İzmir Tabip Odası ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlığı Derneği ortak bir açıklama yaparak İzmir’de korona virüsünün alfa, beta, gamma ve delta varyantlarındaki başlıca üç mutasyonun dışında alt türler saptandığını duyurdu.
Ortak açıklamada, yeni varyantların saptanması ve özelliklerinin araştırılabilmesi için nükleik asit dizi analizlerinin yaygınlaştırılması ve sonuçlarının açıkça paylaşılması gerektiği vurgulandı.
Varyant virüslerin toplum sağlığı ve salgının seyri üzerine etkilerine dayanılarak gruplandırıldığı belirtilen açıklamada şu bilgilere yer verildi:
“Endişe verici varyantlar olarak şu anda alfa, beta, gamma ve delta varyantları tanımlanmaktadır. Ayrıca, gözlem altında tutulması gereken ve araştırma altında olan gruplarda çok sayıda varyant bulunmaktadır.
Sağlık Bakanı, Türkiye’de Delta varyantının baskın olduğunu bildirmiştir. Ancak İzmir’de, alfa, beta, gamma ve delta varyantlarındaki başlıca üç mutasyonu hedefleyen PCR kitleri ile yapılan analizlerde, üç mutasyonu da taşımayan suşlar saptanmaktadır. Ayrıca, bu mutasyonları farklı kombinasyonlarla taşıyan suşlar da bulunmaktadır. Bu suşların özelliklerinin anlaşılabilmesi için genom analizi (nükleik asit dizi analizi) yapılması gereklidir. Bu örneklerin bir kısmı Türkiye Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’ne (HSGM) ileri inceleme için yollanmakta, ancak sonuçları hakkında hekimlere ve topluma bir açıklama yapılmamaktadır. İller/bölgeler incelendiğinde enfeksiyon ve aşılama oranlarındaki farklara ek olarak varyantlarda da farklar oluşabileceği beklenmektedir.”
Varyant PCR testleri ile varyantların araştırılmasının yeterli olmadığı kaydedilen açıklamada, “Dizi analizi yapılacak örneklerin seçim kriterleri toplumdaki enfeksiyon ve hastalık özelliklerine göre belirlenmelidir. Bunlar yapılmadığı sürece mevcut varyantların ve yeni gelişecek olanların gözden kaçabileceği unutulmamalıdır” denildi.
İzmir Tabip Odası ve KLİMUD, mikrobiyolojik olarak yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı: