonra Adıyaman oldu, sonra Malatya oldu. Burada elimizden çok bir şey gelmiyor. Çünkü hayata döndürebileceğimiz insanlara yardımcı olmak istiyoruz. Burada 30, üst caddede sekiz tane sağlıkçı var. Hepimiz bir işe yaramak istiyoruz. Hatay’a giden firmalara ulaştık, bize fırsattan istifade kişi başı 500 TL fiyat söylendi. Buradan Valiliğe, Belediyeye, Muhtarlığa gittik kimse bize otobüs ayarlamıyor. 30 kişi üst üste gitmeye razıyız.”
Malatyalı vatandaşlardan biri de soğuk havaya dikkat çekiyor, “Şu an en büyük eksikliğimiz burada olmak” diyor ve ekliyor:
“Daha çok özen istiyoruz. İnsanlar burada soğuktan donarak ölecekler. Depremin olmasına da gerek yok, insanlar soğuktan donarak ölecekler. Biraz hızlı olmaları lazım. Geç kalmamaları lazım. Akrabalarımızdan haber aldıklarımız da var, alamadıklarımız da var. Biz kendimizi zor dışarı attık. Evimiz ilk etapta gitti zaten, iki üç gündür yoldayız. İnsanlar bir an önce göçükten çıkarılsın, başka bir şey istemiyoruz. ”
Elazığ’dan 150 kişilik gönüllü ekipten biri olan Kamuran Işık ise koordinasyon eksikliğinin ne kadar hayati olduğunu şöyle aktarıyor:
“Problem, enkazlara giren adamların yetersizliği. Tecrübeli adamlar enkazlara girdiği için geri planda bizim gibi STK’lar ve kuruluşlar var. Bunların koordine edilmesi, şehirlerin koordine edilmesi, erzakların depolanması ve dağıtılması ihtiyaçlarını da biz koordine ediyoruz. Çünkü ciddi anlamda yetersiz kalıyorlar. Bu kadar büyüğünü, belki biz değil hiçkimse beklemiyordu. Yetişemiyoruz.”
Bir diğer gönüllü ise Elazığ’dan koşup Malatya’nın yaralarını sarmaya, battaniye, mont yetiştirmeye çalışan Yusuf Aşar:
“İhtiyaç var. dün akşamdan beri sokaklarda tek tek gezip, ihtiyaç sahiplerine battaniye, mont ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyoruz. Lakin yetersiz kalıyor. Kendim dün Elazığ’dan yine eşya getirmeye çalıştım. Sokaklara çıkıp bağırıyorum Elazığ’da. Elazığ’da da şu an yıkılan binalar var. Ona rağmen oradakiler de kendi kardeşlerine bir şeyler göndermeye çalışıyorlar. Ama yetersiz kalıyor. AFAD ekiplerinin sistemsel olarak çalışması lazım. Adıyaman Gölbaşı’nda bir arkadaşım var; üç gündür deprem olmuş hala hiçbir ekip oraya gitmiyor.”
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…