ManşetLGBTİ+Türkiye

Kaos GL Derneği: Çizgi film karakterlerini de hedef gösterdiler

0

Kaos GL Derneği,  Türkiye Gençlik Birliği (TGB) bileşenleri ve Aydınlık Gazetesi tarafından LGBTİ+lara yönelik nefret söylemleriyle çizgi film şirketi Disney‘in hedef gösterilmesine tepki olarak bir basın açıklaması yaptı.

Dün Twitter‘da tt (trend topic) olan #DisneyLGBTDayatıyor etiketi altında yapılan paylaşımlarla ilgili Dernek, etiket altında atılan LGBTİ+ fobik tweetlerde Disney’in LGBTİ+ çizgi film karakterlerinin hedef gösterilmesine tepki gösterdi ve TGB Genel Başkanı Dilek Çınar‘ın Aydınlık Gazetesi’nde yer alan “Çocuk istismarı ve pedofili diyarı: Disney” başlıklı yazısındaki sözlerine cevap verdi.

Bot hesapların da tweet atmasıyla tt olane tiketle atılan tweetlerde, çizgi film karakterleri lezbiyen polis memuru Specter, LUKA dizisindeki çocuklar, OUT dizisindeki Greg ve Manuel karakterleri üzerinden LGBTİ+ları hedef alınmıştı. Etiketin altında atılan tweetlerde RTÜK’e Disney’in yayın lisansının durdurulması ve içeriklerinin denetlenmesi çağrısı da yapılmıştı.

Söz konusu yazıda TGB Başkanı, “Eşcinsellik çürümüş toplumlarda ortaya çıkar ve büyür. Doğal olmayan cinsel kimlikler toplumu çürütmek, aile bağlarını zayıflatmak ve toplumsal dayanışmayı kırmak amaçlıdır. Çürüyen ABD emperyalizminin ve Batı’nın milli devletlere yönelik kültürel saldırısının bir aracıdır” gibi homofobik ifadeler kullanmış; küçük çocukların eşcinsel karakterler izleyerek kimlik bunalımına gireceğini, Disney’in eşcinsel karakterlere yer vererek çocukları istismar ettiğini iddia etmişti.

Çocuklarda herhangi bir zarara neden olma ihtimali yok

Kaos GL açıklamasında, Hacettepe Üniversitesi Psikiyatri anabilim dalından Dr. Koray Başar’ın çocukluk ve ergenlik döneminde LGBTİ+ karakterler görmenin çocukları LGBTİ+ yapmayacağını, aksine çeşitliliğin farkında olarak büyümenin bir arada yaşama katkı sunacağını belirttiği ifadelere yer verdi. Buna göre Başar şunları söyledi:

“İzlenen bir programda, yayında ya da okunan bir kitapta LGBTİ+ çocuk ya da erişkin bir karakter görmenin, insanın cinsel kimliği ile ilgili özelliklerine bir etkisi olmayacağını biliyoruz.

Çünkü hepimiz bütün hayatımız boyunca içinde yaşadığımız toplumlarda çocukluğumuzdan itibaren heteroseksüel ve doğduğunda tayin edildiğine benzer cinsiyette insanları gördük. LGBTİ+’ları görmedik. İnsanlar eğer sadece gördükleri cinsel kimlik özelliklerini benimsiyor ve deneyimliyor olsalardı LGBTİ+ insanların olmasını beklemezdik.

Çocukluk, ergenlik veya erişkinlik döneminde cinsel kimliğini farklı şekilde deneyimleyen insanlarla karşılaşmak insanın kendi cinsel kimliğini etkileyecek olan bir şey değildir. Kendisinden farklı şeyler hisseden, farklı şekillerde var olan kişileri fark etmesini sağlayacak bir şeydir.

Bu çeşitliliğin fakrına vardığı zaman insanlar, bir arada toplum halinde hayatlarını sürdürmeleri, birbirlerini ezmemeleri ve hor görmemeleri mümkün.

Dolayısıyla çeşitliliği yansıtmaya yönelik herhangi bir adım kimsenin ruh sağlığını veya gelişimini olumsuz etkilemeyeceği gibi, toplumca bir arada yaşama becerisi daha yüksek insanların gelişmesini sağlama ihtimali var.

Bu sadece cinsel kimlikle ilgili değil. Din, ırk, etnik köken, politik görüşler için de aynı şeyleri söyleyebiliriz. Farklı özelliklere sahip insanların bir arda var olabildiklerinin gösterilmesinin çocuklara herhangi bir zarara neden olma ihtimali yok.”

Görünürlüğü engelleme çabası, LGBTİ+ çocukların hayatını cehenneme çeviriyor

Sosyal medyada yürütülen kampanyada ailelere yapılan “çocuklarınızı koruyun” çağrısına yönelik ise Başar, şunları kaydetti:

LGBTİ+ karakterlerin ya da farklı özellikleri nedeniyle herhangi bir karakterin görünmemesi çabası içerisinde olan bir ailenin çocuğa vereceği mesaj “sen kendi özelliklerinle varolmaya çalıştığında biz ve toplum seni kabul etmeyeceğiz” mesajıdır.

Herhangi bir özelliği olan insanların görünmeye değer olmadıkları, gösterilmesinin uygun olmadığı yönünde verilecek bir mesajın, yani görünmez kılarak şiddet uygulayan ayrımcı bir mesajın, çocukları olumsuz etkileme ihtimali daha yüksek.

Dolayısıyla ailelerin burada yapması gereken şey çocuklarını bir şeyden koruyacaklarsa ayrımcılık ve şiddetten koruyor olmalıdır.

“Televizyonda LGBTİ+ görünürlüğünün artmasının herhangi bir yaştaki çocuk için çocukları bir zararı yok. Ama bunu bir sorun gibi görüp engellemeye çalışmak, özellikle de cinsel kimlik açısında ebeveyninin beklediğinden farklı özelliklere sahip çocuklar için hayatı cehenneme çevirebiliyor.

Bu engelleme çabası hem LGBTİ+ çocuklar hem de diğer tüm çocuklar için zararlı. İinsanlar çizgi filmde izlemeye başlamadan önce kimlikleriyle ilişkili özellikleri belirlenmiş olur çoğunlukla. Bu engelleme çabasının herhangi bir insana fayda sağlaması mümkün değil.”

Dr. Koray Başar aynı zamanda çocukların, LGBTİ+ ya da heteroseksüel olmalarından bağımsız olarak, çeşitliliği fark etmelerinin ve kendilerini sorgulamalarının cinsel kimliklerini şekillendiremeyeceğini belirtti:

“Bazı çocuk gelişimi ilişkili endişe eden uzmanların söylediğinin aksine, insanlar cinsel kimlik çeşitliliğinin farkına vardıklarında bu onların cinsel kimliklerini şekillendirmez. Sorgulamalarına, düşünmelerine sebep olabilir ama bu gelişime zarar verecek olan bir şey değil.

Heteroseksüel yönelimde olan bir gencin “ben de eşcinsel olabilir miyim” diye düşünmesi onu eşcinsel kılmaz. Böyle bir şeyin var olduğunu, mümkün olduğunu bilmek insanların kimliklerini şekillendirmez.

Bu ikisini birbirine karıştırmasınlar. Çeşitliliğin farkına varmak, insanın kendisiyle ilgili şüphe duymasına neden olmaz.

Disney’in LGBTİ+ çalışanları, Disney’i eleştiriyor

Kaos GL açıklamasında ayrıca, sosyal medyada yürütülen provokasyonun aksine, Florida eyaletinde “Don’t say gay” (eşcinsel deme) yasasına karşı eylemsiz kalan, LGBTİ+ karakterlere yer vermeyi yeterli gören ve LGBTİ+ karşıtı siyasetçileri fonlayan Disney’in, şirketin LGBTİ+ çalışanları ve LGBTİ+ örgütleri tarafından eleştirildiğini de hatırlattı.

Çalışanlarının ve LGBTİ+ örgütlerinin düzenledikleri eylemler sonucunda Disney’in, LGBTİ+ karşıtı siyasetçilere verdiği fonu kestiğini ve ülkedeki LGBTİ+ örgütlerine 5 milyon dolar bağış yapacağını duyurduğunu, ancak LGBTİ+ örgütlerinin, yasa tasarısı senatodan geçtikten sonra atılan bu adımı yetersiz bularak bağışı reddettiğinin altı çizildi.

 

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.