Hafta SonuManşet

Kömüre destek nerden baksak tutarsız

0

Birleşmiş Milletler tarafından yürütülen iklim müzakereleri bu yıl yoğun bir dönem geçiriyor.

2020 yılından sonra Paris Anlaşması’nın uygulama yöntemlerinin belirleneceği “kurallar kitabı” üzerinde anlaşmak için müzakerecilerin bu yıl sonuna kadar vakti var. Anlaşmanın aslında BM’nin her yıl Bonn’da düzenlediği iklim değişikliği konferanslarının son buluşmasında tamamlanması gerekiyordu. Altı ay önce yapılan toplantıda anlaşma sağlanamayınca görüşmeler 4-9 Eylül tarihleri arasında Bangkok’ta düzenlenen ara konferansa kaldı.

Bangkok’ta müzakereciler, kurallar kitabının yanı sıra, 100 milyar dolarlık yeşil iklim fonunun nasıl finanse edileceği ve dağıtılacağını, kurallar kitabına farklı aktörlerin dahil edilmesini amaçlayan Talanoa Diyaloğu’nun nasıl biçimlendirileceğini ve anlaşmanın uygulanmaya başlayacağı 2020’ye kadar, ülkelerin beyan ettikleri katkıları uygulayıp uygulamadıklarını ve beyanların nasıl güçlendirilebileceğini tartışıyor.

Paris Anlaşması’nı onaylamayan 17 ülkeden biri olan Türkiye’nin ise onay için şartı, karbon emisyonlarını düzenleyebilmeleri için az gelişmiş ve gelişen ülkelere verilecek yeşil iklim fonundan mali destek alabilmek. Ancak bu süreçte karbon azaltımına yönelik bir adım atmıyor. Önerdiği azaltım senaryosunda Türkiye, 2030’a kadar emisyonlarının iki katına çıkacağını varsayarak, artıştan azaltım öneriyor. Karbon emisyonu azaltım senaryosunda, 2.5 kat değil 2 kat karbon emisyonu arttıracağını beyan ediyor.

Yeşil iklim fonu, iklim krizini yaratanlarla, krize katkısı az olduğu halde daha çok etkilenenler arasında denge kurmak için gerekli ve haklı bir talep. Ancak Türkiye’nin “az sebep olup, en çok etkilenen” olduğu iddiası da tartışmaya açık. Yine de talep ettiği gibi fondan pay alabilmesi için gerekli karbon emisyon düzenlemeleri yerine ise Türkiye hala  kömüre destek veriyor.

2017 yılı sonunda Türkiye, elektriğinin yüzde 33’ünü kömürden üretti. Yine 2017 sonunda elektrik üretimi için toplam kurulu güç 85GW’ken, ülkede 44GW’a karşılık gelen kömürlü termik santral projesi var.

Türkiye’de var olan santrallerin üzerine planlanan santraller de düşünülürse karbon emisyonlarını az etkileyip, iklim krizinden çok etkilenen ülkeler arasında yer alma talebi gerçekçi durmuyor.

Enerji yönetimince alınan kararların kömür yatırımlarını destekleme çabası ise o kadar cılız değil. Yatırımcıyı kömüre yönlendirmek için ortaya atılan “kılçıksız yatırım” modelinde, EÜAŞ, hem maden sahası hem de santral için ÇED raporu ve izin süreçlerini tamamladıktan sonra santraller özelleştiriliyor.

Bu modelle ihaleye çıkarılan ilk santral, Çayırhan Termik Santrali için EÜAŞ, 2017 şubat ayında kazanan konsorsiyum ile 15 yıl boyunca 6,04 cent/kWh üzerinden alım anlaşması yaptı.

Eskişehir Alpu termik santrali için ise EÜAŞ aynı yöntemi uygulamaya çalışıyor. 3 kez ertelenen ihale henüz yapılamadı ama Greenpeace’nin raporuna göre, dolar üzerinden santrale verilecek 15 yıl alım garantisi, EÜAŞ’a 505 milyon ile 4 milyar TL arasında rakamlara mal olabilir.

Kömüre destekten kaynaklanan maliyetler ise tabi ki faturalara yansıyor. Kömürlü santrallere destek sebebiyle, 2016 yılında IEEFA(Enerji Ekonomisi ve Finansal Analiz Enstitüsü), elektriğin piyasa fiyatına yüzde 19 ile yüzde 29 arasında artış olabileceği değerlendirmesinde bulunmuş.

2016’da bu senaryo kötümser olarak değerlendirilirken, son bir yılda, evsel kullanımda elektriğe %33, sanayi, ticarethane ve tarımsal sulamada ise yüzde %44 zam geldi.

Kömürün bu kadar desteğe muhtaç olmasının sebebi ise artık üretici açısından da avantajlı olmaması. 2010 ile 2017 yılı arasında güneş enerjisinden elektrik üretmenin maliyeti yüzde 73 oranında düştü.

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’na (IRENA) göre, küresel ortalama elektrik üretim maliyetleri, güneş enerjisi için kilovat saat başına 0,10 dolar, fosil yakıtlar için ise 0,05 ile 0,17 dolar arasında.

Hem dünya genelinde hem Türkiye’de yenilenebilir enerjiye yatırım hızla artıyor. En çok kömür kirliliğine sebep olan Çin ve Hindistan, 2017 yılında güneş enerjisi sektöründe öncü oldu. Kömürden hızla uzaklaşıyorlar. Türkiye de yeni kapasite kurulumunda beşinci sırada. Türkiye’nin 2017 yılında güneş enerjisi kurulu gücü 2,6 GW’a ulaşmış. Güneş enerjisi 33 bin insana iş sağlamış.

Devlet tarafından kömür yerine yenilenebilir enerjiye verilecek, alım garantisi, prim garantisi(piyasa fiyatının üzerinde alım), kota zorunluluğu(üreticiler için üretimin bir kısmının yenilenebilir enerjiden yapılması zorunluluğu), yenilenebilir enerji sertifikaları(yenilenebilir enerji üretiminin taşıdığı çevresel ve diğer pozitif niteliklerin alınıp satılabilmesini sağlayan sertifikalar), sabit fiyat garantili ihaleler Türkiye’de zaten artan yenilenebilir enerji yatırımlarına daha da hız kazandırabilir.

Kömür yerine yenilenebilir enerjiye sağlanacak destek ve finansman sayesinde dolar kuruna doğrudan bağlı olmayan enerji üretimi yapılabilir. İşsizlik oranlarının arttığı bu dönemde, kömürden daha yüksek istihdam sağlayan güneş enerjisi çözümün parçalarından olabilir.

Dolar kurundan etkilenmeyen, temiz, insani şartlarda, kömüre göre çok daha yüksek istihdam sağlayan yenilenebilir enerji sektörüne yönelmek, kriz döneminde Türkiye’nin nefes almasını sağlayacak adımlardan olabilir.

Türkiye’nin bulunduğu Akdeniz Havzası, dünyada iklim değişikliğinden en çok etkilenecek bölgelerden biri. Nüfus ve iklim değişikliği tahminlerine göre, önlem alınmazsa Türkiye su kıtlığı çeken bir ülke olacak. Sadece bu bile, Türkiye’nin seragazı emisyonlarını azaltması için üzerine düşeni yapmasını gerektiren bir neden.

İklim değişikliği ve su sıkıntısından, gıda fiyatları ve gıda güvenliği de etkilenecek. Önlem alınmazsa iklim değişikliği sebebiyle milli gelirin 2050’ye kadar yüzde 50 düşmesi bekleniyor.

Neredeyse ülkenin her köşesinde insanların sağlıklarını, evlerini, işlerini yok eden termik santrallere verilen finansmanı yenilenebilir enerjiye yönlendirerek varımızı yoğumuzu kömüre vermekten vazgeçebiliriz. Nerden baksak gerek yok çünkü. Hem ekonomi hem iklim değişikliği ile başımız beladayken nerden baksak tutarsız.

Kaynaklar:

https://theecologist.org/2018/sep/05/united-nations-climate-session-bangkok-decide-paris-agreement-rules

http://ozgurgurbuz.blogspot.com/2017/11/turkiye-iklim-fonundan-para-alsn.html

https://treaties.un.org/Pages/ViewDetails.aspx?src=TREATY&mtdsg_no=XXVII-7-d&chapter=27&clang=_en

https://www.coalinturkey.com/coal-power-plants/

https://www.birgun.net/haber-detay/kolin-kalyon-celiker-e-dovizli-kiyak-meclis-te-146757.html

https://www.artigercek.com/haberler/bu-santrale-verilecek-devlet-garantisiyle-257-okul-11-hastane-yapilabilir

https://d2hawiim0tjbd8.cloudfront.net/downloads/20171011_duuk_karbon_ekonomisi_rapor.pdf

https://ozgurgurbuz.blogspot.com/2018/09/elektrik-ve-dogalgaza-her-ay-zam.html

https://www.greentechmedia.com/articles/read/irena-renewable-energy-competitive-fossil-fuels-2020#gs.ddXKUmk

https://irena.org/-/media/Files/IRENA/Agency/Publication/2018/May/IRENA_RE_Jobs_Annual_Review_2018.pdf

https://irena.org/-/media/Files/IRENA/Agency/Publication/2018/May/IRENA_RE_Jobs_Annual_Review_2018.pdf

https://www.birgun.net/haber-detay/issizlige-yesil-cozum-151652.html

http://climatechangeinturkey.com/tr/c2.html

https://d2hawiim0tjbd8.cloudfront.net/downloads/turkiye_ye_maliyeti_infografik_1.pdf

 

Elif Cansu İlhan

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.