ManşetTürkiye

Mahalle baskısının bir adım ötesi: Polis baskısı

0

Ankara Emniyeti’ne bağlı Çocuk Şube Müdürlüğü ekipleri, Ümitköy Park Caddesi’nde alkollü restoranlara baskın yaptı. O sırada Baro Başkanı Feyzioğlu da mekanda olunca, vahim olay kamuoyunun gündemine taşındı.

Ankara’da Çocuk Şube Müdürlüğü’ne bağlı polisler, Ümitköy Park Caddesi’ndeki lüks içkili mekanlara baskın yapıp, ailelerinin yanında oturmakta olan çocuklar hakkında tutanak tuttu.

Olay sırasında mekanlardan birinde bulunan Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu, yaşananları şöyle anlattı: “Dün (önceki) akşam saat 8.30 civarında Çayyolu Park Caddesi’nde bir aile rostoronına gittik. Buranın nezih bir aile restoranı olduğunu özellikle belirtiyorum. Orada, aileler çocuklarıyla birlikte akşam yemeği yiyorlar. Bu sırada 4 ya da 5 parkalı, ikisi kirli sakallı birileri girdi. Bellerinde silah kabarıklığı, ellerinde telsizler var. Birisi kapının yanında pozisyon aldı. Biri de restoranın arkasında pozisyon aldı. Ondan sonra da yanlarında çocuk olan ailelere giderek tek tek nüfus cüzdanlarını topladılar. Bir tomar nüfus cüzdanı ile dışarda masaya geldiler. Aileler ve çocuklar şok içindeydi.

Polislerin yanına gittim ve avukat olduğumu belirterek kim olduklarını sordum. Bana polis kimliklerini gösterdiler. ‘Çocuk Şubesi’nden geliyoruz’ dediler. Ne yaptıklarını sorduğumda, ‘İçkili mekanda çocuklarının olması, aileleriyle birlikte dahi olsa, yasaktır, işlem yapıyoruz. Turizm işletme belgesi olsaydı olur da belediye işletme ruhsatı olan yerlere çocuklar aileleriyle giremez’ dediler. ‘Bu mantıklı mı? Ben çocuğumla giderken ruhsatın turizm ruhsatı mı belediye ruhsatı mı diye sorar mıyım? Bütün batakhaneler, uyuşturucu satılan polis olarak tahmin ettiğiniz yerler kurutuldu ve asayiş sağlandı da şu anda çocukları ailelerden korumak mı kaldı size?’ dedim. Bunun üzerine ‘Bu sizin işiniz değil’ dediler.

“Bunların hepsi şaka”
Ben de o sırada telefonumla toplanan cüzdanları gösteren bir fotoğraf çektim. Bu sefer polislerden biri telefonuma el koymaya ve kolumu tutarak beni gözaltına almaya cüret etti. Cüret etti diyorum çünkü avukat olduğumu biliyordu. Ben de ‘Bir dakika, bir telefon açayım, sonra götürürsünüz’ dedim. Barodaki arkadaşları arayarak Avukat Hakları Merkezi’ndeki 60 avukatın tamamının restorana gelmesini söyledim. Bunu duyan amir konumundaki polis, kolumu tutmuş ve fiilen beni gözaltına almış olan polise müdahale etti. ‘Öyle şey olur mu, bunların hepsi şaka’ dedi. Ortamı yumuşatmaya çalıştı.

Ben de onlara tuttukları tutanağı sordum. Bana ‘Çocuk teslim tutanağı tutuyoruz’ dediler. Zaten çocuklar içerde travma halinde. Meğer, içkili mekanda bulunan çocukların ailelere teslim tutanağı tutuyorlarmış. Oysa aileler çocukların yanında. Burada yapılan ‘içkili mekana gitme, senin hayat tarzın artık bu ülkede geçerli değil’ demektir. Oradaki aileler şikayetçi olursa, Ankara Barosu olarak tüm hukuki girişimlerinde arkalarında oluruz.

Feyzioğlu, Başbakan Erdoğan’ın sözlerine gönderme yaparak “Hani İzmir korkma dedi? Hadi şimdi İzmir korkmasın” diye ekledi.

Baskın yapılan restoran sahipleri de “Müşterilerimiz oldukça rahatsız oldular. Burası batakhane değil ki. Elbette insanlar, aileleriyle çocuklarıyla buraya gelecekler. Buraya tüm partilerden, bakanlar milletvekilleri de geliyor. Onların da yanında çocukları oluyor. Talihsiz bir olay, çok üzüldük” dediler.

Emniyet Müdürü sahiplenemedi
Ankara Emniyet Müdürü Zeki Çatalkaya, olayın öğrenilmesinin ardından polislerinin kanunen buna hakkı olduğunu belirtip, yapılanın yanlış olduğunu söyledi. Çatalkaya, “Maalesef böyle bir olay yaşandı. Hepimiz böyle restoranlara çocuklarımızla gider otururuz. Gerekeni yaptık ve bu yanlış anlaşılmaya yol açabilecek uygulamadaki arkadaşlarımıza gerekli uyarılarda bulunduk” dedi.

Ankara Emniyet Müdürü, “Bu olay Park Caddesi’ndeki bir restoranda gerçekleşmiş. Küçük yaşta aileleriyle oturan çocukların bulunmasından hareketle ekiplerimiz maalesef böyle bir denetime gitmişler. Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu’nun 12. maddesi ile işyeri açmayı düzenleyen yönetmeliğin 37. maddesi aslında hukuken böyle bir denetime hak veriyor. yani hukuka aykırı bir durum yok. Bu maddelerde turistik belgesi olmayan işletmelerde, yanında velisi olsa da çocukların oturamayacağını belirtiyor. Hukuka uygun olsa da turistik belgesi yok diye kendiliğinden bu arkadaşların oraya gitmesini ve bunu yapmasını tasvip etmiyorum. Öncelik verilmesi gereken başka yerler varken bizim önceliğimiz kamuya açık, ailelerin gittiği yerler olamaz. İnsiyatif kullanılacaksa herkesce malum şüpheli bölgeler tercih edilmeli. Uygulama yanlış olmuştur. Ne teşkilatımızın ne de benim, bu tip yerlerde yıldırma amaçlı bir kötü niyetimiz sözkonusudur” açıklamasında bulundu.

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.