İstanbul SözleşmesiKadınManşet

İstanbul Sözleşmesi’ni savunmak için binlerce kadın ikinci defa Ankara’da

0

Eşitlik İçin Kadın Platformu’nun (EŞİK) çağrısıyla İstanbul Sözleşmesi’nin savunması öncesinde kadınlar Ankara’da bir araya geldiler. Kadınlar geceden Bodrum’dan, Adana’dan, İstanbul’dan ve birçok şehirden savunmaya destek vermek için yola çıktılar.  Sözleşme’nin feshine karşı açılan davaların ikinci duruşması için yurdun dört bir yanından Ankara’ya gelen kadınlar Danıştay önünde saat 9.00’da bir basın açıklaması gerçekleştirdiler. 

Onlarca kadın ve LGBTİ+ örgütünden avukatların ve hak savunucularının bulunduğu basın açıklamasında, avukatlar ve erkek şiddetine maruz kalarak hayatını kaybeden kadınların yakınları da söz aldı. Avukat Selin Nakıpoğlu’nun yaptığı açıklamada 28 Nisan’da gerçekleştirilen, binlerce kadının doldurduğu duruşma hatırlatılarak şunlar aktarıldı:

“‘İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz’ demek için 28 Nisan’da buradaydık, 650 kişilik konferans salonunda sayımız bini aştı. Bugün yine burada ülkenin dört bir yanından yüzlerce kadın, hukuksuz fesih bildiriminin yargılanmasına tanıklık edecek. İstanbul Sözleşmesi’ni yine birlikte savunacağız.”

‘Bu kavga karanlık ve aydınlığın kavgası’

“Bir tarafta tek kişilik kararlar varsa diğer tarafta biz milyonlarız” diyen Nakıpoğlu,  eşit yurttaşlık kavramına tahammülleri olmayanların yapmış olduğu karalama ve saptırmalarla sözleşmeden imza çekildiğinin altını çizerek “Şimdi ‘ben istedim oldu’ kararına karşı açtığımız davaların duruşmasına katılmaya geldik.  Neden bu kadar emek, bu kadar mücadele? Çünkü bu kavga karanlık ve aydınlığın kavgası, hukukun gücüne, adalete, toplumsal cinsiyet eşitliğine inananların mücadelesi” dedi.

Erdoğan, sürtük ve eril şiddet

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın geçen günlerde Gezi direnişçilerine yönelik söylediği “Sürtük” kelimesine de değinilen açıklamada ayrıca şunlar kaydedildi:

“Kadına yönelik erkek şiddetinin en yaygını, en karşılaşılanı nedir? Küfür, hakarete maruz kalmak ve aşağılanmak. Birkaç gün önce Cumhurbaşkanı’nın Gezi Direnişi’ne katılan vatandaşlar için sarf ettiği sözü duyunca şaşırmadık. Duyduklarımızın en kötüsüydü belki ama ilk hakaret değildi. Yıllardır dediğimiz gibi siyasal iktidarın şiddet içeren bağırıp çağıran dili erkeklerin cesaretlenmesine yol açıyor.”

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun kapatma davası ve hukuk devleti arayışı

1 Haziran’da ilk duruşması görülen Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği’nin kapatma davasına da değinilen açıklamada “Siyasi iktidar muhalif kesimlere ve özellikler kadın siyasetçilere, kadın ve LGBTİ+ hakları savunucularına, kadın sanatçılara sistematik olarak taciz ve baskı uyguluyor, eril şiddeti bu yönde de teşvik ediyor. Hukuk devleti olma yolundan gittikçe uzaklaşıyoruz” denildi ve şunlar eklendi:

“Sizi dört gün önceye götürmek istiyoruz. Dört gün önce altıncı yargı paketi niteliğindeki 24 maddelik Hakimler ve Savcılar Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin kanun teklifi meclis başkanlığına sunuldu. Bu durum neden önemli biliyor musunuz? Yürütmenin anayasaya ve yargı bağımsızlığına çok açık müdahalesi olduğu için.

Danıştay önünde kadın mücadelesini sürdüren yüzlerce kadın İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararının hukuksuz olduğu için adliye koridorlarında savunmalara destek verirken ayrıca dışarıda da “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” sloganları attı.

‘Asıl katil kadınları korumayan devlettir’

Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği‘nden yapılan açıklamada ise Danıştay’daki savunmaya 20 farklı şehirden yirmi ayrı cinayette yakınlarını kaybeden ailelerin geldiğinin altı çizilerek “Bugün biz 20 farklı şehirden, yirmi aileyi getirdik buraya. Kızları, eşleri, çocukları öldürülen 20 aile… Burada fotoğraflarını taşıyorlar kızlarının. Diyarbakır’dan, Mardin’den, İzmir’den, Giresun’dan… Duruşma salonunda birlikte olacağız. İstanbul Sözleşmesi vardı ama bu kadınlar korunmadı. Çünkü İstanbul Sözleşmesi uygulanmadı. Kadınlarımız öldürüldü” denildi ve eklendi:

“Ama şöyle bir gerçek var; İstanbul Sözleşmesi olmasa daha çok kadınlarımız öldürülecek, daha çok şiddet uygulayan olacak. Bu nedenle İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırmaya çalışan, şu an burada bulunan ailelerimizin kızlarını öldüren asıl katil kocaları, babaları, eşleri veya kardeşleri değil asıl katil bu kadınları korumayan devlettir.”

You may also like

Comments

Comments are closed.