İzmir‘in Kınık ilçesi Elmadere mevkiindeki Polyak Kömür Madeni‘nde meydana gelen göçük sonucu yaralanan 45 işçiden tedavisi tamamlananlar taburcu edildi.
Bağımsız Maden İşçileri Sendikası meydana gelen kaza sonucu en az 51 kişinin yaralandığını duyurmuştu.
Maden ocağı tahliye edildi
Cumartesi günü saat 21:00 sıralarında Polyak Eynez Enerji Üretim Madencilik San. ve Tic. A.Ş‘ye ait kömür ocağında meydana gelen göçük sonrası bölgeye İzmir ve Manisa‘dan çok sayıda sağlık ve kurtarma ekibi sevk edildi.
AFAD, UMKE ve itfaiye ekipleri tarafından maden ocağı tahliye edildi. Sağlık ekiplerince ilk müdahaleleri yapılan yaralıların 18’i Kınık, altısı Bergama ve 21’i Soma Devlet Hastanesi‘ne götürülerek tedavi altına alındı.
Ayakta tedavi gören yaralıların tümünün hastanelerden taburcu edildiği öğrenilirken, yatakta tedavi gören işçilerin de taburcu edilecekleri öğrenildi. Yaralılardan ikisinin ise tedbir amacıyla Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi‘ne sevk edildiği öğrenildi.
Şirket uyarılmıştı
Bağımsız Maden-İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Başaran Aksu, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda Polyak Eynez Enerji Üretim Madencilik San. Tic. A.Ş.’nin daha önce yüksek metan gazı ve yeraltı suları konusunda uyarıldığını yazdı.
Polyak Madencilik'te bir patlama yaşandığı bilgisi doğru. Boyutu belirsiz
Umarım hiçbir Madenci kardeşimizin başına birşey gelmemiştir
Bağımsız Maden-İş yöneticileri birazdan dönecek ocak önünde olacaklar.
Eli defa uyardık yüksek metan ve yeraltı suları konusunda. En az elli defa— Başaran Aksu (@Basaranaksu_) December 18, 2021
Bağımsız Maden İş Sendikası da patlamanın ardından yaptığı açıklamada, işletmeye metan gazıyla ilgili alınması gereken önlemler konusunda defalarca uyarı yaptıklarını ancak uyarıların dikkate alınmadığını söyledi.
Sendikalı işçiye baskı, zorla çalıştırma
Gerçek Gündem‘in aktardığına göre, Polyak maden işletmesi, salgının ilk başladığı zamanlarda işçileri zorla çalıştırmasıyla gündeme gelmişti. İşçilerin salgının ortaya çıktığı ilk zamanlardan Haziran 2020’ye kadar maden sahasında kalarak çalışmaya devam etmesi şart koşulmuş, kabul etmedikleri takdirde işten çıkarılacakları paylaşılmıştı.
10 Nisan 2020’de ise şirket tarafından işçilere bir dilekçe gönderilmiş, kalacak işçilerin yanlarında diş fırçası, havlu gibi temel ihtiyaçları getirmesi söylenmişti.
Salgın döneminde ayrıca Polyak’ta çalışan 750 madenci ücretsiz izne ayrılmıştı. Bağımsız Maden İş Sendikası da nisan ayında bir açıklama yapmış ve sendikaya üye işçilerin tehdit edilerek üyelikten istifa etmeleri için baskı yapıldığını açıklamıştı.
İşçiler, alev topu gördüklerini söyledi
Bağımsız Maden İşçileri Sendikası tarafından konuyla ilgili yapılan açıklamada, işçilerin patlamanın metan birikmesi sonucu yaşandığını söyledikleri kaydedildi:
Sendika yöneticilerimiz hastaneleri dolaşınca ilk olarak yaralı sayısının en az 51 olduğunu tespit etmiştir. 51 madencinin durumu ciddi olan, konuşamayacak durumdaki, ciddi yanıklara sahip 2’si hariç 49’uyla yüz yüze görüşme yapılmış işçilere kaza anı sorulmuştur. İşçiler de ‘alev topu gördüklerini, patlamanın basıncıyla yere kapaklandıklarını, patlamanın metan birikmesinin parlamasından olduğunu’ ifade ettiler. Çok sayıda yanığa sahip madencinin varlığı olayı açıklığa kavuşturmuştur. Bunun sonucunda olayın bir patlama olduğu açıktır. Bunun üzerine sendika yönetimimiz sabah şirket yönetimiyle tekrar bir görüşme yapmış olup yaklaşık bir saat süren görüşmede şirket yöneticisi Serkan Bahçekapılı ‘olayın bir patlama olmadığını kesinlikle arka oturması diye tabir edilen bir olay olduğunu’ ifade etmiştir. Savcılık ve bilirkişilerin yer altında yaptığı denetimler sonucunda ocakta herhangi bir sorun olmadığına, ocağın çalışabileceğini tarafımıza söylemiştir ve gündüz vardiyasıyla ocak çalışmaya başlatılmıştır.”
‘İşçilerin üretime başlatılması sakıncalı’
Polyak Maden İşletmesi’nin yaşanan bu kaza sonrası riskli durumunu koruduğunun belirtildiği açıklamada, işçilerin madende tekrar çalışmaya başlatılmasının büyük sakıncalar taşıdığı da ifade edildi:
Polyak Maden İşletmesi, yaşanan bu kaza sonrası riskli durumunu korumaktadır. Bu çalışanların her biri açısından yaralanma ve ölüm riski anlamına gelmektedir. Bu nedenle işletmenin Enerji Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı müfettişlerince ayrıntılı bir denetimden geçirilmeden, denetçilerden çalışılabilir izini alınmadan işçilerin üretime başlatılması çok büyük sakınca taşımaktadır. Bu denetimler yapılmadan yaşanacak her türlü üzücü olayın sorumluluğu işletme yöneticilerine, bilirkişilere, Çalışma ve Enerji Bakanlığına aittir. Bu uyarımıza Türkiye halkı şahit olsun.
İşletme içerisinde, işletme yönetimin kayırma, tehdit pratikleriyle toplu sözleşme tarafı yapılmış Hak-İş/Öz Maden-İş Sendikası, hiçbir İSİG denetimlerine tabi olmamış, işçiler lehine işletme yöneticilerini uyarmamıştır. Patronların sopası gibi davranan sarı sendikacılık işçilerin hayatının tehlikeye atılmasının önünü açmaktadır. En az işveren kadar sarı sendikada bu olaydan sorumludur. İşveren anayasal hakları bir kenara iterek işçilerin sendikal özgürlüğü konusunda tarafgir davranmaya son vermelidir. Bu husus İSİG kuralları açısından da çok kritiktir.
Ayrıca 20 bine yakın madencinin çalıştığı Soma havzasında maden kazaları sonucu oluşacak yaralanmalara, hastalıklara hızlı müdahale edecek tam teşekküllü bir hastanenin ne kadar acil bir ihtiyaç olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Acilen bir Maden Hastalıkları Araştırma Hastanesi oluşturulmalıdır.”