Lüfer tartışması büyüyor: 19 cm nereden çıktı?

TÜDAV'ın lüfer avlanma boyunun 19 cm olarak açıklaması tartışma yarattı. Bakanlık yekilileri bir karar alınmadığını söylerken, sivil toplum örgütleri açıklamaya anlam veremiyor. Konuyla ilgili olarak FSD'den Defne Koryürek ve Greenpeace'den Banu Dökmecibaşı ile konuştuk.
TÜDAV başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk

Lüfer tartışması büyüyor…

Önceki gün Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nda toplanan Su Ürünleri İstişare Kurulu’nda lüferin avlanma alt boyuyla ilgili bir gelişme sağlanamamıştı. Sivil toplum örgütlerinin 24-25 cm talebine bazı balıkçılar ve TÜDAV başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk karşı çıkmış, 19 cm’de ısrar etmişlerdi.

Toplantı sonucunda herhangi bir karar alınamamasına rağmen dün akşam Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) web sitesinde yayınlanan bir açıklama kafaları karıştırdı.

Prof. Dr. Bayram Öztürk’ün başkanlığını yaptığı TÜDAV’ın basın açıklamasına göre toplantıda 19 cm kararı verilmişti! TÜDAV basın açıklamasına şöyle diyordu:

“Yaklaşık 5 yıldır izlediğimiz bilimsel çalışmalar ve 2 senedir içinde bulunduğumuz kampanya bugün sonuç verdi. Lüferin avlanma boyu 2002 yılından önceki yasal av boyu olan 19 santimetreye çıkarıldı.

Bilimsel çalışmalar sonunda elde edilen verilere göre lüfer, 19 santimetre çatal boya ulaştığında yumurta bırakmaya başlıyor. Bu boy lüfer neslinin devam etmesi için bilimsel açıdan yeterlidir. Bu nedenle alınan bu sonuç TÜDAV açısından memnuniyet vericidir ve bu konudaki kampanyanın başarısı olarak kabul edilmelidir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın aldığı bu karar bilime inanan çevrecileri ve doğa korumacıları da sevindirmiştir.

Bakanlık ve balıkçılarla bu konuda mutabakat sağlaması ve balıkçılarımızın bu düzenlemeye uyacaklarını beyan etmeleri ayrıca sevindirici olmuştur. Artık avlanan balıkların 19 santimetre olup olmadığının denetlenmesi önem kazanmaktadır.”

“1 Nisan şakası diyeceğim ama…”

Defne Koryürek

Konuyla ilgili görüşüne başvurduğumuz İstanbul Lüfere Hasret Kalmasın kampanyası sözcüsü Defne Koryürek ise basın açıklamasıyla ilgili şu yorumu yaptı:

“TÜDAV, bir vakıf, başkanı da bir profesör. Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü bir karara varmadan, bir açıklama yapmadan, hem de basın bülteni aracılığı ile lüferin boyunu ilan etmelerine, yetmezmiş gibi bir de ‘Bakanlık ve balıkçılarla bu konuda mutabakat sağlaması ve balıkçılarımızın bu düzenlemeye uyacaklarını beyan etmeleri ayrıca sevindirici olmuştur’ demelerine, tek kelimeyle inanamadım! 1 Nisan şakası diyeceğim ama… Tümüyle gerçek dışı bu ifade! Biliyorsunuz biz de o istişare kurulundaydık, biz de o tartışmaların takipçisiydik ve biz şahidiz ki ne 19 cm diye bir boy belirlendi ve ne de mutabakat sağlandı, balıkçı ile bakanlık arasında… Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü de bir açıklama yapmadı, henüz… ”

Su Ürünleri Daire Başkanı Kürüm: “Karar yok…”

Öte yandan kendisine telefonla ulaştığımız Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü Su Ürünleri Daire Başkanı Vahdettin Kürüm de herhangi bir karar almadıkları ve açıklama yapmadıkları bilgisini verdi.  Kürüm’ün verdiği bilgiye göre tebliğ değişikliği ile ilgili çalışmalar devam ediyor.

Bayram Öztürk’ten yanıt yok

Bu bilgiler üzerine Prof. Dr. Bayram Öztürk’e ulaştık ve konuyla ilgili görüşünü almak istedik. Önce bizden soruları yazılı olarak isteyen Öztürk, yazılı olarak gönderdiğimiz sorulara da cevap vermeyi reddetti ve önce kendisinin yaptığı çalışmaları bulup okumamız gerektiğini söyleyerek bizi taraflı gazetecilikle ve kendisine yönelik yargısız infaz yapmakla suçladı. Bayram Öztürk ayrıca önceki haberlerimizde görüşlerini yansıttığımız sivil toplum temsilcilerinden değil öncelikle kendisinden bilgi almamız gerektiğini söyleyerek sorularımızı yanıtlamadı.

“Üreme boyu ile avlanma boyu aynı olamaz”

Banu Dökmecibaşı

Konu hakkında görüşlerine başvurduğumuz Greenpeace Akdeniz Denizler Kampanyası sorumlusu Banu Dökmecibaşı ise hem 19 cm dayatmasını TÜDAV’a ve Bayram Öztürk’e yakıştırmadığını söylüyor, hem de toplantıda boy tartışmasının pazarlığa dönüştürülmesini yanlış buluyor. Banu Dökmecibaşı şöyle diyor:

“İstişare kurulunda kabul edilemez bir yöntem uygulandı ve konu balıkçıyla pazarlığa açıldı. Adeta açık arttırma yapar gibi… Bayram Öztürk’ün daha önce kimsenin görmediği bir çalışmasına dayanarak lüfer avlanma alt boyunu kendi görüşü olan 20 cm’den 19 cm’ye indirmesi, kestirip atması, bu arada diğer bilimsel çalışmaları bir kenara atarak pazarlığa açılması gibi bir yöntem kabul edilemez. Bilimsel bir veri bilim komitesi tarafından incelenir, sosyoekonomik parametrelerle ele alınır, ondan sonra balıkçıyla tartışılabilir. Burada TÜDAV’ın tavrı bizim hiç beklemediğimiz bir tavırdı. Lüferin üreme boyunun 19 cm olduğuna dair bir çalışmaları olsa bile stok durumunu göz önüne almıyorlar ve korumacı bir yaklaşım sergilemiyorlar demektir. Ege Üniversitesi’nin çalışmasında da avlanma boyunun üreme boyu olarak belirtilen sınırın çok üzerinde olması gerektiği söyleniyor. Üreme boyu ile avlanma boyu aynı olamaz.”

Banu Dökmecibaşı ayrıca konunun sadece lüferle sınrılı tutulmasını ve diğer türlerin tartışmaya açılmamasını da yanlış buluyor. Greenpeace’in “seninki kaç santim” kampanyasında lüfer dışında özellikle tehlike altındaki iki tür olan orfoz ve kalkanın da korunması gerektiğini vurguladıklarını söyleyen Dökmecibaşı şöyle devam ediyor:

“Biz diğer türleri de tartışmaya açmak istedik, İstişare Kurulu’nda orfoz, lüfer ve kalkan karara bağlansın istedik. Lüferin tek başına ele alınması zaten yanlıştı. TÜDAV ise diğer balıklarla ilgili olarak bizim çalışmamız seneye açıklanacak, ancak ondan sonra tatışılabilir dedi. Bayram Öztürk Türkiye’nin tek bilim insanı kendisi imiş gibi seneye yayınlanacak olan kendi kalkan çalışmasından önce konunun tartışılmasını istemiyor.

Biz bundan önce Bayram hocanın çalışmalarından da çok yararlandık. Bu tavrı bilim bizden sorulur tavrı mıdır, yoksa bakanlıkla önceden bir görüşme mi yapılmıştır, bunu tarif edemiyoruz. Bayram hoca 19 cm diyerek büyük balıkçıları tatmin edecek bir yerden tartışmayı açmış oldu. Ama kıyı balıkçılarının çoğu lüfer boyu konusunda bizim görüşümüzü destekliyorlar, çinekop avlayan gırgırcılar gibi değiller. TÜDAV’ın bu tavrı bizim kampanyalarımızı bloke etmiş oldu. Ben ortada bir karar bile yokken böyle bir basın açıklaması yapmasını TÜDAV’a yakıştıramadım.”

Banu Dökmecibaşı Resmi Gazete’de yayınlanana kadar bir karar alınmış sayılamayacağını, Greenpeace olarak bakanlıkla görüşmeye devam ettiklerini sözlerine ekledi.

Hocalar 24 cm diyor

Dün Milliyet gazetesinde konuyla ilgili olarak Mehveş Evin’in yaptığı haber ise üniversite öğretim üyelerinin görüşlerini yansıtıyordu.

Milliyet’in haberine göre Doç. Dr. Ali Cemal Gücü, çinekop avının yasaklanmasını savunuyor. Doç. Dr. Aysun Gümüş “Lüferi bu boyda yakalamak kelimenin en hafif haliyle bir katliamdır. Sirkülerdeki avlama boyu konusunda değişiklik yapılması ve bunun için 24 cm’in uygun olduğu görüşüne kesinlikle katılıyorum” diyor. Prof. Dr. Okan Akyol: “Lüfer için belirlenen 24 cm boy uygundur. Bu bizim uluslararası makalemizde 25 cm olarak belirlenmiştir” diyor. Prof. Dr. Ali İşmen, “Balık stoklarımızın miktarı her geçen gün azalıyor. Lüferin üreme boyu üzerine   yapılmış bazı yurtdışı çalışmalarında 35 cm gibi boylar bildiriliyor” derken, Prof. Dr. Ertuğ Düzgüneş “Lüferin alt avlanma boyu değiştirilerek artık katliama dur denilmeli” görüşünü dile getiriyor.

Dr. Mustafa Zengin ise “24 cm boy çok önemli ve onaylanması gerekir. Fakat salt ilk avlama boyu kriteri tek başına bir şey ifade etmez. Diğer avcılık kriterleri ile de desteklenmeli” diyerek görüşünü belirtiyor.

“Lüferde boy uzatmaya en sert dille itiraz eden kooperatiflerden TÜDAV’ın bir çıkarı olsa anlayacağım”

İstanbul Lüfere Hasret Kalmasın kampanyasının sözcüsü Defne Koryürek de Prof. Dr. Bayram Öztürk’ün 19 cm ısrarına anlam veremiyor. Koryürek’in bu konudaki görüşleri şöyle:

“Öncelikle Prof. Öztürk 12 Nisan 2010 günü toplanan ‘İstanbul Lüfer’e Hasret Kalmasın’ toplantısında ‘Lüferin boyu en az 20 cm olmalı’ diye beyanat vermişti. Şimdi neden 19 cm’i savunuyor, anlamak güç. Sahiden çok şaşırtıcı oldu bizim için.  İkinci olarak, ne Prof. Öztürk’ün ne de TÜDAV’ın lüfer balığının üremesine ilişkin yayınlanmış bir araştırmasını iyice taradığımız halde bulamadık. İstişare kurulunda sunum yaparken de referans vermedi maalesef. Dolayısıyla neye dayanarak 19 cm’i savunuyor, bilmiyoruz.

Bizim bildiğimiz kadarıyla lüfer konusındaki en kapsamlı araştırma Tevfik Ceyhan ve arkadaşlarınındır. Onların sağladığı verileri de Cengiz Mete istişarede paylaştı ve 23-25 cm aralığının önemini vurguladı. Buna rağmen Prof. Öztürk “biz araştırdık, lüfer 19 cm’de ürüyor” diye görüş bildirdi. Konuyu kesti attı.”

Koryürek, TÜDAV’ın ısrarını anlamaya çalışırken “komplo teorileri üretip Prof. Öztürk’ün İstanbul’da belli kooperatiflerde yoğunlaşan ve çinekop avına bel bağlayan gırgır reislerinin çıkarını, ortak kaynaklarımızı korumanın önüne koymuş olması ihtimalini aklımın ucundan dahi geçirmek istemiyorum” diyor. Koryürek’in sözleri şöyle:

“Prof. Öztürk, 2002 yılında 25 bin ton olan lüfer av miktarının 2009’da 6 bin tona düştüğünü unutmuş, bu %75’lik yokoluşun ehemmiyetini farklı değerlendirmiş ve lüfer popülasyonunun hepi topu %10’unun üremeye başladığı 19 cm’in bu balığı korumaya yetecek avlanma alt boyu olduğunu düşünmüş, istişarede yükselen sesleri mutabakat yolunda fikir teatisi olarak değerlendirmiş olabilir. Mümkündür. Eğer öyleyse hızla dönecektir, yaptığı yanlıştan. Şüphem yok.

Koskoca TÜDAV, koskoca Prof. Öztürk tutup da olmadığı halde “Bakanlık ve balıkçılarla bu konuda mutabakat sağlaması ve balıkçılarımızın bu düzenlemeye uyacaklarını beyan etmeleri ayrıca sevindirici olmuştur” diye neden yazdı peki bu bültene, asıl soru kanaatimce bu. Poyrazköy ya da Rumelifeneri gibi lüferde boy uzatmaya en sert dille itiraz eden kooperatiflerden, çinekop tutmaktan TÜDAV’ın bir çıkarı olsa, anlayacağım. İnsanın aklı almıyor, neden olmayan bir şey olmuş gibi gösterilir ki?”

Koryürek sözlerini yine de iyimser bir görüşle bağlıyor:

“Meseleye bir de iyi tarafından bakalım: bu tuhaf durum bile 21 Haziran’ın nasıl da tarihi bir gün olduğunun göstergesi zira bizler, yani, balıkçı, akademisyen ya da bürokrat olmayan bizler, sıradan vatandaş, bu toplantının takipçisi olmasaydık, olup bitenleri asla bilemezdik… Oysa hakkında karar alınan, ortak kaynaklarımız!”

 

Haber: Ümit Şahin, Yazgülü Yeşil – Yeşil Gazete

Ümit Şahin
Ümit Şahinhttp://umitsahin.blogspot.com/
Yeşil Gazete’de iklim değişikliği başta olmak üzere ekoloji ve yeşil politika alanlarında yazar ve editör. Halen Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nde uzman ve iklim değişikliği çalışmaları koordinatörü olarak çalışan Ümit Şahin 1991’de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ni bitirdi. Halk Sağlığı doktorası yaptı, Çevre Sağlığı alanında yoğunlaştı. Çevre İçin Hekimler Derneği, Üç Ekoloji dergisi ve Yeşiller Partisi’nin kurucularındandır. Bir dönem Yeşiller Partisi Eşsözcülüğü yaptı, yeşil politika ve ekoloji üzerine seminerler düzenledi. Halen Açık Radyo’da Ömer Madra ile birlikte Açık Yeşil’i hazırlayıp sunuyor.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Karadeniz Ereğlisi halkı, ERDEMİR’in yarattığı kirliliğe karşı sürekli eyleme başladı

Karadeniz Ereğli Çevre Platformu üyeleri, ilçede artan kanser ve solunum yolu hastalıklarından sorumlu tuttukları Erdemir'e karşı her cumartesi bir araya gelme kararı aldı.

Nepal’de 200’den fazla can kaybı yaşanan selde kayıplar aranıyor

Katmandu'da ve Nepal'de üç gün boyunca aralıksız yağan yağmurun tetiklediği sel ve toprak kaymalarında ölenlerin sayısı 200’ü geçerken onlarca kişi hala kayıp.

Tuvalu: Avustralya’nın ‘ahlaksız’ maden kararı Pasifik komşularını boğmaya benziyor

Tuvalu iklim bakanı, üç dev kömür madeninin genişletilmesini onaylayan Avustralya'nın COP29'a ada ülkeleriyle birlikte ev sahipliği yapma talebini zayıflattığını söyledi.

Türkiye’de ilk kez ‘pürüz dişli yunus’ kayıtlara geçti

Deniz Memelileri Araştırma Derneği'nin araştırmasında Türkiye sularında daha önce hiç kaydı olmayan pürüz dişli yunus görüntülendi.

‘Avrupa’daki tatil yerlerine özel jet uçuşları geçen yıl yüzde 250 arttı’

Greenpeace'in yaptırdığı yeni bir analize göre, 2023'te 45 lüks destinasyona 117.000'den fazla uçuş yapıldı. Bunun sonucunda da 520.000 tondan fazla CO2 emisyonu salındı.

EN ÇOK OKUNANLAR