1 Temmuz’da AB dönem başkanlığını devralmaya hazırlanan Kıbrıs Cumhuriyeti’nde borç krizi alarm veriyor. Kredi notu ‘çöp’ düzeyine indirilen ülkenin, Avrupa Malî Yardım Fonu’ndan destek istemesi gündemde.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nde siyasi dengeler, gayet sıra dışı. Komünist Cumhurbaşkanı Hristofyas, milliyetçi bir partinin desteğiyle iktidarını sürdürürken, Avrupa dostu Muhafazakârlar ile muhalefet sıralarını paylaştıkları Sosyalistler arasında bir yakınlaşma gözleniyor.
Siyasetçiler hangi kanattan olursa olsun, bir noktada birleşiyor: Hükümetin görevini yapması ve Kıbrıs’ın finans dünyasındaki yerinin korunması isteniyor. Ancak bunun nasıl olacağı konusunda taraflar farklı görüşte. İktidardaki komünist AKEL partisi sıkı bir tasarruf politikasına karşı. Parti basın sözcüsü Yorgo Lukaidis, Yunanistan örneğinde de görüleceği gibi, kemerlerin aşırı sıkılmasının ekonomiyi boğacağını kaydediyor. “Başlıca sorun gevşek bir finans politikası ya da ekonomideki yapısal problemler değil, bankalar krizi” diyen Lukaidis, “Her yerde bankalara destek olmak için halktan kemerleri sıkmaları isteniyor. Oysa bu yolla sorunlar çözüleceğine ağırlaşacaktır. Yunanistan’da ilk tasarruf önlemleri hayata geçirilmeye başlandığında ülkenin borçları, gayri safi milli hâsılanın yüzde 115’ine denk geliyordu. İki yıl zarfında bu yüzde 165’e çıktı. Bu önemli bir gösterge” şeklinde konuşuyor.
2011’de Limasol’daki deniz üssünde 13 kişinin ölümüne yol açan ve sebebi hâlâ bilinmeyen dev patlama, ülkenin enerji altyapısına ciddi bir darbe vurmuş ve iki milyar euroya yakın bir zarara neden olmuştu. Gayri safi milli hâsılanın yüzde 10’una denk gelen bu zarar, kriz içinde bulunan Kıbrıs ekonomisini daha da darboğaza sokmuştu. Malî disiplin konusunda şimdi daha da büyük bir kararlılık sergilemeleri gerektiğini savunan muhafazakâr milletvekili Stylianidis, “Bence Avrupa Malî Paktı’nı mümkün olduğu kadar çabuk imzalamamız gerekiyor. Böylelikle devlet tahvillerimizin güvenilirliği artar. Eğer sorunu hasır altı edersek, Yunanistan’ın başına gelenler bizim de başımıza gelir” diyor.
(DW)